Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle Kanunda sayılan geri gönderme sebepleri gerçekleşmediğinden, dava dosyasının ilk derece mahkemesine iadesinin usul ve yasaya aykırı olduğu- Davalı tarafından parmak basılan avukatlık ücret sözleşmesinin düzenlendiği tarihte yürürlükte olan "parmak izinin ihtiyar heyeti ve o yerde tanınmış iki şahıs tarafından onaylanmasına" yönelik düzenleme (HUMK. 297) karşısında; sözleşmenin usulüne uygun şekilde onaylandığından söz edilemeyeceği gibi, davalı tarafça parmak izi açıkça inkar edildiğinden, sözleşmenin geçerli bir sözleşme olarak kabulünün de mümkün olmadığı- Sözleşme geçersiz olduğundan, değeri para ile ölçülebilen dava ve iş türlerinden olmayan ortaklığın giderilmesi davasında, davacı avukatın isteyebileceği akdi vekalet ücreti, hizmetin verildiği tarihteki (ortaklığın giderilmesi davasının açıldığı tarihteki) AAÜT'deki maktu vekalet ücreti kadar olacağı-
Avukat ile müvekkili arasında bir ücret sözleşmesinin bulunmaması durumunda, "değeri para ile ölçülemeyen" dava ve işlerde Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin uygulanacağı (Av. K. mad. 164/4)- Ortaklığın giderilmesi davası ve satış işlemlerinin değeri para ile ölçülebilen dava ve iş türlerinden olmadığı- Avukatın, ortaklığın giderilmesi davası nedeniyle -hizmetin verildiği tarihteki (ortaklığın giderilmesi davasının açıldığı tarihteki) Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince- maktu vekalet ücretinin talep edebileceği-
7. HD. 20.04.2016 T. E: 14366, K: 8708-
İİK'nun 24/4.maddesi gereğince; taşınır tesliminde, borçlunun yedinde bulunmazsa ilamda yazılı değeri alınır, hükmü bulunsa da aynen iadeye karar verilmesi halinde iade edilecek eşyaların cinsi, niteliği, özellikleri, gram ağırlığı vb. gibi özelliklerinin ayrıntılı belirtilmesi gerekeceği-
Sulh nedeniyle taraflar arasındaki vekalet ilişkisine dayalı avukatlık ücret alacağına ilişkin davada tarafların sulh olmaları halinde avukatın vekalet ücretinin, sulh olunan miktar belli değilse; gerçek sulh olunan miktar araştırılarak bulunacak miktar, sulh olunan miktar tespit edilemezse vekil ile vekil eden arasında varsa yazılı sözleşme , sözleşme yok ise Avukatlık Kanunu'nun 164/4. maddesi gereğince harcı ödenen dava değeri üzerinden hesaplanması gerektiği- Davanın sulh ile sonuçlanması halinde her iki taraf avukatlık ücretinin ödenmesinden müteselsilen sorumlu olacağı ve bu durumda avukatın hem akdi hem karşı yan vekalet ücretinin tamamına hak kazanacağı- Sulh olunan miktarı ispat etme külfetinin davacı avukatta olduğu- Avukatın da imzasının bulunduğu bir sulh sözleşmesi bulunmaması nedeniyle eldeki gerçek sulh miktarının tespit edildiğinden bahsedilemeyeceği bu nedenle avukat ile vekil edeni arasında yazılı bir avukatlık ücret sözleşmesi bulunmadığına göre vekalet ücretlerinin Avukatlık Kanunu'nun 164/4. maddesine göre belirlenmesi gerektiği ödenecek olan akdi vekalet ücretinin, iş mahkemesinde açılan dava için harçlandırılmış olan dava değerinin %10’u ile %20’si, icra dosyası için ise takibe konu edilen asıl alacağın %10’u ile %20’si arasındaki bir oran üzerinden mahkemece takdir edilerek, tespit edilerek tahsil edilmesi gerektiği - Hasma yüklenen vekalet ücretinin hesaplanmasında, iş mahkemesi dosyasında harçlandırılmış olan dava değerinin ve icra takibine konu edilen asıl alacağın esas alınması gerektiği-
Haklı azil halinde ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebileceği- Azil haklı ise davacı avukatın azil tarihi itibariyle sonuçlanıp kesinleşmeyen dava ve takiplerden dolayı vekalet ücreti talep edemeyeceği-
HMK. m. 326/2'de yer alan "Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır." hükmünün; kamulaştırmasız el atma sebebine dayalı tazminat davalarının kısmen kabulüne karar verildiği hâllerde, kural uyarınca davacının yargılama giderlerinin bir bölümünden sorumlu tutulmasının, taşınmazın gerçek karşılığını elde edememesine yol açabileceği gerekçesiyle anayasaya aykırı olmasından dolayı iptal edildiği-
Hukuki yardımın Avukatlık Kanunu'nun, 5043 s. K. ile yapılan 13.1.2004 tarihli değişiklikten sonra başlaması halinde, Avukatlık Kanunu'nun -5043 s. K. ile yapılan değişiklikten sonraki- 164/4. maddesine göre avukatın, değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde, asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla, emeğine göre müddeabihin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktarda; değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde ise avukatlık asgari ücret tarifesinde öngörülen maktu miktarlarda vekalet ücretini talep edebilieceği- Avukatlık ücreti, avukatın emeğinin karşılığı olup, değeri parayla ölçülebilen davalarda, ancak davanın kazanılması halinde müddeabihin %10'u ile %20'si arasındaki oranlarda; davanın kaybedilmesi halinde ise sadece AAÜT'nde öngörülen maktu oranlarda ücrete hak kazanılacağının kabul edilemeyeceği- Avukatlık ücretinin, işin niteliği, zorluk derecesi, işe harcanan zaman ve sarf edilen emek ve mesaiye göre Kanunda öngörülen oranlar dahilinde takdir edilmesi gerektiği- Azil tarihi itibariyle, derdest olan davalar yönünden avukatın, azille birlikte üzerine aldığı işi devam ettirip tamamlama olanağı kalmadığından, azilden sonra davanın müvekkil aleyhine sonuçlanmış olmasının, sadece maktu ücretin ödenmesini gerektirmeyeceği-
Bir kanun hükmü farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin değilse, bir başka deyişle 'hâkim görüşünü hukuki dayanaklara ve bilimsel görüşlere dayandırarak farklı bir bakış açısı getirmiş veya delillerin takdirinden elde ettiği kanaat ile uyuşmazlığı sonuçlandırmış ise' artık burada hâkimin sorumluluğundan bahsetmenin mümkün olmadığı- 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesinin farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmü olmadığı, madde metni düzenlemesi dikkate alındığında farklı anlamların çıkarılabileceği belirtilerek farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmü bulunmadığı, bu nedenle de sorumluluk şartlarının oluşmadığı-
Davacı avukatın müvekkili olan icra takip dosyasında ve asliye ticaret mahkemesinde görülen tasarrufun iptali davasında davacı vekili olarak temsil ettiği, davalının karşı yanla anlaşarak sulh olduğu ve davalının avukatı olan davacıyı azlettiği, taraflar arasında yazılı vekalet ücret sözleşmesi bulunmadığı anlaşılmakta olup davacı avukatın dava ve takip dosyasında harcı yatırılmış değerlerin %10-20'si oranında akdi vekalet ücreti de isteyebileceğinin kabulü gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.