Tarafların düzenledikleri bonoda “yetkili icra dairesini” (mahkemeyi) belirleyebilecekleri-
Menfi tespit kararının kesinleştiği tarihten sonra, takip dosyasında alacaklı tarafından altı aylık süre içinde zamanaşımını kesecek herhangi bir takip işleminde bulunulmamış olması halinde, takip konusu çekin zamanaşımına uğramış olacağı-
İhtiyati haciz kararından sonra ihtiyati haciz kararı veren mahkemenin bulunduğu yerdeki icra dairesinde bu ihtiyati haciz kararının icraya konulabileceği-
Ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihte borçlunun Türkiye’de bulunmadığının saptanması halinde yapılan tebliğ işleminin usulsüz sayılacağı; icra mahkemesince “ödeme emrinin tebliğ tarihinin borçlunun bildirdiği tarih olarak düzeltilmesine” şeklinde karar verilmesi gerekeceği-
“Alman Markı olarak düzenlenmiş olan bononun düzenlediği tarihte, Alman Markının tedavülden kaldırılmış olduğu” gerekçesiyle bu bonoya dayalı olarak yapılan takibin iptaline karar verilemeyeceği - Takip konusu Alman Markı üzerinden düzenlenmiş olan senedin değerinin (alacak miktarının) EURO’ya göre belirleneceği-
Adi ortaklıklarda idare yetkisinin ortaklara ya da ortaklar dışındaki üçüncü kişilere de verilebileceği; adi ortaklığı temsil yetkisi olan idareci ortağın (temsilcinin) imzaladığı takibe konu çekten dolayı bütün ortakların sorumlu olacağı-
Bir ticari mümessilin, kambiyo senedi tanzim edebilmesi için açıkça bu konuda yetkilendirilmiş olmasının gerekmediği- Vekile, vekaletname ile tanınan kapsamlı yetkiler nedeniyle, vekilin “ticari mümessil” sıfatını kazanıp kazanmadığı araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği- Ticari senetlerin, ticari işletme ile olan ilgisi iyiniyetli üçüncü kişiler tarafından kolaylıkla anlaşılabileceğinden, ticari mümessilin imzaladığı senetlerin, iyiniyetli üçüncü kişiler bakımından işletmeyi bağlayacağının kabul edilmiş olduğu-