Davaya konu taşınmazlardaki fındık ağaçlarının davalıya ait olmadığı anlaşıldığından TMK. mad. 718 gereğince davacı ve davalının fındık ağaçlarına tapudaki payları oranında malik oldukları sabit olmakla, fındık ağaçlarının taşınmazdaki payları oranında paydaşlara ait olduğunun beyanlar hanesine şerh verilmesine karar verilmesinin yanlış olduğu, muhdesat şerhinin terkini ile yetinmek gerektiği- Harcın muhdesat değeri dikkate alınarak hesaplanması gerektiği gibi davacı yararına vekalet ücretine hükmedilirken de harcı yatırılan dava değerinin dikkate alınması gerektiği-
Tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil davasında; tahsise konu yerde uygulanan düzenleme ortaklık payının (DOP) davacıyı da bağlayıcı nitelikte olduğu dikkate alınarak tahsis miktarından bu oranda yapılacak indirimden sonra kalan miktarın paya dönüştürülmek suretiyle davacı adına tesciline karar verilmesi gerekeceği, ancak mahkemece, davacının gecekondusunun bulunduğu, dava konusu taşınmazın tamamının davacı adına tesciline karar verilmesinin hatalı olduğu-
Bir tek alacak için birden fazla taşınmaz üzerinde her biri alacağın tamamına teminat (güvence) teşkil etmek üzere rehin yükü taşınmazlar arasında paylaşılmadan kurulan rehine toplu rehin, kollektif rehin, müşterek rehin veya birlikte rehin denileceği ve bu rehinin amacının, tek bir alacağın tamamının, birden fazla taşınmaz ile tahsil edilmesi olduğu- Somut olayda, dava konusu taşınmazlar üzerinde kurulu ipoteklerin; toplu ipotek olması nedeniyle, alacaklı tarafından tüm taşınmazlar hakkında takip yapılması gerektiği-
Davalı kiracının, kira süresi sona ermeden kira sözleşmesini tek taraflı feshederek kiralananı tahliye etmesi durumunda, davacının zararının, tahliye tarihinden kiralananın aynı koşullarla yeniden kiraya verilebileceği tarihe kadar boş kaldığı süreye ilişkin kira parasından ibaret olacağı-
TMK'nın 588. maddesinden kaynaklanan davaların taşınmazın aynına (mal varlığına) yönelik olduğu, bu davalarda görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu-
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesinin, kayıt düzeltme taleplerinin kaynağını oluşturacağı, bu tür işlerde kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekeceği, bu tür işlerin, 6100 sayılı HMK’nin 382/(2). fıkrasının ç-1) bendi gereğince çekişmesiz yargı usulüne göre sulh hukuk mahkemesinde ve taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan, aynı Kanun'un 12. maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde görüleceği ve işin niteliği itibarıyla maktu harç alınacağı, tapuda kayıt düzeltilmesi ve tespit taleplerini, tapu maliki ile mirasçılarının isteyebileceği-
Davalı kiracı, 1 yıl süreli kira sözleşmesinin süresinin bitiminden en az 15 gün önce kira sözleşmesinin yenilenmeyeceğine dair yazılı bildirimde bulunmadığından, sözleşmenin 1 yıllık sürenin sonundan itibaren kendiliğinden aynı koşullarda bir yıl uzamış olduğu; kira sözleşmesi yenilendikten sonra, davalı yenilenen kira sözleşmesinin süresi dolmadan kiralananı erken tahliye edip, kiralanana ait anahtarları teslim etmiş olduğundan ve davacı usule uygun teslim edilmediğini belirtse de, "anahtarı teslim aldığını" kabul etmekte olduğundan, anahtar teslim tarihinden sonraki süreçte, davalının sorumluluğu taşınmazın olağan şartlarda yeniden kiraya verilebileceği tarihe kadar olan süre ile sınırlı olduğu- 
Müdahalenin men’i, tescil ve tapu kayıt iptali ve yıkım gibi istekleri içeren gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda, gayrimenkulün değeri ile yıkımı istenen yapının kıymetinin toplamının davanın değerini teşkil edeceği gerek mahkemenin görevi ve gerekse tahsil edilecek harcın bu değer gözetilmek suretiyle belirleneceği, bunun ise keşfen belirlenen değer olacağı-
Tasarrufun iptali davaları ile hedeflenen hukuksal sonuç para alacağına kavuşmak olduğu; tasarrufa konu taşınmazın aynına ilişkin bir çekişme bulunmadığı; dolayısıyla davalı üçüncü kişi adına kayıtlı taşınmazın uyuşmazlığın konusu olmadığı; HMK'nın 389 ve izleyen maddelerine göre uyuşmazlık konusu olmayan mal varlığı değerleri üzerine ihtiyati tedbir konulması mümkün olmadığından, mahkemece ihtiyati tedbir isteminin kabul edilmediği- Para alacağına ilişkin davalarda başvurulacak geçici hukuki koruma tedbirinin öncelikle ihtiyati haciz olduğu; ancak ne var ki, davalılar tensip kararını istinafa taşımadığından tasarrufa konu taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulması işlemine dair mahkemece yapılan bu hatanın eleştirilmekle yetinildiği-
Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemi-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.