Vasiyetnamenin tenfizi diye adlandırılan davaların, bir aynı hakkın tesisi için değil, yalnızca Sulh Hukuk Mahkemesi’nce açılan vasiyetnamenin Türk Medeni Kanunu’nun 596 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tebliğ işlemlerinin tamamlanmasından ve gerekli yasal sürelerin geçmesinden sonra, herhangi bir itiraza uğramadığı ve iptalinin istenmediği veya itirazların sonuçsuz kaldığının, bu nedenle de kesinleşmiş olduğunun tesbiti için olduğu, bu tesbitin başlı başına aynı bir hakkın geçirimini sağlamayacağı, o nedenle kendisine belirli bir mal vasiyet edilen kimsenin bu vasiyeti yerine getirmekle yükümlü olan varsa ona, yoksa yasal ve seçilmiş mirasçılara karşı açacağı istihkak davası ile malın kendisine teslimini istemesinin gerekeceği-
28.07.2020 tarihinde yürürlüğe giren 7251 sayılı yasının 1. maddesi ile HMK mad. 20'de yapılan değişiklik çerçevesinde, görevsizlik kararı veren mahkemeye yapılan gönderme talebi süresinde değilse veya taraflarca gönderme talebinde hiç bulunulmamışsa dosya kendisine resen gönderilerek esas numarası alan mahkemenin yapacağı işlemin ne olacağı ve davanın açılmamış sayılması kararını verme görevinin hangi mahkemeye ait olduğu-
Taşınmazın resmî akitteki değeri ile gerçek değeri arasında fark bulunmakta ise de salt bedeller arasındaki oransızlık muvazaanın varlığı için yeterli delil olmadığı gibi terekesinde başka taşınmazları bulunan mirasbırakanın mal kaçırma amacıyla hareket etmesi hâlinde bu taşınmazları da temlik edebileceği hâlde etmediği gözetildiğinde, dava konusu taşınmazın temlikinin muvazaalı olmadığının kabulünü gerektirdiği- temlik tarihinden sonra yatağa bağımlı halde yaşayan kayınpederine normal bir bakımın ötesinde bakım ve destek sağlayan davalının bu aşırı hizmetinin semen olarak değerlendirilmesi hukuka uygun düşeceğinden, böyle bir durumda yapılan temlikin ivazlı olduğunun kabulü gerektirdiği-
Müdahalenin meni, tescil ve tapu iptali gibi taşınmazın aynını ilgilendiren davalarda, taşınmazın değerinin esas alınacağı, harç kaybının da böylece önlenmiş olacağı-
Vasiyetnamenin iptaline ilişkin davada mahkemece, vasiyetnamenin aslı görülerek ve tamamı getirtilip incelenmek suretiyle karar verilmesi gerekirken fotokopi olan 3 sayfadan ibaret suret incelenmek suretiyle karar verilmesinin hatalı olduğu-
Mahkemenin kısa karar ile gerekçeli kararı arasında çelişki olup, bu durumun usul ve yasaya aykırı olacağı, bu çelişki giderildikten sonra hakimin vicdani kanaate göre karar vermesi gerektiği-
Mirasbırakan...'ın maliki olduğu 544 ada 5 parsel sayılı taşınmaz ile hesaplarındaki paralarını 27.05.2005 tarihli vasiyetname ile davalı eşi ... lehine intifa hakkı tesis etmek suretiyle diğer davalı ...'na vasiyet ettiğini, saklı payına tecavüz edildiğini ileri sürerek, tenkise-
Mahkemece, taraflarca aynen paylaştırılması istenen 19 adet bağımsız bölüm ve bunları paylaşacak 8 adet paydaş ve ölen paydaşların mirasçısı bulunduğuna göre paydaşların bir kısmının rızasının olması halinde başkaca alternatifler araştırılarak, kabul eden tarafların payı müşa bırakılmak veya gerektiğinde ivaz ilavesi yapılmak suretiyle aynen taksimin mümkün olup olmadığı yönünde bilirkişi raporu alınarak taksim suretiyle ortaklığın giderilmesi gerektiği, çekilecek kura sonucunda kendisine daha kıymetli taşınmazlar isabet eden tarafa ivaz bedeli farkını hükümden önce depo etmesi için kesin süre verilmesine, depo edildiği takdirde taksim suretiyle ortaklık giderilmesine, depo edilmediği takdirde aynı hak karşı tarafa tanınmasına, her iki tarafın da ivaz bedelini kesin süre içerisinde depo etmemesi durumunda ise şimdiki gibi satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmesi gerektiği-
Trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemi-
Bir kimseden, «tüm mirasçılarını ayni ölçüde sevmesi»nin beklenemeyeceği gerçeğinden hareket eden kanun koyucunun, mirasta iade borcu konusunda «eşitlik ilkesi»nden ayrıldığı, füru (altsoy) dışındaki mirasçıları biribirine karşı «iade (denkleştirme) borcu»ndan kurtardığı, MK. 669/I hükmünün aralarında füru (altsoy) bulunmayan mirasçıları kapsamına aldığı MK. 669/II hükmünün ise sadece fürular (altsoy) arasındaki ilişkileri kapsadığı, «eş» ile «füru»nun (altsoyun) biribirine karşı iade (denkleştirme) «alacaklı» ve «borçlu»su olmadığı - MK. 669/I ve II hükümlerinin kapsamı -

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.