TBK'nın 208. maddesi ve Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Milletler Antlaşması (Viyana Sözleşmesi)'nın 67. ve 4. maddelerindeki satış kuralları uyarınca, yükün taşıma aracına yüklenmesiyle birlikte hasar ve yararın alıcıya geçmesinin mülkiyetin de taşıyıcıya teslimle alıcıya geçmesi anlamına gelmeyeceği- Dava dışı satıcının, malın taşındığı sırada, ilk alıcıya yapılacak teslimden vazgeçerek, taşıyıcıya verdiği talimatla alıcıyı değiştirdiği ve malın davalıya verilmesini istediği, taşımacının elindeki taşıma senedine göre taşıma konusu emtianın davalıya verilmesi gerektiğinden ve bu amaçla emtia antrepoya bırakıldığından bu durumda malın mülkiyetinin davacıya değil, gümrük antreposuna bırakılan mallara vasıtalı olarak zilyet olan ikinci satıcı davalıya geçtiği, davacının malın kendisine satımıyla ilgili olarak hukuki sorun yaşaması halinde muhatabının davalı değil, dava dışı satıcı veya şartları varsa sigorta şirketi olduğu-
Kambiyo senedi niteliğini taşımayan senetlerdeki hakkın ciro yolu ile devri mümkün olmayıp ancak alacağın temliki suretiyle mümkün olduğundan, usulüne uygun olarak yapılmış bir temlik işlemi bulunmadıkça, alacaklı tarafından yapılan takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Şirket temsilcisinin şirket kaşesi (ünvanı) altına atacağı tek imza ile şirketi borçlandıracağı, temsilcinin şirket kaşesi dışında ikinci bir imzasının bulunması halinde bu imzanın şahsen kendisini senet bedelinden sorumlu hale getireceği—
Yüklemenin taşıyıcıya ait olmadığı ve hasarın yükleme hatasından kaynaklanması halinde davalı taşıyıcının yüklemeye nezaret görevi bulunması nedeniyle bir müterafik kusurundan söz edilebileceği- Mahkemece,bilirkişilerden öncelikle hasarın hangi nedenle meydana geldiği hususunda mütalaa alınmak, yükleme hatasından meydan geldiği ve yüklemenin davalı tarafından yapılmadığı sonucuna ulaşılır ise davalının gözetim yükümlülüğüne bağlı olarak müterafik kusur oranı belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Satım sözleşmesine aykırı olarak çimento ambalajlaması nedeniyle oluşan zararın tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada, dava dışı 3. kişinin çimentoları davacının ambalajlanmasından sonra yeniden ambalajlanması halinde, davacının çimento ambalajlamasını evsafa uygun yapmadığı sonucunun oluşacağı- Davacının yeniden ambalajlanma neticesinde talep ettiği masraflar nafile hale geleceği ve bu kalem yönünden talep edilen miktara hükmedilmesinin hatalı olduğu- Davacının ve dava dışı 3. kişinin aynı çimento torbalarını mükerrer değiştirmesinin söz konusu olup olmadığı öncelikle belirlenerek, her halükarda mahkemece taraflar arasındaki sözleşmede belirlenmiş çimento ambalajının yapılması için gereken torbalarının yapıldığı yıl ve yerdeki piyasa rayiç değerleri ile işçilik masraflarının alanında uzman yeni bilirkişi heyetince belirlenmesi gerektiği-
Senette yazılı miktarlardan daha azı için ihtiyati haciz istenmiş olması halinde, ihtiyati haciz isteği dışında kalan sened bedelinin alacaklı tarafından daha önce alınmış sayılamayacağı—
Zorunlu şekil koşulunu -örneğin «tanzim tarihi»ni, «tanzim yeri»ni- taşımadığı için bono sayılmayan senedin, on yıllık zamanaşımına tâbi olduğu—
Mahkemece, yasa hükümlerine uygun şekilde tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilerek, gerekçe ile hüküm çelişkisi içermeyen, kendi içinde tutarlı, maddi olaya ve talebe uygun, denetime elverişli gerekçeli karar oluşturulmak gerekirken Anayasa, mülga HUMK’nın 388 ile 6100 sayılı HMK'nın 297 ve 298. maddelerinde belirtilen unsurlardan yoksun, maddi olaya uygun düşmeyen, talep, gerekçe ve hüküm çelişkisi içeren karar verilmesinin doğru olmadığı-
Bono niteliğini taşımayan -"düzenleme yeri" yazılı olmayan- senede dayanarak "kambiyo senetlerine ilişkin iflâs yolu ile" takip yapılamayacağı–
Çarter parti sözleşmesi hükümlerinin konşimento hamili davacı gönderilene uygulanması için, konşimentoda çarter partiye atıf yapılmasının yeterli görülmediğine ilişkin TTK'nın 1237/3 maddesindeki açık düzenlemeye rağmen; çarter parti hükümleri içerisinde yer alan tahkim şartına ilişkin hüküm davacıyı bağlamayacağı halde, görev itirazının reddi ile işin esasına girilerek inceleme yapılması gerekirken, tek başına konşimentodaki atıf yeterli görülerek, çarter parti sözleşmesindeki tahkim şartının davacıyı bağlayacağı gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.