Kooperatif üyeliğin tespiti talebi hâlinde kooperatif kayıtlarının da incelenmesi gerektiği- Kooperatif hissesinin devrine ilişkin sözleşmenin hüküm ifade etmesi için kooperatif yönetim kurulunun kararına ihtiyaç duyulması, üyelik devrinin ancak yönetim kurulunun kararı ile sonuç doğurması, mahkemece verilecek kararın kooperatif tarafından yerine getirileceği hususları birlikte değerlendirildiğinde, kooperatifin de davada taraf olarak yer almasının zorunlu olduğu- "Davalının kooperatif hissesini dava dışı kişiye devrettiği" gerekçesiyle davanın "sıfat yokluğu" nedeniyle reddine karar verilemeyeceği- "Dava dışı kimsenin dava tarihinden sonra kooperatif üyeliğini kazandığı, bu durumda "kooperatifin davada yer alması gerektiğine" ilişkin bozma gerekçesi yanında HMK 125 uyarınca davacıya, davaya üyeliği devralan ortağa karşı mı, yoksa davalılara karşı tazminat davası olarak mı devam edeceği sorularak sonucuna göre işlem yapılması gerektiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Kooperatif tacir sıfatına haiz olmadığından, kooperatifin açtığı rücuen tazminat istemli davanın asliye hukuk mahkemesinde görüleceği-
Kooperatiflerin ticaret şirketi olmadığı ve tacir olarak kabul edilmediği- Davalı yan kooperatif olup tacir niteliği taşımadığından, eser (mütehatilik) sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlık TTK. mad. 4 uyarınca ticari dava da sayılmadığından, davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Kooperatif genel kurulu tarafından mevcut tüm ortakları kapsar şekilde eşitlik ilkesine uygun olarak alınan kararın ve belirlenen kurallar çerçevesinde davacının peşin ödemeli ortak olduğunun son derece açık olduğu- Yerel mahkemece, davacının bu ortaklık sıfatı dikkate alınarak davalı kooperatife bir borcunun bulunup bulunmadığının buna göre belirlenmesi gerektiği-
Davacının kooperatife yapmış olduğu başvuru sonucunda üç kişiden oluşan kooperatif yönetim kurulu iki üye ile toplanıp karar almış olup kooperatif ana sözleşmesinde "yönetim kurulunun yarıdan fazla üye ile toplanabileceğinin ve toplantıya katılanların çoğunluğu ile karar alınabileceğinin" öngörülmüş olmasına göre, üç kişilik yönetim kurulunun iki üye ile toplanıp karar almasının mümkün olduğunun benimsendiği- Davacının dava dışı ...’in kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptaline ilişkin istemde bulunmasının asıl nedeninin kooperatife üye olduğunu kanıtlamak olduğu, zira davacının bu kişinin yerine kooperatif üyeliğine kabulüne ilişkin karardan uzun sayılabilecek bir süre sonra verilen karar ile adı geçenin ortaklıktan ihracına karar verilmesinin, davacının kooperatif ortağı olarak benimsenmediği anlamını taşıdığı, bu itibarla davacının dava açmakta hukuki yararının bulunduğu ve bu durumda davacı, yönetim kurulu kararı ile yerine ortak olarak kabul edildiği kişinin ihraç kararının iptalini istediğine göre, ortaklığa kabul tarihinden sonraki tüm genel kurul tutanakları getirtilerek; davacının genel kurullara çağrılıp çağrılmadığı, hazirun cetvellerinde adının olup olmadığı, davacının aidat ödeyip ödemediği, yönetim kurulunca alınan kararların deftere işlenip işlenmediği hususları incelendikten sonra, davalı kooperatifin davacıyı ortak olarak benimseyip benimsemediği hususu üzerinde durulup karar verilmesi gerektiği- "Davalı kooperatifin yönetim kurulunun üç kişiden oluşması nedeniyle toplantı nisabı üç olmasına rağmen iki üyenin katılımıyla alınan kararın toplantı nisabı gerçekleşmeden alınması ve karar numarası içermemesi nedeniyle yok hükmünde olduğu, bu itibarla kooperatif üyeliğinden ihracına dair alınan kararın iptalini ancak ihraç edilenin talep edebileceği, davacının dava açmakta hukuki yararı olmadığı" şeklindeki görüşlerin HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Yapı kooperatifleri tacir olarak kabul edilmemiş olduğu- Davacı şirket ile davalı kooperatif arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın, kooperatif ile üye arasında bir uyuşmazlık olmadığı, TTK. mad. 4 uyarınca, her iki tarafın tacir olduğu ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işlerinden kaynaklanan bir uyuşmazlığın da bulunmadığı bu nedenle "davaya bakma görev ve yetkisinin ticaret mahkemesine ait olduğuna" dair verilen kararın hatalı olduğu-
Taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesiyle üstlenilip sonradan tadil sözleşmesiyle yapımından vazgeçilen Blok inşaatı ile ilgili fazlaya ilişkin saklı tutulan bedelin tahsili istemine ilişkindir davanın TTK. mad. 4/1 uyarınca her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hukuk davası (nispi ticari dava) olmadığı;  4/1-c bendinde TBK'nın 470 v.d. madde hükümlerine atıf yapılmaması nedeniyle "mutlak ticari dava" da olmadığı, asliye hukuk Mahkemesinin görevli olduğu-
Bilirkişi kurulu raporu ve tüm dosya içeriğine göre, davalıya ait davalı kooperatif ortaklık payının 04.06.2008 tarihli noter sözleşmesi ile davacı şirkete devredildiği, davacı şirketin anasözleşmesindeki faaliyet alanı ve amaçları bakımından kooperatif üyesi olabileceği, davalının daha sonra aynı payı 03.12.2008 tarihinde diğer davalıya devrettiği, devir halinde kooperatif yönetim kurulunun yeni ortağı kabulden kaçınamayacağı 1163 s. Koop. K. mad. 1, 9, 14 ve 17 ile anasözleşme gereğince kooperatif payının devri halinde bu devrin geçerli olması için kooperatife yazılı başvuru ve yönetim kurulu kararının geçerlilik şartı olmadığı, mahkeme kararının yönetim kurulu kararı yerine geçeceğinden davanın kabulü ile davacının davalı kooperatifin üyesi olduğunun tesbitine karar verilmesinin isabetli olduğu-
  • 1
  • 2
  • kayıt gösteriliyor