Davalı alacaklı tarafından şikayetçiler (keşideci şirket ve lehtar) aleyhine iki adet çeke dayanılarak toplam 425.000 TL asıl alacak ve fer'ilerinin tahsili için kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı, ödeme emrinin şikayetçi borçlu .............'a 28.12.2020, şikayetçi borçlu şirkete 30.12.2020 tarihinde tebliğ edildiği, dayanak çeklerin unsurlarının tam olduğu, ilk cironun lehtara ait olduğu ve süresinde ibraz edildiği, şikayetçi borçlular tarafından dayanak çeklerin tefecilikten kaynaklanan faiz alacağına ilişkin olduğu ve borcun bulunmadığının ileri sürüldüğü, borcun olmadığı iddiasının İİK'nın 169/1. maddesine uygun olarak yazılı belgeyle kanıtlayamadığı, icra mahkemesindeki yargılama aşamasında dosyaya sunulan ifade tutanağı ile sorgu zaptında da, alacaklının verdiği borç karşılığında çekler aldığını bildirdiği, dolayısıyla borcun bulunmadığı iddiasını kabul etmediği, önüne gelen uyuşmazlığı takip hukuku kurallarına göre çözüme kavuşturan ve kararları maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyen icra mahkemesince taraflar arasında ticari ilişki olup olmadığının araştırılamayacağı, mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, hükümde kamu düzenine aykırılık da tespit edilmediği gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-
Şikayetçi borçlu .............’ye çıkarılan ödeme emrinin 04.09.2019 tarihinde tebliğ edildiği, şikayet ve borca itiraz niteliğindeki başvurunun yasal 5 günlük süreden sonra, 17.09.2019 tarihinde yapıldığından süresinde olmadığı, taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesi ve takibe konu bono üzerinde herhangi bir atıf bulunmadığından takibe konu senedin teminat senedi olduğu iddiasının ispatlanamadığı, muaccel borcun bulunmadığı iddiasının dayanak bononun vade tarihi ve takip tarihi dikkate alındığında yerinde görülmediği, bononun vade tarihinin anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasının İİK’nın 169/a-1 maddesindeki delillerle ispatlanamadığı, takibe konu bononun bedelin belirli olduğu, ödeme emrinde işlemiş faiz talebinde bulunulmadığı, bilirkişi raporunda alacak miktarı, hesap kat ihtarı ve faizle ilgili hesap yapılmamasının yerinde olduğu, takip dayanağı bononun kambiyo senedi vasfında olması nedeniyle alacağa 3095 Sayılı Kanun'un 2/2. maddesinde öngörülen ticari işlerdeki temerrüt faizi olan avans faizi oranının uygulanmasında usulsüzlük bulunmadığı, İİK’nın 169/a-6. maddesine göre borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için takibin muvakkaten durdurulmuş olması gerektiği, somut olayda takip durdurulmadığından şikayetçi borçlular aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği-
Borçlu tarafından taraflar arasındaki borç ilişkisinin kabul edildiği, ödeme iddiasının İİK'nın 169/a-1 maddesinde sayılan belgelerden biri ile ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine, davalının şartları oluşmayan tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Takip konusu bononun yasal unsurlara haiz olduğu, senet üzerinde herhangi bir tahrifatın bulunmadığı, miktar kısmındaki "TL" ibaresinin üzeri çizilerek yerine "USD" yazılması senedin matbu olmasından ötürü tahrifat sayılmayacağı, borcun ödendiği iddiasının İİK'nın 169/a maddesinde belirtilen belgelerle ispatlanamadığı gerekçesiyle davacı borçlu tarafın, istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-
Davacının dava dilekçesindeki anlatımlarının senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiasına yönelik olduğu, İİK. 169/a maddesi gereğince senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiasının yazılı delillerle usulünce ispatının gerektiği, bu sebeple senet üzerindeki yazı yaşının farklı olduğuna ilişkin iddianın sonuca etkili olmadığı gibi mahkemece bu yönde bilirkişi incelemesi yapılmasının gerekmediği, bu nedenle davacının bilirkişi raporu alınmasına yönelik itirazının isabetli olmadığı, yine takip hukukuna göre ve basit usulde yargılama yapan icra mahkemesince, savcılık soruşturması veya ceza mahkemesinde görülmekte olan dava bekletici mesele yapılamayacağı, davalı tarafından senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunun usulünce ispat edilememesi nedeniyle mahkemece 'takibin iptali' talebinin reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-
İmzaya ve borca itirazın kabulü ile icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, borçlunun malları üzerine konulan haczin kaldırılabilmesi için 'imzaya ve borca itirazın kabulü yönündeki kararın kesinleşmesi' gerektiği, karar kesinleşmediğinden takibin durmaya devam edeceği, dolayısıyla hacizlerin kaldırılması için yatırılan teminat mektubunun iadesi mümkün olmayacağı-
Tebliğ edilen ödeme emri tebligat mazbatası üzerinde "örnek 10 ödeme emri ve dayanak belge sureti vardır" şerhinin yazılı olduğu görülmekle borçlunun şikayetine ilişkin istinaf nedenleri yerinde görülmediği, borca itirazın İİK'nın 169/a maddesi uyarınca ispat edilemediği, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığı-
Bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın senette tahrifatın olduğu ya da olmadığı sonucuna varılamayacağı- Davacı tarafa usulüne uygun olarak kesin süre süre verilmesine rağmen bilirkişi ücretinin kesin süre içinde yatırılmadığından bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçilmiş sayılmasına karar vermek gerektiği- Borç ipotek ile temin edilmiş olsa bile elinde kambiyo senedi bulunan alacaklının, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapabileceği, alacaklının tercih hakkını bu takip türünden yana kullandığı, senedin teminat senedi olduğu iddia edilmiş ise de senet metninde açıkça teminat ilişkisine dair bir ibare bulunmadığı gibi bu hususta ayrı bir yazılı delil de sunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Dar yetkili icra hukuk mahkemesince borca itirazda ticari defterlerin delil olarak dikkate alınmasının mümkün olmadığı-
Dosyaya sunulan ve alacaklı tarafından inkar edilmeyen 13.03.2019 tarihli, taraflar arasında imzalanan "Sözleşmedir" başlıklı belgenin "3" nolu maddesinde "30.06.2019 tarih ve 235.000 TL değerindeki senet tapu karşılığında verilmiş olup tapudan sonra hükümsüz olacaktır" yazdığı, buna göre taraflar arasında düzenlenen sözleşme tarihi olan 13.03.2019, 235.000,00 TL bedelli senedin düzenleme tarihi ile aynı olup vade tarihi ve bedeli de takip dayanağı senet ile aynı olduğu, senetten kaynaklanan alacağın varlığının ve miktarının tahsil edilip edilmeyeceğinin yargılamayı gerektirdiği- Takip dayanağı 30.000,00 TL bedelli senet yönünden herhangi bir delil ibraz edilemediğinden borçlu vekilinin anılan senet yönünden istinaf nedenleri yerinde görülmediği, mahkemece takip dayanağı 235.000,00 TL bedelli senet yönünden İİK'nın 169/a maddesinin beşinci fıkrası gereğince takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, istemin tümden reddi isabetsiz olup borçlu vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve HMK'nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca hükmün kaldırılarak, yeniden esas hakkında; borçlunun borca itirazının kısmen kabulü ile İİK'nın 169/a-5. maddesi uyarınca Elazığ 1. İcra Müdürlüğünün 2020/1346 Esas sayılı dosyasındaki takibin 235.000,00 TL asıl alacak ve fer'ileri yönünden durdurulmasına, 30.000,00 TL bedelli senet yönünden açılan davanın reddine,karar verilmesi gerekeceği-