İİK. 277 vd.'na göre tasarrufun iptali istenebilmesi için, borcun tasarruf tarihinden önce doğmuş olması gerektiği- Tasarrufun iptali davasında, ticari defterler üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinin, davacı alacaklı ile davalı borçlu arasındaki temel ilişkinin hangi tarihte başladığına yönelik olması gerektiği-
HUMK. 443/4 (şimdi; HMK. 367/2) uyarınca taşınmazın aynına ilişkin –‘taşınmaz üzerindeki mülkiyet uyuşmazlığını çözen’, ‘tapu iptali ve tescil’, ‘taşınmaz üzerindeki ipoteklerin iptali’ gibi- ilamların ve bu ilamın eklentisi durumundaki vekalet ücretinin ve yargılama giderlerinin, ilam kesinleşmeden takip konusu yapılamayacağı–
Davacı vekilinin temyizi kötü niyet tazminatına ilişkin taraflar arasındaki menfi tespit davasında, dava konusu genel kredi sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olmadığı bilirkişi raporuyla saptanmış olup davalı banka, genel kredi sözleşmesini huzurda imzalatması ve bu konuda basiretli davranması gerekirken bu yöndeki yükümlülüklerine uymayarak basiretsiz davranıp davacının imzasını taşımayan genel kredi sözleşmesine dayanarak davacı aleyhine icra takibi yapmasında kötü niyetli olduğunun kabulü ile davacı yararına İİK'nun 72/5. maddesi uyarınca kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
“Koca menfaatine olarak karı tarafından üçüncü şahsa karşı iltizam olunan borçlar sulh hakimi tarafından tasdik olunmadıkça muteber olmaz(MK.169-III)” kural bu olmakla birlikte somut olayda yararına kefalet ve ipotek işlemleri gerçekleştirilen şirket ile davacının kocası tamamen farklı kişilikleri haiz olduklarından yapılan işlemler yönünden MK.169/III. maddesinin uygulanma olanağının olmadığı-
Bir tasarruf zamanında temyiz gücünden yoksun olduğu anlaşılan kişinin o tasarrufunun hüküm taşımayacağı iddiasının kabulü için bunu dava eden vasiye bundan başka diğer tarafın kötü niyetini dahi ispat etmek külfeti yüklenemeyeceği-
İpotekli alacaklı, üçüncü kişiye ait teferruat niteliğindeki menkul mallar üzerinde rehin hakkı kazanamayacağından, ipoteğin, bu mallar yönünden geçersiz sayılacağı, teferruat niteliğindeki menkul mallar hisseli ise davacının hissesi oranında ipoteğin iptali gerekeceği («İpotekli alacaklının iyiniyetli olması halinde, rehin hakkının korunacağı»na i-lişkin görüşün yasal dayanağı olan MK. m.988 hükmünün ancak menkul mallar üzerinde emin sıfatıyla zilyetten aynî hak kazanma olanağı ta-nıdığı ipotekli alacaklının, teferruat niteliğindeki menkul malların zil-yetliğini elde etmedikçe bu hükümde yararlanamayacağı)-
Medeni Kanunumuzun birinci maddesine göre kanunun yorumunda, lafzı kadar ruhunun da esas teşkil edeceği, her hükmün lafzının ruhu ile kontrol edilmesi gerekeceğine dair İçtihadı Birleştirme Kararı-
İpoteğe rızası gereken eşin talebi üzerine, satış işlemlerinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
İİK.nun 61/l. maddesi (2). cümlesinin, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takipleri hakkında da uygulanacağına dair bir hükmün mevcut olmadığı-
Vergi dairesi memurunun düzenlediği yoklama fişindeki ikrar ve imzanın ilgisini (ifade sahibini) bağlayacağını-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.