Borçlu tarafça, temyize konu şikayet ile aynı gün .... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2013/559 Esas sayılı dosyasında yapılan şikayet başvurusunda da takip dayanağı ilama dayalı olarak birden fazla takip başlatıldığından bahisle .... İcra Müdürlüğü'nün 2013/7106 Esas sayılı takibin iptalinin talep edildiği, anılan şikayetin 08.10.2013 tarihinde karara bağlandığı; bu durumda, aynı konuda derdest bir şikayet mevcut olduğundan, mahkemece derdestlik nedeniyle ret kararı karar verilmesi gerektiği-
Davacıya kesin süre ihtarını içeren tebligatta usulsüzlük olmayıp bilirkişi ücreti de 2 haftalık süre içerisinde yatırıldığından şikayetin reddi gerektiği-
HMK'nun geçici 3. maddesi gereğince halen yürürlükte olan HUMK. mad. 442/1 (Aynı ilam aleyhine bir defadan ziyade tashihi karar talebi mesmu olmadığı gibi tashihi karar arzuhalinin reddine veya kabulü ile kararı sabıkın tadiline dair sudur eden hükümlere karşı dahi tashihi karar caiz değildir) uyarınca, karar düzeltme talebi üzerine verilen Yargıtay kararına karşı yeniden karar düzeltme yoluna gidilmesi olanağının bulunmadığı-
İİK'nun 18/3. maddesi gereğince aksine hüküm bulunmayan hallerde duruşma yapılmasına gerek olup olmadığı icra mahkemesinin takdirine bırakılmış ise de, anılan takdir yetkisi mutlak bir seçimlik hak olmayıp, halin icabına göre işin duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği durumlarda mahkemenin takdir yetkisini duruşma yapmaktan yana kullanması gerektiği; şikayet dilekçesinde, diğer şikayet sebepleri yanında; fahiş faiz talep edildiği, bileşik faiz uygulaması yapıldığı, yapılan ödemeler gözetilmeden faiz hesaplanmasının doğru olmadığı yönündeki iddiaların duruşma açılıp, gerektiğinde bilirkişi incelemesi ile sonuçlandırılması gerektiği-
Bozma ilamının 6. paragrafında satış ilanı tebliğ tarihinin yanlış yazılmış olmasının maddi hataya müstenid olduğu-
Takibe dayanak yapılan belgeler İİK'nun 68/1. maddesinde yazılı belgelerden olmadığı gibi, rücu alacağının varlığı ve ne miktarda tahsil edileceği hususunun da genel mahkemelerde yargılamayı gerektirdiği, bir başka anlatımla dar yetkili icra mahkemesinde bu konunun incelenmesi ve değerlendirilmesinin mümkün olmadığı-
Borçlunun, meskeniyet şikayetinde bulunduğu semtte veya o yere yakın semtte meskeninin bulunması zorunlu olmadığından, borçlunun daha mütevazi semtlerde edinebileceği haline münasip meskenin değerinin belirlenmeden hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu- Mahkemece, bilirkişilerden ek rapor alınarak, borçlunun bulunduğu yerden daha mütevazi koşullara sahip yerlerde haline münasip evi alabileceği değerin belirlenerek, bu tespitten sonra borçlunun haline münasip evi alabileceği miktar, mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanın alacaklıya ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerektiği-
Alacaklı açıkça takipten feragat etmediğinden hacizlerin kaldırılmasını teminen itirazı kayıtla yapılan ödemenin şikayetin esasının incelenmesine engel olmadığı-
TBK. mad. 189 uyarınca; temlik alanın, kendisine geçen haklar yönünden takibe devam etmesinde yasal bir engel bulunmadığı- Alacağın temlikinin muvazaalı olduğu iddiasının, dar yetkili icra mahkemesinde ileri sürülemeyeceği-
Davadan feragat edilmesi nedeniyle öncelikle davadan feragat hakkında Mahkemesi'nce bir karar verilmek üzere; hükmün bozulması gerekeceği-