İcra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için icra kefaletinin yasada öngörülen şartlara uygun olarak yapılmış olması gerektiği- Şikayetçi icra kefilinin, kefalet tarihinde evli olup olmadığı, evli ise eşinin kefilliğe ilişkin rızasının bulunup bulunmadığı hususlarının TBK.'nun 584. maddesinde belirtilen şartlar çerçevesinde araştırılması gerektiği-
Yurtdışı sigorta mercii tarafından ödenen gelir, aylık ve ödeneklerin haczi için, takibin kesinleşmiş olmasının ve -5580 s. K.'nun değişik 93. maddesinin yürürlük tarihi olan- 28.02.2009 tarihi sonrasında borçlunun haciz tarihinden önce hacze muvafakatinin arandığı- İcra kefilinin kendisi yönünden henüz takip kesinleşmeden maaş haczine muvafakat etmesinin geçersiz olduğu- Davalı olarak gösterilen şirketin davalı sıfatı bulunmadığından bu şirket yönünden davanın sıfat yokluğundan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Usulüne uygun icra kefaleti olsa da, hakkında takip yapılan borçlu yönünden takip kesinleşmedikçe icra kefiline icra emri çıkarılamayacağı ve borç miktarının kesinleşmemesi halinde takibin devamının da mümkün olmadığı- İcra kefaletine ilişkin olarak, "icra kefilinin eşinin rızasının alınmadığı iddiası"nın ancak ilgilisince ileri sürülebileceği, bu husus icra müdürünce resen dikkate alınamayacağı-
İİK'nun 38. maddesi gereğince icra dairesindeki kefaletler ilâmların icrası hakkındaki hükümlere tâbi olup, icra kefaletine ilişkin başvuruların ilama aykırılık iddiası niteliğinde bulunduğundan, İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayete tabi oldukları- İİK'nun 38. maddesi uyarınca ilam hükmünde olan icra kefalet işleminin, ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerekeceği-
Mahkeme kararında yer verilen kredi borç senetlerinin İİK. 38. maddesinde sayılan belgelerden olmadıkları, noterce tasdik edilmedikleri ve ihtiyar heyeti üyelerinin çoğunluğunun tasdikinin de mevcut olmadığı, bu haliyle takip konusu sözleşme ve borç senetlerinin ilam niteliğini haiz olmadıkları gerekçesi ile takibin iptaline dair verilen hükmün doğru olmadığı-
Birleşik Fon Bankası'nın 5411 s. Bankalar Kanunu'nun 140. maddesi uyarınca harçtan muaf olduğu-
İcra kefalet tutanağında; icra kefili sıfatıyla yükümlülük altına girildiğinin kefilin kendi el yazısı ile yazılmadığı görülmekte olup, bu haliyle, kefalet tutanağının, kefaletin şeklini düzenleyen Türk Borçlar Kanunu'nun 583. maddesinde belirtilen şartlarda düzenlenmediği-
Takip ehliyetine ilişkin hususların kamu düzenine ilişkin olduğu ve re'sen nazara alınması gerektiği- Alacaklının ölümü nedeni ile mirasçılarını gösteren veraset belgesi sunulması istenerek takibe mirasçılar adına devam için mirasçıların vekaletnamelerini sunmak ve icra dosyasında gereken işlemleri yapmak üzere süre verilmesi; kefalet tarihi itibarı ile TBK'nun 584. maddesinin henüz yürürlükte olmadığından, geçerli bir kefalet bulunduğu da değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği-
İcra emri tebliği üzerine İİK'nun 16. maddesine göre şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurulması halinde, mahkemece, TBK'nun 581 ve devamı maddeleri kapsamında icra kefalet işleminin İİK'nun 38. maddesi uyarınca ilamlı icra takibine konu edilip edilmeyeceği değerlendirilerek, ilamlı takibe konu edilemeyeceğinin belirlenmesi halinde, kefaletin geçersizliğine veya iptaline değil, sadece bu kefalete dayalı olarak gönderilen icra emrinin iptaline karar vermekle yetinilmesi gerekeceği-
İİK'nun 38. maddesi uyarınca icra dairesindeki kefaletlerin, müteselsil kefalet niteliğinde olup, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tâbi olduğu, buna göre ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerekeceği, bu nedenle de icra emri tebliği üzerine İİK'nun 16. maddesine göre şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurulması halinde, mahkemece, TBK'nun 581 ve devamı maddeleri kapsamında icra kefalet işleminin İİK'nun 38. maddesi uyarınca ilamlı icra takibine konu edilip edilmeyeceği değerlendirilerek, ilamlı takibe konu edilemeyeceğinin belirlenmesi halinde, kefaletin geçersizliğine değil, sadece bu kefalete dayalı olarak gönderilen icra emrinin ve varsa icra kefili sıfatı ile yapılan işlemlerin iptali ile yetinilmesi gerekeceği-