Muuvazaa iddiasına dayalı davalarda, mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması herkesin iddiasını ispatla yükümlü olduğunun gözetilmesi gerektiği- Davalıların evlilik tarihi ile mirasbırakanın çekişme konusu taşınmazları temlik tarihinin aynı olduğu, tapu kayıtlarına göre mirasbırakan adına kayıtlı başkaca pek çok taşınmazın bulunduğu, mirasbırakanın asıl amaç ve iradesinin kızından mal kaçırmak olmadığı, tanık beyanlarından da anlaşıldığı üzere davalı oğlu ile davalı gelininin evliliği sırasında adetleri gereği altın ve ev yeri karşılığı hediye olarak verildiği, mirasbırakanın mal kaçırma amacıyla hareket ettiğinin kanıtlanamadığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun davalı üçüncü kişiye muvazaalı olarak borçlanmasına ilişkin ve başlatılan takipte, alacağın diğer davalıya temlikine ilişkin tasarrufların iptaline karar verilmesi istenilmiş olup mahkemece borçlu aleyhine başlatılan takipte borçluya babasından intikal eden hisse için haciz konulmasına rağmen, 4 yıl boyunca satışa geçilmediği, bunun hayatın olağan akışına uygun olmadığı; ayrıca, davacının takibe başlamasından sonra da alacağın dahili davalıya temlik edilmesinin de muvazaalı olduğu" gerekçesi ile "davanın kabulüne" karar verilmiş olup mahkemece "davacı alacaklının icra takip dosyasındaki alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere iptaline" şeklinde karar verilmesi gerektiği-
Akrabalar arasındaki satış işleminin gerçekte bağış olduğunun kabulü gerekeceği-
Eldeki tasarrufun iptali davasının borçlunun iflasından önce açıldığı anlaşıldığından öncelikle davacının eldeki davayı takip edebilmesi için İflas İdaresinden İİK'nun 245 maddesi gereğince yetki alması, yetki aldığı takdirde eldeki davayı takip edebileceği aksi halde yetki alamadığı takdirde davanın İflas idaresi temsilcisi huzuruyla görülmesi ve verilecek kararın İflas idaresi lehine veya aleyhine kurulması gerekeceği-
Temlik işleminin, bu iki şirket arasında organik bağ bulunduğu ve 3. kişinin davalı borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olduğu gerekçesi ile iptaline karar vermek gerekeceği-
Borçlunun konutunda ve borçlu elinde haczedilmiş olan menkuller bakımından “mülkiyet karinesi”nin, borçlu dolayısıyla alacaklı yararına sayılacağı; bu karinenin aksinin davacı üçüncü kişi tarafından güçlü ve inandırıcı delillerle kanıtlanması gerekeceği-
Önalım hakkı nedeniyle davalıya satılan payın iptali ve tesciline ilişkin davada, davacılar tapuda yapılan akdin tarafı olmadıklarından bunun trampa olmayıp satış olduğunu her türlü delil ile kanıtlayabilecekleri-
Borçlunun müvekkilinin eski eşi olup boşanma davası sonunda müvekkili lehine maddi-manevi tazminata hükmedildiği, borçlunun bunu sonuçsuz bırakmak mal kaçırmak kastıyla adına kayıtlı taşınmazı amcasının oğlu olan davalı 3.kişiye satarak devir ettiğini ileri sürdüğü, dava konusu taşınmazın rayicinin çok üstünde borçlu tarafından akrabası olan 3.kişiye satıldığı, boşanmaya neden olan olayların haksız fiil olarak boşanma davasından önce gerçekleşmiş olmasına göre tasarrufun iptaline karar verilmesi gerektiği-
Kıdem tazminatı, ücret alacağı, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti ile asgari geçim indirimi alacaklarının ödetilmesine-
Davacının, “satıştan hemen sonra kurulan ipoteğin muvazaalı oldu-ğunu” ileri sürmesi halinde, bu hususun da araştırılması gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.