Alacaklının ikrarı ile ödeme belgesinde yazılı ödemelerin takibe konu bono borcu ile ilgili olduğu ve belge altındaki imzanın kendisine ait olduğu çekişmesiz olup belgede tahrifat yapılarak belgeye sonradan “senede istinaden 3.537.000 TL verdim” ibaresinin eklendiğine yönelik iddianın ispatının alacaklıya ait olduğu- Ödeme belgesi içeriğinde HMK m. 207 kapsamında çıkıntı, kazıntı veya silinti görülmediğinden, imzası ikrar edilen bu belgenin İİK m. 169/a-1'de yazılı ödeme (itfa) belgesi niteliğinde olduğu- Alacaklı "söz konusu belgenin hazırlanıp imzalanmasından sonra alınan görüntüsünde bu belgenin bulunmadığını, belgenin bu halinden sahte olarak üretildiğini" ileri sürerek suret belge sunmuş ise de söz konusu fotokopinin belge niteliğinde olmadığı, hukuki sonuç doğurmayacağı ve alacaklının tahrifat iddiasının yargılamayı gerektirdiği- "Somut olayda; bila tarihli “Verilen Para” başlıklı "senete istinaden 3.537.000 Tele verdim" şeklinde belge sunulmuş ise de, takip konusu bonoya mahsuben yapıldığı yönünde bir açıklama bulunmadığı gibi, alacaklının bu ödemenin takip konusu bonoya ilişkin olarak yapıldığı yönünde açık kabul beyanının da bulunmadığı anlaşılmakla, ödeme iddiasında bulunan davacı/borçluların bu iddialarını İİK m. 169/a'da öngörülen bir belgeyle kanıtlayamadıkları, davacı/borçluların, borca itirazlarını ispatlayamadıklarından mahkemece itirazın reddine karar verilmesi gerektiği" şeklindeki karşı görüşün benimsenmediği-
Kambiyo yollu takip nedeniyle borca itirazın 5 günlük hak düşürücü süreden reddine dair kararın temyizi kabil olduğu-
Dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanması ve buna göre belgede, takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunlu olup, açıkça atıf yapıldığının kabulü için, senedin, vade ve tanzim tarihleriyle miktarlarının belirtilmesi gerektiği-
İİK’nın 170/b uyarınca, itiraz eden borçlunun, alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılanlar dışında itiraz sebeplerini değiştiremez ve genişletemeyeceği- Taraflar arasındaki kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun tamamının takip tarihinden önce ödendiğini beyan ettiği, ödeme iddiasının alacaklı bankaya yapılan ödeme belgesine dayandırıldığı, senet metninden anlaşılamadığı, alacaklının da ödeme iddiasını kabulünün bulunmadığı anlaşılmakla söz konusu iddia yönünden inceleme yapılarak sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu-
Bonoların illetten mücerret bir alacak belgesi olup senet metninden ayrıca ve açıkça anlaşılmadıkça, doğumuna sebep olan ilişkiden bağımsız olarak takip konusu edilecekleri, somut olayda takip dayanağı senetler, TTK'nun 776. maddesi uyarınca tüm unsurları içeren kambiyo senedi niteliğini haiz bono olup borçluların bonoların teminat senedi olduğunu iddia etmediği, temel borç ilişkisinin karşılıklı edimler içerdiğini, alacaklının edimini yerine getirmediğini iddia ettikleri, borçlular tarafından İİK'nun 169/a maddesi uyarınca borcun olmadığı, itfa veya imhal edildiği resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat edilmediği, o halde, alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiğinden bahisle borca itirazın kabulüne dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının isabetsiz olduğu-
Borçlu tarafından delil olarak dayanılan 12.10.2020 tarihli genel kredi sözleşmesinde takibe dayanak bonoya herhangi bir atıf olmadığı, sözleşmenin genel düzenlemeler içerdiği ve alacaklı bankanın teminat iddiasını kabul etmediği anlaşılmakta olup, Bölge Adliye Mahkemesinin, genel kredi sözleşmesi ile bononun tarafları, miktarları ve tarihlerinin uyumlu olduğundan bahisle, bononun kredi sözleşmesi nedeniyle düzenlendiğini gösterdiğine yönelik gerekçesinin, kredi sözleşmesinde bonoya açıkça yapılmış bir atıf bulunmadığından, kabulünün mümkün olmadığı, o halde, teminat iddiasına dayalı borca itiraz ispatlanamadığından İlk Derece Mahkemesinin borca itirazının reddine ilişkin kararının yerinde olduğu- Takibe konu senedin teminat olarak verildiği iddiası, İİK'nın 169. maddesi uyarınca borca itiraz niteliğinde olup, borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nın 169/a maddesinin 5. fıkrasında; “itirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiş olmakla itirazın kabulü halinde durma kararı yerine takibin iptaline karar verilmesinin doğru olmadığı-
Senet üzerinde bulunan “24.01.2018 tarihli protokole istinaden düzenlenmiştir.” ibaresi, tek başına senetlerin teminat senedi olduğu iddiasını ispata yeterli değil ise de bu ibare, 24.01.2018 tarihli protokolle birlikte değerlendirildiğinde; protokol içeriğindeki taraflar, miktar ve vade tarihi takibe konu bono ile aynı olup, bahse konu bononun taraflar arasındaki ilişkinin teminatı olarak verildiğinin, ilgili maddelerde belirtildiği şekilde kayıtsız şartsız muayyen bir bedeli ödeme vaadini içermediğinin anlaşıldığı, ayrıca senet metninden anlaşılan mutlak def’i mahiyetindeki iddiaların senet hamili olan herkese karşı ileri sürülebileceği, o halde mahkemece, İİK'nın 170/a-2 maddesine göre takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Takibe konu senedin teminat olarak verildiği ve senet bedelinin tahsil edilip edilmeyeceğinin yargılamayı gerektirdiğinden bahisle borçlunun itirazı kabul edildiğine ve dolayısıyla borcun esasına girilmediğine göre alacaklının tazminat ile sorumlu tutulmaması doğru ise de İİK'nın 169/a maddesinin 5. fıkrası gereğince "takibin durdurulmasına" karar verilmesi gerekirken takibin iptaline karar verilmesi isabetsiz olup, bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Uyuşmazlık; somut olayda alacaklı vekilinin cevap dilekçesinde kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine konu bonoların kullandırılan krediler çerçevesinde keşide edildiğine dair beyanının, takibe dayanak senedin teminat senedi olduğuna ilişkin kabul beyanı niteliğinde olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre belirtilen ifade ile dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde itirazın reddine karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır..
Takip dayanağı bononun incelenmesinde; lehtar hanesinde (alacaklı) ..................... adının yazılı olduğu, borçlular tarafından bononun anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiasının yazılı belge ile ispat edilemediği, borçlular tarafından teminat iddiası yönünden delil olarak sunulan 22/10/2019 tarihli sözleşmede takibe dayanak bonoya herhangi bir atıf bulunmadığı, sözleşmenin borçlular ile üçüncü kişi arasındaki otel projesi yapımına ilişkin düzenlemeler içerdiği, sunulan belgelerle teminat ilişkisi kurulamadığı, senedin arka yüzünde yer alan ödemeye ilişkin ifadeler dikkate alındığında da senedin teminat senedi olarak kabul edilemeyeceği, alacaklı tarafından da teminat iddiasının kabul edilmediği görüldüğünden, mahkemece itirazın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-