Şirket temsilcisinin şirket kaşesi (ünvanı) altına atacağı tek imza ile şirketi borçlandıracağı, temsilcinin şirket kaşesi dışında ikinci bir imzasının bulunması halinde bu imzanın şahsen kendisini senet bedelinden sorumlu hale getireceği—
Yüklemenin taşıyıcıya ait olmadığı ve hasarın yükleme hatasından kaynaklanması halinde davalı taşıyıcının yüklemeye nezaret görevi bulunması nedeniyle bir müterafik kusurundan söz edilebileceği- Mahkemece,bilirkişilerden öncelikle hasarın hangi nedenle meydana geldiği hususunda mütalaa alınmak, yükleme hatasından meydan geldiği ve yüklemenin davalı tarafından yapılmadığı sonucuna ulaşılır ise davalının gözetim yükümlülüğüne bağlı olarak müterafik kusur oranı belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Satım sözleşmesine aykırı olarak çimento ambalajlaması nedeniyle oluşan zararın tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada, dava dışı 3. kişinin çimentoları davacının ambalajlanmasından sonra yeniden ambalajlanması halinde, davacının çimento ambalajlamasını evsafa uygun yapmadığı sonucunun oluşacağı- Davacının yeniden ambalajlanma neticesinde talep ettiği masraflar nafile hale geleceği ve bu kalem yönünden talep edilen miktara hükmedilmesinin hatalı olduğu- Davacının ve dava dışı 3. kişinin aynı çimento torbalarını mükerrer değiştirmesinin söz konusu olup olmadığı öncelikle belirlenerek, her halükarda mahkemece taraflar arasındaki sözleşmede belirlenmiş çimento ambalajının yapılması için gereken torbalarının yapıldığı yıl ve yerdeki piyasa rayiç değerleri ile işçilik masraflarının alanında uzman yeni bilirkişi heyetince belirlenmesi gerektiği-
Senette yazılı miktarlardan daha azı için ihtiyati haciz istenmiş olması halinde, ihtiyati haciz isteği dışında kalan sened bedelinin alacaklı tarafından daha önce alınmış sayılamayacağı—
Zorunlu şekil koşulunu -örneğin «tanzim tarihi»ni, «tanzim yeri»ni- taşımadığı için bono sayılmayan senedin, on yıllık zamanaşımına tâbi olduğu—
Mahkemece, yasa hükümlerine uygun şekilde tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilerek, gerekçe ile hüküm çelişkisi içermeyen, kendi içinde tutarlı, maddi olaya ve talebe uygun, denetime elverişli gerekçeli karar oluşturulmak gerekirken Anayasa, mülga HUMK’nın 388 ile 6100 sayılı HMK'nın 297 ve 298. maddelerinde belirtilen unsurlardan yoksun, maddi olaya uygun düşmeyen, talep, gerekçe ve hüküm çelişkisi içeren karar verilmesinin doğru olmadığı-
Bono niteliğini taşımayan -"düzenleme yeri" yazılı olmayan- senede dayanarak "kambiyo senetlerine ilişkin iflâs yolu ile" takip yapılamayacağı–
Çarter parti sözleşmesi hükümlerinin konşimento hamili davacı gönderilene uygulanması için, konşimentoda çarter partiye atıf yapılmasının yeterli görülmediğine ilişkin TTK'nın 1237/3 maddesindeki açık düzenlemeye rağmen; çarter parti hükümleri içerisinde yer alan tahkim şartına ilişkin hüküm davacıyı bağlamayacağı halde, görev itirazının reddi ile işin esasına girilerek inceleme yapılması gerekirken, tek başına konşimentodaki atıf yeterli görülerek, çarter parti sözleşmesindeki tahkim şartının davacıyı bağlayacağı gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Dava bonoya karşı açılan menfi tespit davasıdır. Davacı malen kaydı taşıyan senede karşı teminat senedi iddiasını yazılı delille ispatlaması gerekeceği-
Mahkemece bozma sonrası alınan Adli Tıp Kurumu’nca düzenlenen raporda, dava ve takip konusu olup 12.02.2012 vade tarihini taşıyan senetteki tanzim tarihinin 07.12.2012 iken ay hanesindeki “1” rakamının sürşarj yöntemi ile yapılan tahrifat sonucu “0” rakamına dönüştürüldüğü, tanzim tarihindeki bu dönüştürmenin düzenleyenin onayını taşımadığının saptandığı, bu durumda, HMK’nın 207. maddesi hükmü uyarınca senetteki tanzim tarihinin vade tarihinden sonraki bir tarihi taşıdığının kabulü gerekeceği, vade tarihinden sonraki bir tanzim tarihini taşıyan senedin, TTK’nın 776 ve 777. maddeleri uyarınca zorunlu unsur yokluğu nedeniyle bono, bir diğer söyleyişle kambiyo senedi vasfında kabul edilmesinin olanaklı olmadığı, bu durumda dava konusu belgenin kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe konu edilmesi mümkün bulunmadığı gibi HMK’nın 207. maddesi hükmü doğrultusunda tümüyle hükümsüz addedilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.