6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 117. maddesi gereğince muaccel bir borcun borçlusunun, alacaklının ihtarı ile mütemerrit olacağı, dava konusu olayda davacının, davalıyı dava ve ıslah tarihinden önce temerrüde düşürdüğü ispat edilemediğine göre, mahkemece hükmedilen alacak miktarının dava dilekçesinde talep edilen miktarına dava tarihten, ıslahla talep edilen miktarına ise ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, açıklanan husus göz ardı edilerek, tüm alacak miktarına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmüş olmasının, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektireceği, ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesinin, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
Yargılamanın iadesi sebeplerinin hangisinin esas alındığı ve süreye ilişkin hangi bendin uygulandığı yeterince açıklanmadan 3 aylık süre geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektiği-
Asıl dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili; birleştirilen dava ise ecrimisil istemine ilişkindir...
Davacı tarafından tanık olarak ifadesine başvurulmak istenen bir kısım kişilerin davalı tüzel kişinin kanuni temsilcisi olduğunun anlaşıldığı, Özel Dairece, anılan kişilerin tanık olarak değil, taraf (kanuni temsilcisi) olarak isticvap edilmeleri istendiğinden Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel daire bozma kararına uyulması gerekeceği-
Kira ve tazminat alacağının tahsili istemi-
Davacının boşanma davası sırasında istediği yoksulluk nafakası dışında maddi ve manevi tazminat istemediğine ilişkin beyanının, boşanma davasının eki niteliğinde olmayan mal rejiminden kaynaklanan davalar yönünden bağlayıcı olmadığı-
Satış esnasında sunulan projede ve tanıtımlarda belirtilen ancak bunlara uygun olarak yapılmayan otopark ve istinat duvarı nedeni ile davacının satın aldığı konutta oluşan değer kaybının ödetilmesi talebine-
Taraflar arasındaki alacak davası-
HMK.nın 200.maddesindeki sınırlamalar dikkate alındığında davacı dava dilekçesinde vs. deliller sözcüğünü kullanmakla yemin deliline de dayandığı kabul edilerek davacının davalıya yemin teklif etme hakkı bulunduğu hatırlatılıp hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Ambulans uçak ücretinin, 1479 sayılı Kanun kapsamında hastalık sigortası hükümleri yönünden Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanması gerekip gerekmediği noktasında 1479 sayılı Kanunda (23.05.2006 tarihi itibariyle) özel ambulans uçak ücretini karşılanacağına ilişkin bir hüküm bulunmasa da mahkemece, yaralanmanın mahiyeti ve yapılan tedavi içeriğine göre, sevkin zorunlu olup olmadığına ilişkin gerekli araştırmayı yapmak, gerekirse uzman bilirkişi kurulundan rapor almak, şevkin zorunlu olduğu kanaatine varılırsa, usulünce kara ambulans ücretini belirlemek ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.