Borçlunun takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin olarak İİK’nun 71/2 ve 33/a maddelerine dayanan zamanaşımı şikayetinin incelenmesinin, bu şikayetin belli bir süre içinde ileri sürülmesi koşuluna bağlı olmadığı-
Alacaklının sadece haciz talebinde bulunması yeterli olmayıp işlemin zamanaşımını kesmesi için İİK'nun 59. maddesi uyarınca işlemin gerektirdiği masrafın da yatırılmış olması gerektiği-
Çek hakkında zamanaşımı süresi ibraz süresinin bitmesi ile başlayacağından, çekin ibraz süresinin sona erdiği tarihte geçerli olan zamanaşımı süresinin nazara alınması gerektiği- 03.02.2012 tarihinden önce ibraz süresi dolan çeklerde 6 ay, ibraz süresi bu tarihten sonra dolan çeklerde ise 3 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanacağı-
İİK.'nun 100. maddesine göre dosya bilgilerinin soruşturulmasına yönelik işlem, takibin sürdürülmesine yönelik ve alacağın tahsili amacını taşıyan bir işlem olarak değerlendirilemeyeceğinden zamanaşımı süresini kesmeyeceği-
Borçlunun takibin kesinleşmesinden sonraya yönelik zamanaşımı şikayetinin süreye bağlı olmadığı-
İcra kefaleti, kambiyo senedinden ayrı bir taahhüdü içerdiğinden, on yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, icra kefili yönünden, yapılan son işlemden şikayet süresi tarihine kadar on yıllık süre geçmedikçe, zamanaşımı süresinin dolmuş sayılacağı-
Takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin “zamanaşımı şikayeti”nin (kanımızca; “zamanaşımı itirazı”nın) süreye bağlı olmadığı-
Borçlu tarafından açılacak mücerret davada, alacaklı durumundaki davalının savunmasını def'i yolu ile ileri sürmesi halinde, açılan menfi tespit davasının da zamanaşımını keseceğinin kabulü gerekeceği-
Takibe konu çeklerin keşide tarihinin 15.08.2002 olduğunun görüldüğü, bu durumda ibraz sürelerinin bitim tarihi 6273 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girmesinden önce olduğundan, anılan çeklere altı aylık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekeceği-
Borçlular vekilinin dava dosyasında ileri sürdüğü meskeniyet şikayeti TTK.nun 662.maddesinde belirtilen dava kavramı içerinde değerlendirilemeyeceğinden, şikayetin yapıldığı tarihten mahkeme kararının kesinleşmesine kadar geçen sürenin zamanaşımını kesmeyeceği, bu durumda alacaklının 29/05/2009 tarihli talebi ile 09/01/2014 tarihli talebi arasında zamanaşımını kesen herhangi bir takip işleminin yapılmadığı ve dolayısıyla TTK'nun 661. maddesinde yazılı üç yılllık zamanaşımı süresinin geçtiği görüldüğünden, mahkemece, İİK'nun 170/b maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 71/son ve 33/a maddeleri gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.