Şuf’a konusu paya ait nef’i ve hasar ne zaman davacıya geçer?-
“Taşınır satışının durdurulması”na ilişkin icra mahkemesinin kararına karşı, “yargılamanın yenilenmesi” yoluna başvurulamayacağı–
Mülkiyet hakkına veya tüketici haklarına dayanan davalarda kat malikleri kurulunun kat maliklerini temsil yetkisinin bulunmadığı-
Taşınmaz henüz kooperatif tüzel kişiliği adına kayıtlı iken taşınmazın tapu kaydına haciz konulmasından sonra, taşınmazda hak iktisap edenlerin, taşınmazı hacizli olarak iktisap edecekleri ve haczin doğuracağı sonuçlara katlanmak zorunda olacakları, kooperatif ortaklarının da, ferdi mülkiyete geçilmesi halinde, daha önce konulmuş olan hacizden sorumlu olacakları–
Geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve verilen paranın tahsili istemi-
Mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin davalarda davacının, mirasçılık belgesi verilmesini isteyebilmek için murisin öldüğünü ve ölüm tarihini, muris ile kendisi arasındaki irs bağını kanıtlamak zorunda olduğu, bu tür davaların reddine karar verilebilmesi için murisin hiçbir şekilde yaşamadığının, böyle bir kişinin mevcut olmadığının belirlenmesi veya davacının murisin mirasçısı olmadığının tespiti gerekeceği-
Dava dilekçesinde iddiaların ileri sürülüş biçimi itibariyle davacı, TMK. mad. 185/3 fıkrasında belirtilen "sadakat yükümlülüğüne" aykırı davranmaktan dolayı, kişilik haklarının saldırıya uğradığı iddiasıyla davalı eşinden manevi tazminat isteminde bulunmuş olduğundan, davanın yasal dayanağının, bu hâliyle dava aile hukukundan kaynaklandığı ve davaya bakmakla aile mahkemesinin görevli olduğu- "Davanın hukuki dayanağının Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiile ilişkin hükümleri olduğu, boşanmaya sebep olan olay nedeniyle kişilik hakları zedelenen tarafın manevi tazminatı boşanma davasıyla birlikte isteyebileceği gibi, boşanmaya bağlı olmaksızın 'hakların yarışması' çerçevesinde genel hükümlere dayanarak da isteyebileceği, bir kişinin sorumluluğu birden çok sebebe dayandırılabiliyorsa, hâkimin zarar gören aksini istemiş olmadıkça veya kanunda aksi öngörülmedikçe, zarar görene en iyi giderim imkânı sağlayan sorumluluk sebebine göre karar vereceği, somut davada davacının manevi tazminat talebi boşanmadan bağımsız olarak haksız fiile ilişkin hükümlerden kaynaklandığından asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu, bu nedenle direnme kararının bozulması gerektiği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Mahkemece, davalı-karşı davacı erkeğin ikinci cevabı davacı-karşı davalı kadına, ön inceleme duruşma gününün bildirilmesi için düzenlenen tebligat mazbatası ile tebliğ edildiği gibi bu mazbatada davacı-karşı davalı kadın tarafından ikinci cevap dilekçesinin tebliğinden itibaren iki hafta içinde karşı davaya yönelik ikinci cevabını verebileceğine dair ihtar da bulunmadığı için yapılan tebligatın geçersiz olduğu- Hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü çerçevesinde, davalı-karşı davacı erkeğe ev eşyası ve para alacağına yönelik talep ettiği miktarları ve ev eşyalarının; miktar, marka, cins olarak nitelikleri açıklattırılıp, para alacağı talebi yönünden görev hususu da gözetilerek tüm deliller toplanılıp değerlendirildikten sonra karar verilmek üzere hükmün bozulmasının gerekeceği-
Davalı şirketin yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararların iptali istemine ilişkin davada, davacılar vekilinin davadan feragate ilişkin beyanının -vekaletnamesinde HMK. mad. 74 'e uygun şekilde bu konuda özel bir yetkisi bulunduğu da gözetildiğinde- HMK. mad. 307 vd.  uyarınca sonuç doğurucu nitelikte olduğu; feragati teminen onanan yerel mahkeme kararının kadırılması, yerel mahkeme kararının bozulması, bozma sebep ve biçimine göre davalı vekilinin karar düzeltme isteminin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece alınan bilirkişi ek raporuna itibarla tanık beyanları uyarınca fazla çalışma, hafta tatili ile genel tatil ücreti alacakları, sunulan formlar, tanıkların yıllık izin taleplerinin imzalatılmasına rağmen kullandırılmadığına dair beyanları ile ücret bordroları da değerlendirilmek suretiyle ise yıllık izin ücreti alacağı hüküm altına alınmış, hükmü temyiz eden davalı vekili temyiz dilekçesinde; diğer hususların yanı sıra fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri ile yıllık izin ücreti alacağı yönünden kararın hatalı olduğunu, özetle, dosyadaki ücret bordrolarının, banka kayıtlarının değerlendirilmediğini, yıllık izin formlarının dikkate alınmadığını ileri sürmüş  ve Özel Dairece davalının temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasından sonra davalı vekilinin emsal dosyalarda verilen kararların Yargıtay 22. Hukuk Dairesi tarafından fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile yıllık izin ücreti yönlerinden bozulduğunu belirtilerek içtihat birliğinin sağlanması adına maddi hata düzeltilmesi talebi üzerine bu kez karar bozulmuş olup, davalının temyiz istemlerinin reddi ile onanmasına karar verilen bir kararın, Özel Dairece esasen savunmanın dayanağını oluşturan, yargılama aşamasında ileri sürülmüş ve temyiz konusu yapılmış nedenlerle bozulduğu, delillerin değerlendirilmesi sonucunda varılan hukukî sonucun yanlışlığı hukukî hata olarak kabul edilse dahi maddi hata olarak kabulünün mümkün olmadığı, bu nedenle onama kararının kaldırılmasını gerektirir maddi hata düzeltim nedenleri bulunmadığından direnme kararının usul ve yasaya uygun olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.