Borçlu tarafından delil olarak dayanılan 12.10.2020 tarihli genel kredi sözleşmesinde takibe dayanak bonoya herhangi bir atıf olmadığı, sözleşmenin genel düzenlemeler içerdiği ve alacaklı bankanın teminat iddiasını kabul etmediği anlaşılmakta olup, Bölge Adliye Mahkemesinin, genel kredi sözleşmesi ile bononun tarafları, miktarları ve tarihlerinin uyumlu olduğundan bahisle, bononun kredi sözleşmesi nedeniyle düzenlendiğini gösterdiğine yönelik gerekçesinin, kredi sözleşmesinde bonoya açıkça yapılmış bir atıf bulunmadığından, kabulünün mümkün olmadığı, o halde, teminat iddiasına dayalı borca itiraz ispatlanamadığından İlk Derece Mahkemesinin borca itirazının reddine ilişkin kararının yerinde olduğu- Takibe konu senedin teminat olarak verildiği iddiası, İİK'nın 169. maddesi uyarınca borca itiraz niteliğinde olup, borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nın 169/a maddesinin 5. fıkrasında; “itirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiş olmakla itirazın kabulü halinde durma kararı yerine takibin iptaline karar verilmesinin doğru olmadığı-
Senet üzerinde bulunan “24.01.2018 tarihli protokole istinaden düzenlenmiştir.” ibaresi, tek başına senetlerin teminat senedi olduğu iddiasını ispata yeterli değil ise de bu ibare, 24.01.2018 tarihli protokolle birlikte değerlendirildiğinde; protokol içeriğindeki taraflar, miktar ve vade tarihi takibe konu bono ile aynı olup, bahse konu bononun taraflar arasındaki ilişkinin teminatı olarak verildiğinin, ilgili maddelerde belirtildiği şekilde kayıtsız şartsız muayyen bir bedeli ödeme vaadini içermediğinin anlaşıldığı, ayrıca senet metninden anlaşılan mutlak def’i mahiyetindeki iddiaların senet hamili olan herkese karşı ileri sürülebileceği, o halde mahkemece, İİK'nın 170/a-2 maddesine göre takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Takibe konu senedin teminat olarak verildiği ve senet bedelinin tahsil edilip edilmeyeceğinin yargılamayı gerektirdiğinden bahisle borçlunun itirazı kabul edildiğine ve dolayısıyla borcun esasına girilmediğine göre alacaklının tazminat ile sorumlu tutulmaması doğru ise de İİK'nın 169/a maddesinin 5. fıkrası gereğince "takibin durdurulmasına" karar verilmesi gerekirken takibin iptaline karar verilmesi isabetsiz olup, bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Uyuşmazlık; somut olayda alacaklı vekilinin cevap dilekçesinde kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine konu bonoların kullandırılan krediler çerçevesinde keşide edildiğine dair beyanının, takibe dayanak senedin teminat senedi olduğuna ilişkin kabul beyanı niteliğinde olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre belirtilen ifade ile dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde itirazın reddine karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır..
Takip dayanağı bononun incelenmesinde; lehtar hanesinde (alacaklı) ..................... adının yazılı olduğu, borçlular tarafından bononun anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiasının yazılı belge ile ispat edilemediği, borçlular tarafından teminat iddiası yönünden delil olarak sunulan 22/10/2019 tarihli sözleşmede takibe dayanak bonoya herhangi bir atıf bulunmadığı, sözleşmenin borçlular ile üçüncü kişi arasındaki otel projesi yapımına ilişkin düzenlemeler içerdiği, sunulan belgelerle teminat ilişkisi kurulamadığı, senedin arka yüzünde yer alan ödemeye ilişkin ifadeler dikkate alındığında da senedin teminat senedi olarak kabul edilemeyeceği, alacaklı tarafından da teminat iddiasının kabul edilmediği görüldüğünden, mahkemece itirazın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-
Kısa kararının tefhimi  üzerine 10 günlük istinaf süresinde süre tutum dilekçesi sunulmadığından süresinden sonra yapılan istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmesi gerektiği (İstinaf yasa yoluna başvuru süresinin tefhimden itibaren başlatabilmesi için kurulan kısa kararın gerekçe içermesinin yasal bir zorunluluk olduğuna ilişkin itirazın kabul görmediği)- 650.000,00 TL bedelli senet üzerindeki "iş bu emre muharrer senet aynen döviz cinsi üzerinden ödenecektir" ibaresiyle, 650.000,00 TL'nin ödeme tarihindeki kura göre döviz cinsinden ödeneceğini düzenlediğinden senedin geçerliliğini etkilemeyeceği- "Borçlunun borca itirazı ile çelişen imza inkarı" dinlenmeyeceğinden, borçlunun imza inkarında bulunduktan sonra senedin teminat olarak verildiğini beyan etmekle borca itiraz etmesi halinde artık imza inkarının dinlenmeyeceği-
Takibe konu senetlerin teminat senedi olup olmadığı- Senetlerin üzerinde teminata ilişkin bir kayıt bulunmadığından borçlunun başvurusu İİK 169/a maddesi kapsamında borca itiraz olup dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanması gerektiği- Alacaklı vekilinin "kredi borcundan mahsup edilmek üzere verilmiş senetler olduğu" şeklindeki beyanının takip konusu senetlerin kredi sözleşmesinin teminatı olarak verildiği anlamına gelmeyeceği, açıklama "söz konusu senetlerin borçlular tarafından bankadan alınan kredi borcuna karşılık ifa amacıyla verildiğini gösterdiğinden, alacaklı vekilinin bu beyanı tek başına teminat iddiasını ispata yeterli olmadığı- 
Takibe dayanak bonolarda şikayetçi-borçlunun keşideci, alacaklı faktoring şirketinin lehtar olduğu, faktoring şirketinin Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 8. maddesinin 2. ve 3. fıkralarına göre ancak teminat mahiyetinde lehtar sıfatıyla bono alabileceği, bu anlamda verilmiş olan bonoların kanun gereği teminat bonosu olarak kabulünün zorunlu olduğu, o halde, mahkemece asıl dava yönünden borca itirazın kabulü ile İİK’nun 169/a maddesine göre takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği- İhtiyati haczin infazı sonrasında şikayetçi-borçlu tarafından İİK’nun 266. maddesi gereğince teminat mektubu verilerek haczin teminata kaydırıldığı, şikayete konu İcra müdürlüğünün 07.07.2020 tarihli kararında takibin kesinleştiğinden bahisle teminat mektubunun paraya çevrildiğinden bahsedildiği, oysa borçlu süresi içinde İcra mahkemesine başvurarak itiraz ve şikayette bulunduğundan takibin kesinleşmediği, takibin teminat bonosu olduğu ve İİK’nun 169/a maddesi gereğince takibin durdurulması söz konusu olduğundan ihtiyati haciz de hükümsüz kalmış olup, hacze dayanak olarak verilen teminat mektubunun nakde çevrilerek alacaklı tarafından tahsil edildiği anlaşılmakla, tahsil edilen paranın iadesinin yargılamayı gerektirdiğinden ancak borçlu tarafından genel mahkemelerde açılacak istirdat davası ile istenebileceği, o halde, mahkemece, birleşen ............ sayılı dosya yönünden şikayetin kabulü ile .............. İcra Müdürlüğü’nün .............. sayılı dosyada verilen 07.07.2020 tarihli müdürlük işleminin iptaline karar verilmesi gerekeceği- İİK'nun 36. maddesinin uygulanma şekline ilişkin şikayet olup, anılan kararın temyiz kabiliyetinin bulunmadığı-
Açık çek düzenlenmesi mümkün olduğu, imzası inkar edilmeyen çek aslında keşide tarihinin bulunması zorunlu ve yeterli olduğu, anlaşmaya aykırı doldurulduğunun ancak yazılı belge ile ispatlanabileceği, bu yönde bir belge sunulmadığı, ticari defterlerin dar yetkili icra mahkemesinde incelenerek sonuca gidilmesinin de mümkün olmadığı belirtilerek istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-
Bonoda düzenleme yerinin Bakırköy olması sebebiyle takibin yetkili icra müdürlüğünde başlatıldığı, açığa bono düzenlenmesi mümkün olmakla senedin sonradan anlaşmaya aykırı olarak düzenlendiği iddiasının yazılı delille ispatlanması gerektiği, borçlunun borcu olmadığı iddiasını da İİK'nın 169/a maddesinde yazılı olan delillerle ispatlayamadığından ve............... Ağır Ceza Mahkemesi'nin ................... sayılı dosyasında da borçlu iddialarını destekler delil bulunmadığından davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-