Mahkemece yasanın bu amir hükümlerine riayet edilmeksizin, usulüne uygun şekilde dilekçeler teatisi aşaması tamamlanıp yine usulüne uygun şekilde ön inceleme yapılmadan tahkikata geçilerek işin esası hakkında karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilecek kararların içermesi gereken hususlar-
Bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilecek kararların HMK.'nun 359. maddesinde yer alan hususları içermesi gerektiği- BAM kararının başlığında başkan, üyeler ve zabıt katibinin ad, soyad ile sicillerinin yer almaması halinde, hükmün bu nedenle bozulması gerektiği-
Kadın tarafından açılan bir boşanma davası söz konusu olmadığı halde, kadının davası yönünden de boşanmaya karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği-
Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, Yargıtay’ca da bu yolda karar verilebileceği-
Yargıtay’ın tarafların ileri sürdükleri temyiz sebepleriyle bağlı olmayıp kanunun açık hükmüne aykırılık gördüğü diğer hususları inceleyebileceği - Davalı kadın eş tarafından başvurma harcı yatırılarak açılmış bir dava veya karşı dava bulunmadığı halde yine davalı kadının cevap ve karşı dava süresinden sonra dilekçesindeki taleplerinin ziynet davası olarak nitelendirilerek bu hususlarda hüküm kurulmaması gerekeceği –
Davalı borçlunun, davalı üçüncü kişiye muvazaalı olarak borçlanıp takip yaptırmasına ilişkin (BK. 18'e) muvazaa nedenine dayalı iptal davasında, davacı, ıslah dilekçesiyle, davalılar arasındaki icra takibinin iptali ve davalıların BK. 41. uyarınca tazminat ile sorumlu tutulmalarına karar verilmesini talep ettiğinden ve hükmünde tazminata ilişkin gerekçe yazılmadığından, mahkemece, davacının tazminat isteminin niteliği, kaynağı ve kapsamı ile bu tazminatın davacının takip alacağından farklı bir istem olup olmadığının belirlenmesi ayrıca buna bağlı olarak muvazaa nedeniyle iptal talebinin tazminata bağlı olup olmadığı üzerinde durularak gerekçeli olarak bir karar verilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davasının reddine veya kabulüne karar veren mahkemenin gerekçe olarak ‘toplanan ve değerlendirilen tüm deliller’ şeklinde bir ibareyle yetinmesinin hatalı olacağı ve böyle bir kararın davanın hangi iptal nedenine dayalı olarak karara bağlandığını göstermeyeceği- Tasarrufun iptali davasında davacının amacının, takip dosyasındaki alacağını elde edebilmek için dava konusu mal üzerinde cebri icra yetkisi elde etmek olduğu, bu sebeple, takip dosyasının dayanağı olan çekin tahsil edilmiş olduğu iddiasının araştırılması ve davanın konusu kalıp kalmadığı hususunun değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Boşanma, Tazminat, Nafaka ve Ziynet Alacağı
1.2.1984 gün ve esas 1983/91 ve 1984/2 saylı içtihadı birleştirme kararının, değiştirildiği- “Asliye hukuk mahkemelerince verilen kararların yasal süre geçtikten sonra temyiz edilmesi veya temyiz kabiliyetinin bulunmaması halinde”, yerel mahkemece temyiz isteminin reddine karar verilmeden, dosyanın Yargıtay’a gönderilmesi durumunda, Yargıtay’ca da incelenme yapılabileceği ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 2494 sayılı Kanunla değişik 432/4. maddesine göre bu “konuda bir karar verilmek üzere” dosyanın mahalline geri çevrilmeden, doğrudan doğruya Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceği–