Çek hakkında zamanaşımı süresi ibraz süresinin bitmesi ile başlayacağından, çekin ibraz süresinin sona erdiği tarihte geçerli olan zamanaşımı süresinin nazara alınması gerektiği- 03.02.2012 tarihinden önce ibraz süresi dolan çeklerde 6 ay, ibraz süresi bu tarihten sonra dolan çeklerde ise 3 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanacağı-
İİK.'nun 100. maddesine göre dosya bilgilerinin soruşturulmasına yönelik işlem, takibin sürdürülmesine yönelik ve alacağın tahsili amacını taşıyan bir işlem olarak değerlendirilemeyeceğinden zamanaşımı süresini kesmeyeceği-
Borçlunun takibin kesinleşmesinden sonraya yönelik zamanaşımı şikayetinin süreye bağlı olmadığı-
İcra kefaleti, kambiyo senedinden ayrı bir taahhüdü içerdiğinden, on yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, icra kefili yönünden, yapılan son işlemden şikayet süresi tarihine kadar on yıllık süre geçmedikçe, zamanaşımı süresinin dolmuş sayılacağı-
Takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin “zamanaşımı şikayeti”nin (kanımızca; “zamanaşımı itirazı”nın) süreye bağlı olmadığı-
Borçlu tarafından açılacak mücerret davada, alacaklı durumundaki davalının savunmasını def'i yolu ile ileri sürmesi halinde, açılan menfi tespit davasının da zamanaşımını keseceğinin kabulü gerekeceği-
Takibe konu çeklerin keşide tarihinin 15.08.2002 olduğunun görüldüğü, bu durumda ibraz sürelerinin bitim tarihi 6273 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girmesinden önce olduğundan, anılan çeklere altı aylık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekeceği-
Borçlular vekilinin dava dosyasında ileri sürdüğü meskeniyet şikayeti TTK.nun 662.maddesinde belirtilen dava kavramı içerinde değerlendirilemeyeceğinden, şikayetin yapıldığı tarihten mahkeme kararının kesinleşmesine kadar geçen sürenin zamanaşımını kesmeyeceği, bu durumda alacaklının 29/05/2009 tarihli talebi ile 09/01/2014 tarihli talebi arasında zamanaşımını kesen herhangi bir takip işleminin yapılmadığı ve dolayısıyla TTK'nun 661. maddesinde yazılı üç yılllık zamanaşımı süresinin geçtiği görüldüğünden, mahkemece, İİK'nun 170/b maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 71/son ve 33/a maddeleri gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile çeke dayalı yapılan takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borçlu hakkında işlem yapılmayarak altı aylık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından, borçlunun zamanaşımı şikayetinin kabul edilerek İİK. mad. 71/son göndermesi ile uygulanması gereken aynı yasanın 33/a maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Senette tanzim yerinin yazılı olması gereği- Tanzim edildiği yer gösterilmeyen bir bononun, tanzim edenin ad ve soyadı yanında yazılı olan yerde tanzim edilmiş sayılacağı- Kimin için taahhüt altına girilmiş ise tıpkı onun gibi senetteki borçtan sorumlu olan avalistin adresinin senette yazılı olmasının, bononun tanzim edildiği yerin yazması zorunluluğunu ortadan kaldırmayacağı- Herhangi bir tereddüde meydan vermeyecek şekilde bir idari birimi göstermeyen tanzim yerinin kabulünün mümkün olmadığı- Tanzim yeri unsuru bulunmayan belgenin kambiyo senedi vasfı taşımayacağı- Kambiyo senedi niteliği taşımayan belgenin üç yıllık zamanaşımına tabi olmayıp 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 146. maddesinde düzenlenen on yıllık zamanaşımına tabi olacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.