İİK. 333a'da düzenlenmiş olan suçtan dolayı hüküm kurulmadan önce, sanığın kasdının tayini için, yetkilisi olduğu şirkete ait defter ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, aktifinin borçlarını ödemeye yeterli olup olmadığı ve şirket aleyhine başka icra takipleri bulunup bulunmadığının araştırılması ve açılmış bulunan tasarrufun iptâli davasının sonucunun beklenmesi gerekeceği–
Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada, proje bütünlüğü gereği, taşınmazın imar planında park alanı olarak ayrılan bölümünün tamamının bedeline hükmedilmesi gerekirken, kısmen cami alanı olarak gösterilen kısmın bedeline hükmedilmemesinin hatalı olduğu- Dava konusu taşınmaza 04.11.1983 gününden sonra el atıldığı anlaşılmakla, nispi harç ve nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Kıymet takdiri raporunun .............. tarihinde bizzat tebliğ edildiği, İİK'nın 128/a maddesi gereğince yasal 7 günlük süre içerisinde kıymet takdirine itirazda bulunulmadığından ihalenin feshi aşamasında taşınmazın değerinin düşük olduğu iddiasının incelenemeyeceği, kamu düzenine aykırı bir hususun da bulunmadığı muhammen bedelin üzerinde yapılan ihalede şikayetçi borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararının bulunmadığı, dosya kapsamı ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı ve hükümde kamu düzenine aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-
CMUK 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın sonuç ceza bakımından geçerli olduğu ve bozma öncesinde sanık hakkında tesis edilen 6 ay 20 gün hapis cezasının adli para cezasına hükmedildiği, karar sanık tarafından temyiz edildikten sonra 10 ay 50 gün hapis cezasının 6000-TL adli para cezasına çevrilmesine yönelik olarak kurulan hükmün, sanık tarafından temyiz edildiğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında kurulan yeni hükümde kazanılmış hak nedeniyle hapis cezasının TCK'nun 50/1-a maddesi gereğince 4000 TL adli para cezasına çevrilmesine karar verilmesi gerektiği halde yazılı şekilde karar verilmesinin kanuna aykırı olduğu-
Dosya kapsamında Av..........’ın istifa ettiğine veya azledildiğine ilişkin bilgi bulunmadığı, karar düzeltme istemine konu Hukuk Genel Kurulunun bozma kararının şikâyetçi vekili Av......’a tebliğine ilişkin e-tebliğ mazbatasının incelenmesinde; "Tarih ................... Muhatap hesabına teslim edilmek üzere UETS tarafından teslim alındı, .............. Tebligat alıcı için ayrılmış tebligat alanına (hesabına) başarılı bir şekilde konuldu, ....... Tebligat alıcının hesabına iletilmesine müteakip mevzuat gereği belirlenen süre sonunda otomatik olarak okundu sayıldı" şeklinde açıklamalarının yer aldığının görüldüğü, Elektronik Tebligat Yönetmeliği'nin 9. maddesinde belirtildiği üzere UETS elektronik tebligat mesajını zaman damgasıyla ilişkilendirerek .............. tarihinde muhatabın elektronik tebligat adresine ulaştırmış olup, elektronik yolla tebligat muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılacağından bozma kararının ............. tarihinde şikâyetçi vekiline tebliğ edildiği, 10 günlük karar düzeltme süresinin son gününün cumartesi günü ............ tarihine rastladığı, resmi tatil olması sebebiyle İİK'nin 19. maddesinin 3. fıkrası gereğince müddetin .............. tarihinde biteceği, karar düzeltme isteminin ise yasal 10 günlük süreden sonra .......... tarihinde yapıldığı anlaşıldığından, karar düzeltme isteminin süre yönünden reddine karar vermek gerekeceği-
İzinsiz eğitim faaliyetinde bulunulduğu iddiasıyla verilen para cezasının iptaline ilişkin davada, uygulanan idari para cezasının idari yaptırım türlerinden biri olduğu, bu para cezasına itiraz konusunda görevli mahkemenin de gösterilmediği, ancak; idari para cezasına konu işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak ve aynı maddi olay nedeniyle işyerinin kapatılmasına da karar verildiği ve idari yargı yerinde dava konusu edildiğinden idari para cezasına ilişkin kararın hukuka aykırılığı iddiasının da idari yargı yerinde görüleceği-
Satış bedellerinin taşınmazların muhammen bedellerinin üzerinde olduğu anlaşıldığından, borçlu tarafından, süresi içerisinde, kıymet takdirine itiraz edilmediği de gözetildiğinde zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, İİK.nun 134/8. maddesi gereğince borçlunun bu taşınmazlar yönünden ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olmadığı, mahkemece İİK.nun 134/8.maddesi uyarınca şikayetçinin menfaatinin muhtel olmaması nedeniyle reddi halinde işin esasına girilmemiş olduğundan, aynı maddenin 2. fıkrasında öngörülen para cezasının tatbik imkanının bulunmadığı, mahkemece borçlunun para cezasına mahkum edilmesi isabetsiz olup, anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
İİK.’nun 333a maddesinde düzenlenen suçun oluşabilmesi için sanığa (sanıklara) tebliğ edilen ödeme/icra emrinde borcun ödenmesi için verilen sürenin son günü itibariyle ticari işletmenin borcu ödeyebilecek ekonomik güce sahip olması ve hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan sanıkların, kasıtlı olarak ticari işletmenin borçlarını kısmen veya tamamen ödemeyerek alacaklıları zarara sokmuş olmaları gerektiği-
Sanık, ticareti terk hükümlerine aykırılık suçundan yargılanmış olup; atılı suç, aynı işyeri ile ilgili olarak aynı sanık tarafından ancak bir kez işlenebilen bir suç olduğundan ve dosya kapsamından, aynı sanık hakkında aynı suç nedeniyle başka bir dosyadan da yargılama yapıldığından işbu iki dosya birleştirilerek sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanma koşullarının olup olmadığının tartışılmasının gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.