Borçlunun “borca itirazı” üzerine icra mahkemesince takip muvakkaten durdurulmuş ise itirazın reddi halinde borçlu aleyhine takip konusu alacağın % 40’dan (şimdi; %20'den) aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilebileceği (takip muvakkaten durdurulmamışsa böyle bir tazminata hükmedilemeyeceği)-
Borçlu şirketin “tek imza ile borç altına sokulamayacağı”na ilişkin itirazının “borca itiraz” sayılacağı-
“Yetki itirazı”nı inceleyen icra mahkemesince, tarafların duruşmaya gelmemeleri halinde, gerekli kararı vermek yerine “dosyanın işlemden kaldırılmasına” (ve “davanın açılmamış sayılmasına”)karar verilemeyeceği-
Yabancı para üzerinden düzenlenmiş bir bononun takip konusu yapılırken, Türk parasına çevrilmişse, alacaklının bu takipte “vade tarihinden takip tarihine kadar, yabancı para alacağı için devlet bankalarının yabancı para ile açılmış bir yıllık vadeli mevduat hesabına ödenen en yüksek faizi“ ve takip tarihinden sonra ise, tahsil tarihine kadar “ticari işlerde uygulanan avans faizi üzerinden” faiz isteyebileceği-
Takipten sonra işleyecek faiz oranları dönem dönem (kademeli olarak) değişkenlik gösterdiğinden, bu faiz oranına süresi içinde borçlu tarafından itiraz edilmemiş olsa bile takip talebinde istenmiş olan faiz oranının kesinleşmiş olmayacağı, bu hususun süresiz şikayet konusu yapılabileceği- Borçlunun beş günlük itiraz süresi içinde, hakkında yapılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte istenmiş olan aylık %... faiz oranına (örneğin % 57, 70, 80 vb. gibi) itiraz etmemiş olması halinde, takip hukuku bakımından “takipten öncesi için talep edilen” faiz miktarının kesinleşmiş olacağı ancak, ”işleyecek faiz oranı”na borçlu tarafından ‘süresiz şikayet yoluyla” karşı çıkılabileceği, bu durumda, icra mahkemesince değişken avans faizi oranları Merkez Bankasından sorularak, alınacak bilirkişi raporu çerçevesinde “takipten sonrası için istenebilecek faiz oranı”nın saptanması gerekeceği-