Dava konusu taşınmazın borçlu tarafından satılmış olmasına rağmen dört yıl boyunca davalı borçlu ve kızı tarafından bedelsiz kullanılmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı bu nedenle açılan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davalarında aciz belgesi sunma zorunluğunun olmadığı-
Tasarrufun iptaline konu malın elden çıkarılması nedeni ile bedelinin nakden tazminine ilişkin dava sırasında verilen ihtiyati haczin infazı ile ilgili şikayette, İİK. mad. 261/son uyarınca, infazı yapan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesinin görevli ve yetkili olduğu-
Borçlu ile davalı üçüncü kişinin anne-kız olması nedeniyle, 6183 s.K. mad. 28/1-2 ve 30 gereğince, tasarrufun iptale tabi olacağı, borçlu ile üçüncü kişi arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan, davalı borçlu yönünden de davanın kabulüne, davalı üçüncü kişi hakkındaki dava bedele dönüştüğünden belirlenen tazminatın davalı üçüncü kişiden davacının dava konusu alacak ve ferileriyle sınırlı olarak tahsiline, vekalet ücreti, harç ve yargılama giderlerinin davalı borçlu ve davalı üçüncü kişiden müşterek ve mütesilsilen tahsiline karar verilmesi gerekeceği- (5904 s. K. mad. 35 ile değişik) Avukatlık Kanun'un 168. maddesi uyarınca, 6183 s. K. uyarınca açılan ve reddedilen tasarrufun iptali davasında, davalı dördüncü kişi yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekeceği-
Davacının alacağının kesinleşmiş olduğu, borçlu davalı ile 3. kişinin okul arkadaşı oldukları, dolayısıyla aralarındaki tasarrufun iptale tabi olduğu, ancak tasarrufa konu taşınmazın borçlunun borcundan dolayı cebri icra yolu ile satıldığı ve 3. kişi olan davalıya kalan para olmadığı anlaşıldığından, davacının dava açmakta haklı olduğunun kabulü ile davacı yararına yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
İİK’nun 283. maddesine göre davanın bedele dönüştüğü dikkate alınarak mahkemece davalı üçüncü kişinin taşınmazı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri belirlenerek, belirlenen bu değer oranında (takip konusu alacak ve fer'ileri ile sınırlı olmak üzere) tazminat ödemesine hükmedilmesi gerektiği-
Dava konusu taşınmazlar dördüncü kişinin elinde iken borçlu davalının dava dışı başka bir alacaklıya olan borcu nedeniyle cebri icra yolu satılmış olduğundan, mahkemece taşınmazların satışının yapıldığı icra dosyasının getirtilerek davalı dördüncü kişiye tasarrufa konu taşınmazların satışı nedeniyle kendisinde kalan bir paranın olup olmadığının ve taşınmazların tapuda halen davalı dördüncü kişi adına kayıtlı olmasının nedeninin araştırılması gerektiği-
Borçlu hakkındaki icra takiplerinin kesinleşmiş olmasına, alacağın gerçek olmasına, borçlu ile davalı kayınvalidesi arasındaki yakın akrabalık nedeniyle dava konusu tasarrufun İİK. mad. 278/3-1 ve 280/1 uyarınca iptale tabi olduğu- Bedeli borçlu tarafından ödendiği halde malın borçlunun malvarlığına girmeyip üçüncü kişi borçlunun oğlu adına tescil edilmesinin nam-ı müstear bir işlem olduğu ve bu durum borçlunun üçüncü kişi lehine yaptığı bir kazandırma (bağış) olup koşulların bulunması halinde iptale tabi olduğu- Tasarrufunu iptali davalarında harç ve vekalet ücretinin, takip konusu alacak miktarı (kat'i aciz belgesine bağlanmış ise bu miktar) ile iptali istenen tasarrufun tasarruf tarihindeki değeri karşılaştırılarak düşük olan değer üzerinden nispi olarak hesaplanacağı-
TBK'nun 19 ve devamı maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasında icra takibi yapma ve aciz belgesi sunma zorunluluğu bulunmadığı- Muvazaaya dayalı iptal davasında davacının iddiasını kanıtlaması halinde, iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu gözetilerek, İİK 283/1,2 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerektiği-
Haciz tutanaklarının ilkinde borçlunun ev adresinde başkası oturduğu için haciz yapılmadığı, ikincisinde ise menkul haczi yapıldığı ve bunların satıldığı, dosya kapak hesabından borçlunun bakiye borcunun tespit edildiği, adına kayıtlı taşınmaz hissesinin ise borcu karşılamaktan uzak olduğu ve dolayısıyla ikinci haciz tutanağının İİK. mad. 105 kapsamında "geçici aciz belgesi" niteliğinde olduğu; diğer dava koşulları yönünden dosyanın incelenerek, dava konusu tasarrufun iptale tabi olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği, iptale tabi olduğu belirlendiği takdirde dava konusu taşınmaz dava açıldıktan sonra dava dışı 4. kişiye satıldığından İİK. mad. 283/2 hükmü de gözöne alınarak mevcut delil durumuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, davanın BK'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkin olduğunun kabulü ile davanın esasına girilerek öncelikle davacının işçilik alacağının kesinleşip kesinleşmediği veya takibe konulup konulmadığı tesbit edilerek, alacağın varlığının tesbiti halinde ise muvazaa koşullarının bulunup bulunmadığı araştırılarak oluşacak sonuca göre karar vermek gerekeceği-