Mal ayrılığı rejimindeki 'katkı payı alacağı' ve edinilmiş mallara katılma rejimindeki 'değer artış payı alacağı TMK m. 227 için, TMK 236/2. maddesi uygulama alanı bulmayacağı, TMK m. 236/2 maddesindeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılması veya kaldırılmasına yönelik karar verilebilmesi için öncelikle, davacının artık değere katılma alacağının yapılan incelemeyle sabit olması gerektiğinden mahkemece yapılması gereken iş; öncelikle davacının alacağının "katkı payı", "değer artış payı" ve "artık değer'e katılma" alacağı olarak bunlardan hangisinin veya hangilerinin mevcut olduğunun araştırılması; "artık değere katılma alacağı"nın mevcut olması durumunda TMK. 236/2 maddesinin uygulama yeri olabileceğinin gözetilmesi ve davacının talepleri de gözetilerek gerçekleşecek sonuca göre bir karar vermesi gerektiği-
Davacı ile davalı arasında imzalanan bina yapım inşaatı için inşaat all risk sigorta poliçesi gereği sigortalı binada meydana gelen hasar bedelinin davalıdan tahsili talebine-
TMK'nun 214/2. maddesinde; mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda boşanmaya, evliliğin iptaline veya hakim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi durumunda bu davalarda yetkili olan mahkemelerin yetkili olduğu-
Davacı kadının eşine ait kapıcılık hizmetlerinin kimin tarafından yürütüldüğünün açıklığa kavuşturulabilmesi için, kalorifer yakma belgesinin bulunup bulunmadığı, davacı kadına mı yoksa eşi erkeğe mi ait olduğu ve bu dönemde ücret ödemelerinin kime yapıldığı belirlenerek, konu üzerinde yapılacak değerlendirme sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Kıdem tazminatı taksitler halinde kısmen dava açılmadan önce kısmen de dava açıldıktan sonra davalı tarafından ödenmiş olup; fer'i alacak olan kıdem tazminatı faizine davacı hak kazandığından fesih tarihinden itibaren kıdem tazminatı için faiz alacağına hükmedilmesinin gerekeceği-
Ceza zamanaşımı süresinin uygulanması için kamu davasının açılmış olması veya mahkumiyet kararı verilmiş bulunmasının aranmayıp, cezayı gerektiren fiilin varlığının yeterli olduğu- Bir kişinin ölümü ve iki kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan sözkonusu trafik kazasının cezayı gerektiren bir fiil niteliğinde olduğu ve davacı desteğinin vefat etmiş olmasının sonuca etkili olmadığı-
Ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde, bedelinin tahsili istemi-
Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının, usulü kazanılmış hakkın istisnasını teşkil edecekleri, bu nedenle de Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarının, kanun yoluna başvurma, kanun yoluna başvuranların durumu ağırlaştıramaz şeklinde özetlenen kuralın ve aleyhe bozma yasağının istisnasını teşkil edecekleri, bu ilkeler doğrultusunda Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni durum dikkate alınarak davanın incelenip karara bağlanmasının gerekeceği-
Davacı avukatın müvekkili olan icra takip dosyasında ve asliye ticaret mahkemesinde görülen tasarrufun iptali davasında davacı vekili olarak temsil ettiği, davalının karşı yanla anlaşarak sulh olduğu ve davalının avukatı olan davacıyı azlettiği, taraflar arasında yazılı vekalet ücret sözleşmesi bulunmadığı anlaşılmakta olup davacı avukatın dava ve takip dosyasında harcı yatırılmış değerlerin %10-20'si oranında akdi vekalet ücreti de isteyebileceğinin kabulü gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.