Türk Medeni Kanunu’nun 303/4. maddesinde düzenlenen ”Bir yıllık süre geçtikten sonra gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılabilir.” hükmünün Anayasa Mahkemesi’nin 2011-116 Esas 2012-39 Karar ve 15.03.2012 tarihli kararı ile iptali kararı
Hayat sigortası sözleşmesine dayalı alacağın tahsili istemine ilişkin davada, sigorta poliçelerinin dava dışı banka tarafından açılan kredilere teminat olarak düzenlendiği anlaşıldığından, kredi borcu ödenmemiş ise sigorta bedelini talep hakkı öncelikle dava dışı bankaya ait olup, ancak artan kısım varsa davacıların bunu istemesinin mümkün olduğu, konut kredisinin davacılar tarafından tamamının ödenmesi sebebi ile davacıların davayı açmakta hukuki yararlarının bulunduğu-
Kural olarak mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin davaların TMK'nun 598 maddesi hükmüne göre miras bırakanın mirasçıları tarafından açılması gerekeceği; ancak kendisine mahkemece dava açma hususunda yetki verilen mirasçı olmayan kişilerin de dava açma haklarının bulunduğu-
Kira parasının ödenmesi ve tahliye istemli icra takibinin alacaklı yerine –kira sözleşmesini vekil sıfatıyla imzalamış olan- alacaklı vekili tarafından şahsen yapılamayacağı, taraf ehliyeti ile ilgili olan bu hususun kamu düzenine ilişkin olup süresiz şikayete tabi olduğu-
Dava konusu sitenin kat malikleri genel kurul karar defterinin dosya içerisine alınması gerektiği- Yöneticinin kat maliki olmadığı tespit edildiğinden, mahkemece öncelikle yöneticinin söz konusu davanın açılabilmesi için kat malikleri tarafından yetkilendirilme hususunun açıklığa kavuşturulması gerektiği- Kat malikleri genel kurulu tarafından yetki verilmemiş ise davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Taşınır rehninin satışının ödeme veya icra emrinin tebliğinden itibaren en geç 1 sene (şimdi; 6 ay) içinde, ‘taşınmaz rehninin satışının ise aynı tarihten itibaren en geç 2 sene (şimdi; 1 yıl) içinde istenebileceği’ne dair olan İİK. 150/e hükmünün emredici hüküm olup mahkemece re'sen gözetilmesi gerekeceği; bu sürelerden sonra takip düşmüş olacağından yapılan ihalenin de sırf bu nedenle feshi gerekeceği-
İcra mahkemesinin kararı ile şikayetçinin haczinin düşmemiş olduğuna karar verildiği görüldüğünden, şikayet konusu taşınmaz üzerinde 73.677,30 TL'lik haciz bulunduğu, taşınmazın satış bedelinin 55.000,00 TL olduğu ve paylaştırma sonucu borçluya iadesi gereken miktar kalmayacağı gerekçesiyle, birleşen dosyada şikayetin reddi gerektiği- Asıl dosyada ise, şikayet olunanın haczinin daha eski tarihli olduğu ancak şikayetçinin alacağının ilama dayandığı, İİK. mad. 100 gereği hacze iştirak ettiği, her iki alacağın da imtiyazlı alacak olmadığı, dolayısıyla paylaştırmanın garameten yapılması gerektiği-
Satış bedelinin bütün alacaklıların alacağını karşılamaya yetmemesi halinde, icra müdürünün sıra cetveli yapmak zorunda olduğu (İİK. mad. 100; 140)- Şikayet eden üçüncü kişinin, icra dosyasının tarafı olmasa da, haciz alacaklısı olması nedeniyle sıra cetveli düzenlenmesini talep etmekte hukuki yararı olduğu ve bu konudaki şikayette de aktif husumet ehliyetinin bulunduğu-
Somut olayda fabrika atıklarının dava konusu ......... parsel sayılı taşınmazdan ifraz edilen kamu orta malı kısmında kalıp kalmadığı hususu araştırılmaksızın karar verildiği, mahkemece bu husus yöntemince araştırılıp incelendikten sonra sonucuna göre, talebin niteliği dikkate alındığında, fabrika atıklarının kamu orta malı olarak ifraz edilen ........... parsel sayılı taşınmaz üzerinde kaldığının tespiti halinde davanın aktif husumet yokluğundan reddi gerekeceğinin, fabrika atıklarının belediye adına tapuda bırakılan kısımda kaldığının tespiti halinde ise tapu maliki belediyenin aktif husumet ehliyeti olduğu gözetilerek davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceğinin gözetilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.