Taşınmaz kaydına ihtiyati tedbir şerhi işlendikten sonra taşınmazın haczi nedeniyle tapu kaydına konulan haciz şerhinin mülkiyetin tedbir kararı lehine olan kişiye geçmesinin ve hacze konu alacağın da önceki malike ait bulunması halinde haciz şerhinin terkininin gerekeceği, somut olayda, davalı Belediye’nin 6183 sayılı Yasa’ya dayanarak yaptığı takibin dayanağının taşınmaza ait emlak vergi borcu olduğu, davacının da borcun doğduğu tarihte taşınmazın paydaşlarından diğer bir anlatımla icra takibinin borçlularından olduğu, bu nedenle de haciz şerhinin terkini olanağının bulunmadığı, mahkemece Konak Belediyesi adına açılan davanın reddinin gerekeceği-
Anonim şirketlerde eğer hisse senedi çıkarılmışsa, bu hisse senetlerinin İİK.’nun 88. maddesi uyarınca icra müdürlüğünce muhafaza altına alınarak haczedilebileceği, eğer hisse senedi çıkarılmamışsa “çıplak pay” adı verilen bu hissenin İİK.’nun 94. maddesi gereğince icra müdürlüğü tarafından bizzat şirket merkezine gidilerek ve pay defterine işlenmek suretiyle haciz işleminin yapılabileceği-
Mahkemece takipte işlemiş faiz oranları ile faiz miktarının tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılarak denetime elverişli rapor düzenlettirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği- Y.siz incelme ile yazılı hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
İcra müdürü'nün belirlediği taşınırın değerinin taraflarca şikayet konusu edilmesi halinde, İcra Mahkemesi'ne denetleme yetkisi tanıdığının, bu denetlemenin de icra hakimi tarafından uzman bilirkişiden yardım alınmak suretiyle gerçekleştirileceğinin kabulü gerekeceği- Mahkemece ilamda yenisi ile değiştirilmesine karar verilen dava konusu ayıplı aracın teknik donanımını gösteren bilgi ve belgeler taraflardan temin edilerek aracın değerinin bu verilere göre bilirkişi aracılığı ile belirlenerek sonuca gidilmesi gerektiği-
İİK. 89/V uyarınca 3. kişinin “kötü niyetli” alacaklıya karşı dava açarak, ödemek zorunda kaldığı parayı veya teslim ettiği malı geri isteyebileceğinden mahkemece davalı-alacaklının kötü niyetli olup olmadığının araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Haczin senette yazılı olan adreste yapılmış olması, borçlu ile 3. kişinin akraba durumunda bulunması nedeniyle “mülkiyet karinesi” nin alacaklı yararına olması nedeniyle aksinin davacı 3.kişi tarafından kanıtlanması gerekeceği-
İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takip sonucu kiracıya, ödemelerin icra dairesine yapılması yönündeki muhtıranın 16.09.2010 tarihinde tebliğ edilmiş ve kiracı 01.06.2010 tarihinde başlayan yeni kira döneminde sözleşmede yazılı bir yıllık peşin ödeme şartına istinaden kira bedelinin ekli makbuzlarla kiraya veren vekiline 01.06.2010 tarihinde para ve ciro edilmiş çeklerle ödendiğini bildirmiş, bildirimini 16.09.2010 tarihinde icra dairesine yapmış, aynı gerekçelerle ve haczin kaldırılması istemi ile de icra mahkemesine başvurmuş olması karşısında, mahkemece, bir yıllık kira bedellerinin kiralayana peşin olarak ödendiğinin kanıtlandığı gerekçesiyle şikayetin kabulüne karar verilmişse de, icra dosyasına ibraz edilen kira sözleşmesinin taraflar arasında sonradan düzenlenmesi mümkün adi nitelikte sözleşme olması sebebiyle buna itibar edilemeyeceği ve bankalardan çeklerle ilgili müzekkere yazılarak araştırma yapılmış ise de, mevcut çekler ile makbuzlar arasında ve çeklerin ödendiği kişiler ile makbuzlarda adı geçen kişiler arasında herhangi bir bağlantının kurulamadığı, kira sözleşmesinde belirtilen bir senelik kiranın karşılığı ile ödeme belgeleriyle elde edilen rakamın örtüşmediği, bu durumda, İİK. mad. 150/b koşullarında ödeme resmi bir belge ile kanıtlanamadığından şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Takibe konu senetteki takip talebindeki adres ile, bizzat borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği adresin haciz adresi olduğu davacı 3. kişi tarafından sunulan vergi levhasındaki adresin haciz adresinden başka bir adres olması nedeniyle, İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, bu yasal karinenin aksinin davacı 3. kişi tarafından, kesin ve inandırıcı delillerle ispat edilmesi gerektiği her ne kadar davacı 3. kişi tarafından, mahcuz mallara ilişkin faturalar sunulmuş ise de; bu faturaların borcun doğumundan sonraki bir tarihe karşılık geldiği gibi, içeriği dikkate alındığında da ayırt edici unsurların belirtilmediği anlaşılmakla; yasal karinenin aksinin, davacı 3. kişi tarafından kesin ve inandırıcı delillerle ispat edilememesi nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.