zilyedliğin korunmasına ilişkin -MK. 981- 984- 897’den kaynaklanan- davaların sulh hukuk mahkemelerinde (HUMK 8/II-3) görüleceği-
Taşınmazın harici satışına ilişkin sözleşmenin iptali doğrudan taşınmazın aynına yönelik bulunduğundan görevli mahkemenin taşınmazın dava tarihindeki değerine göre saptanacağı-
Çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve yıkım istekleri-
Dava konusu taşınmazın tahsis hakkına dayanılarak davalıların murisi adına tescil edildiği, davacının haricen düzenlenen senetle tahsis hakkını devraldığı, tapulu yerin haricen satışının geçersiz olduğu gerekçesiyle tapu iptali, tescil talebinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu- Sözleşmenin konusu, tapuda kayıtlı bir taşınmazın satışına ilişkin bulunduğundan, TMK. mad. 706 ve TBK. mad. 213 'e göre resmi şekilde düzenlenmemiş bu sözleşmeye dayanılarak mülkiyet aktarımı istenemeyeceği ancak davacının geçersiz olan bu sözleşmeyle davalıların malvarlığına geçirdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak talep edebileceği-
Davacıların miras bırakanının kayıt malikinin ölümünden itibaren taşınmazda malik sıfatıyla zilyet olduğu bildirildiğine göre, satış senedinin olmamasının mülkiyeti kazanmayı engellemeyeceği-
Tapulu taşınmazların harici satışı geçersiz olduğundan, davalının hakkında açılan davayı kabul etmesi halinde de mahkemece, bu satışa dayalı «tapu iptali ve tescil davasının kabulüne» karar verilemeyeceği -
Tapulu taşınmazların haricen -resmi şekle uygun olmayan- satışları geçerli değilse de, yargılama sırasında davalı (önceki) taşınmaz malikle-rinin satışın varlığını ikrar etmeleri halinde bu «kabül» doğrultusunda -satılan kısmın ifrazının imar hukuku bakımından sakıncalı olmaması koşuluyla- karar verilmesi gerekeceği -
Harici satış sözleşmesindeki satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesine göre tazmini gerektiğinden, sözleşmedeki bedelin, uyarlama ve denkleştirici adalet kuralları, YİBK kararlarının kapsamları ve TEFE-TÜFE endeksleri, altın-döviz kurlarındaki artışlar, memur ve işçi ücretlerindeki artışlar gözetilerek dava tarihine kadar ulaştığı değerin saptanarak belirlenmesi gerektiği-
Olaydaki müteselsil sorumluluğun hukuksal dayanağı, Borçlar Kanunu’nun 51. Maddesidir; anılan Yasa hükmüne göre, birden çok kişinin, aynı kişiye karşı haksız fiil, sözleşme gibi çeşitli nedenlerle sorumlu bulunduğu (Birden çok sebebin bir arada bulunduğu) durumlarda, bunlar hakkında, bir zararın doğmasına birlikte neden olanlar hakkındaki hükümlerin uygulanacağı-
Aracın davacı adına kayıtlı olduğu, harici satış sözleşmesinde davacının imzasının bulunmadığı, davacının sözleşmede imzası bulunan eşi ve davalıya aracın satımını gerçekleştirme konusunda bir yetki vermediği, davacının aracın satımı ile ilgili konuşmalara katılmadığı, söz konusu belgelerin davacı yönünden borç doğurucu nitelikte olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının takip dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespitine, koşulları oluşmadığından tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.