Borçlunun ancak, "teminat" olarak göstereceği 'nakit', 'hisse senedi', 'tahvil', 'gayrimenkul rehni', 'muteber banka kefaleti' karşılığında, "ihtiyati haczin kaldırılmasını" isteyebileceği, ancak menkul rehninin ihtiyati haczin kaldırılması için yeterli sayılmadığı-
Takibe konu bononun, vade tarihinden itibaren üç yıllık zamanaşımı süresine tâbi olduğu- Haciz talebi de bir icra takip talebi olduğundan haciz talebinde bulunulması ile zamanaşımının kesileceği-
Alacaklının şikayet ve temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü hususlar ile şikayetin mahiyeti gözönüne alındığında, şikayetin, İİK'nun 18. maddesinin üçüncü fıkrası gereğince duruşmalı olarak incelenmesinde zorunluluk bulunduğunun kabulü gerekeceği-
Takip talebinde alacaklının, adresinin yazılı olmamasına rağmen ekli vekaletnamede alacaklının yerleşim yeri adresinin mevcut olması halinde İİK mad. 58/1'deki koşulun yerine getirildiğinin kabulü gerekeceği- Bu eksikliklerin her zaman tamamlanması mümkün olup, takibin ve ödeme emrinin iptalinin gerekmeyeceği-
İİK. mad. 89 ve 356'nın uygulanma alanı–
Ödeme emri tebliğ işleminin, “ Adreste kimse bulunamaması üzerine, adresin kapalı olması sebebi en yakın komşu, kapıcı veya yöneticiye sorulmuş, verilen sözlü beyanda muhatabın geçici olarak çarşıya gittiğinin beyan edilmesi üzerine tebliğ imkansızlığı sebebiyle tebliğ zarfı (ismi ve yetkili olduğu mahalle net olarak okunamayan) muhtara teslim edilmiş olup, 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırılmıştır. Ayrıca en yakın komşusu F.D.'a haber verildi....” şerhi ile Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılmak istendiği, ancak tebliğ mazbatasında, bilgisine başvurulan kişinin kim olduğu ve sıfatı konusunda hiçbir bilginin bulunmadığı, beyanlarının tebliğ mazbatasına yazılıp imzalatılmadığı, imzadan çekinme hali var ise, bu durumun da tesbit ve tevsik edilmediği, dolayısıyla yapılan tebligatın usulsüz olduğunun anlaşıldığı, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince tebliğin, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılacağı-
Lehine satış vaadinde bulunulan alıcının süresinde (7 gün) açtığı istihkak davasında «daha önce taşınmaz maliki (satıcı) hakkında açtığı tescil davası sonucunda aldığı ilâma dayanarak» haczin kaldırılmasına karar verilmesini isteyebileceği -
İİK'nın da haczin yenilenmesi ve önceki haczin böylelikle devam etmesi şeklinde bir düzenleme olmadığı, şikayetçinin sonraki tarihli haczinin ilk haczi ayakta tutamayacağı, ilk haczin iki yıllık yasal süre içinde satış istenmemekle düştüğü, sonraki haczin ise ayakta olmakla birlikte şikayet olunanın haczinden sonra konulmuş olması nedeniyle sıra cetvelinde şikayetçiye pay ayrılmamasının yasaya uygun olduğu-
Takip dayanağı bonolarda başka bir yer "yetkili" olarak gösterilmiş olsa dahi, ihtiyati haciz kararının alındığı yerde takip talebinde bulunabileceği–

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.