Davalı bankanın müşterilerine kullandırmış olduğu ticari kredi nedeniyle erken kapama komisyon ücreti, dosya masrafı, kredi tahsis ücreti gibi giderleri sözleşme hükümlerine dahil etmesinin ticari kredi sözleşmesinin niteliği göz önüne alındığında genel işlem koşullarına aykırılığı teşkil etmeyeceği-
Sigorta rücu ilişkisinden doğan alacak istemi- Konşimentodaki yetki şartının genel işlem koşulu olup olmadığı- Genel işlem şartlarının, sözleşme taraflarından birinin, ileride kuracağı sözleşmelerde karşı akdine değiştirmeden kabul edilmek üzere sunma niyetiyle önceden, tek yanlı olarak saptadığı sözleşme koşulları olduğu- Genel işlem şartlarının varlığını kabul edebilmek için bazı unsurların gerçekleşmiş olmasının arandığı- Genel işlem şartlarının kural olarak bir sözleşmenin içeriğini düzenlemek üzere hazırlandığı ve bu faaliyetin tek taraflı olarak sözleşmenin kurulmasından önce gerçekleştiği- Genel işlem şartlarının varlığını kabul edebilmek için karşı âkdin bunların içeriğine etki edememiş olması gerektiği, kural olarak, bir sözleşmenin hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu sözleşme hangi Kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse, kural olarak o kanun hükümlerinin uygulanacağı- Genel işlem şartı nedeniyle yetki itirazının reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
İpotek senedinde yer alan kefalet kaydının geçerli olduğu- Borca, işlemiş faiz ve faiz oranına da itiraz edilmiş olduğundan, mahkemece konusunda uzman bir bilirkişiye banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılması gerektiği- Ticari nitelikteki genel kredi sözleşmelerinde faiz oranının serbestçe kararlaştırılabileceği (TTK. mad. 8)-
(01.07.2012 tarihinden önce düzenlenen) ipotek senedinde yer alan kefalet kaydının geçerli olduğu- İtirazın iptali davasında, takip tarihi itibariyle davacının alacaklı olduğu miktar ve kefalet limiti gözetilerek bir karar verilmesi gerektiği-
İpotoğe konu taşınmazın aile konutu olduğu ve ipoteğin eşin muvafakati bulunmadığından, geçersiz olduğu gerekçesiyle ipoteğin kaldırılması yönündeki kesinleşmiş aile mahkemesi kararı ipotek akdiyle ilgili olup geçerli şekilde konulmuş olan kefalet sözleşmesini etkileyici nitelikte olduğu- Mahkemece ortada geçerli bir kefalet bulunduğu gözetilmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Kayıp-kaçak ve sayaç okuma bedelinin tahsili sözleşmeyle hüküm altına alınmış olsa bile, dağıtım şirketleri tarafından elektrik abonelerinden tahsil edilemeyeceği kabul edilip, mahkemece davacının fazladan ödediği alacak miktarının tespiti için, uzman elektrik bilirkişiden rapor alınarak, sonucu dairesinde bir karar verilmesi gerektiği-
Davacı ipotek akit tablosunun uyarınca "dava dışı borçlunun borcuna ipotek limiti miktarınca müşterek müteselsil borçlu ve kefil olduğunu" beyan ederek akit tablosunu imzalamış olduğundan, kefalet limitinin 105.000 TL olduğu ve sorumluluğunun limit tutarı ve kefilin kendi temerrütü sorumluluğu ile sınırlı olduğu dikkate alınarak konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulundan rapor alınıp takip tarihi itibariyle davacının sorumluluğunun tespiti gerektiği-
İpotek senedinin düzenlendiği tarih itibariyle 6098 s. TBK yürürlükte olmadığından, genel işlem koşullarıyla ilgili hükümlerin uygulanamayacağı, bu hükümlerin, kamu düzeni ve genel ahlaka ilişkin bir kural niteliğinde bulunmadığından nedeniyle geçmişe etkili şekilde somut olaya uygulanamayacağı- İpotek senedinin düzenlendiği tarih itibariyle davalının ipotek sorumluluğunun yanı sıra davadışı şirket lehine müteselsil kefil olmayı da taahhüt ettiği gözetilerek bir karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, kooperatif ile ortakları arasındaki ilişkinin kar amacı gütmeyen sosyal ağırlıklı nitelik taşıdığı , dolayısıyla ortaklar arası eşitlik kuralına göre ödemelerde gecikme halinde faiz işletebileceği ve faiz oranının da makul olmasının zorunlu olacağı, her ne kadar genel kurul kararlarının bağlayıcı olduğu düşünebilir ise de, genel kuruldaki aylık %20 faiz uygulanmasının temerrüde düşülen aylar itibariyle ülkenin ekonomik koşulları uyarınca BK'nun 19. ve 20. maddeleri hükümlerine aykırı olduğu, o halde faize ilişkin kararın yok hükmünde olduğu ve gecikme halinde ancak yasal faiz talep edilebileceği, bu durumda gecikme borcu ihtarnamedeki bedelden çok daha az olacağından ihtarnamenin gerçek borcu yansıtmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile ihraç kararının iptaline karar verildiği ve bu kararın onandığı-
  • 1
  • 2
  • 3
  • kayıt gösteriliyor