Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak feshedildiği iddiasına dayalı olarak açılan davada, sözleşmenin haklı nedenle feshedilip edilmediği, buna bağlı olarak davacının taleplerinin yerinde olup olmadığı-
Kendisine havale edilen paranın "borç" olarak değil, "başkasının borcunu ödemek için gönderildiğini" savunan davalının vasıflı ikrarda bulunduğu ve vasıflı ikrar bölünemeyeceği için ispat yükünün davacıda olduğu-
Bononun zamanaşımı süresinin dolması halinde alacaklının yalnızca temel ilişkiye dayalı olarak alacağını talep edebileceği- Senedin tek başına temel ilişkiyi ispatlamaya yeterli olmaması halinde yalnızca yazılı delil başlangıcı sayılacağı- Karz akdi zamanaşımının dava tarihi itibariyle dolmamış olması halinde yazılı delil başlangıcının tek başına ispat için yeterli olmayacağı ve bununla beraber diğer yan delillerin ve tanık beyanlarının aranacağı-
İnkar edilen karz ilişkisinin varlığını davacının kanıtlaması gerektiği- Davacı ile davalının hala-yeğen olduğu anlaşılmakla, taraflar arasındaki ilişkinin HMK 203. maddesinde sayılanlardan olmadığı ve bu nedenle somut uyuşmazlıkta tanık dinlenemeyeceği-Davacının delil listesinde yemin deliline dayandığı anlaşıldığından davalıya yemin teklif etme hakkı olduğu hatırlatılarak sonucuna uygun karar verilmesi gerektiği-
Ödünç sözleşmesinden kaynaklı uyuşmazlıkta, mahkemece, "davacının borç para verdiğinin ispat edilemediği" gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; davalının soruşturma ve kovuşturma sırasındaki beyanlarında "miktarı tartışma konusu olmayan parayı borsada işlem yapmak üzere aldığını, bir kısım parayı iade ettiğini, bir kısım para yönünden zarar edilerek iade edilemediği" savunması karşısında, taraflar arasında bir kar zarar ortaklığı olup olmadığı hususunun tartışılması gerektiği- 
Davacı maliki olduğu konutu kullanması için dava dışı oğlu ve davalı gelinine tahsis etmiş ise de, arada bir sözleşme ilişkisi bulunmamakta olup; tek taraflı olarak verdiği onayı her zaman geri alabileceği ve bu durumda davacı tarafından verilen onay devam ettiği sürece konutun davacının oğlu ve davalı tarafından kullanımının haksız olmadığı- Ecrimisil davasında husumetin taşınmazı haksız olarak kullanan kişiye yöneltilmesi gerektiği- Davacı baba, taşınmazı bedelsiz olarak kullanmaları için dava dışı oğlu ve davalı gelinine vermişse de, oğlunun boşanma davası sırasında çekişmeli konutu terk ettiği, davacının da  hâlen ortak konutta oturmaya devam eden davalı gelinine karşı da ihtar çekerek eldeki davayı açtığından, artık davacının taşınmazın kullanımına dair verdiği muvafakatini geri aldığının kabulü gerektiği- Çekişmeli taşınmaz davalı ve eşi tarafından aile konutu olarak kullanılmış ise de, kayıt maliki davacı ile davalı (ve eşi) arasında hukuki ilişki kurulmadığından bu hususun davacıyı bağlamayacağı- Davacının oğlu ile davalının ayrı yaşamakla birlikte evliliklerinin devam etmekte olmasının, davacının  mülkiyet hakkı karşısında taşınmazı davalının kullanmasının haklı ve geçerli nedeni olarak kabul edilemeyeceği- Davacı malik tarafından konutun kullanımı için verilen onayın geri alınması karşısında, davalının konutu kullanmasının haklı ve geçerli bir nedeninin bulunduğu söyleyemeyeceği- Bilirkişi marifetiyle keşif yapılarak ihtarnamenin tebliğ edildiği tarihe yedi gün eklenmesiyle tespit edilecek tarihten anahtarın teslim edildiği tarihe kadar olan dönem için belirlenecek ecrimisilin hüküm altına alınması gerektiği- "Dava konusu taşınmazın aile konutu olması nedeniyle boşanma kararının kesinleştiği tarihe kadar olan dönem için ecrimisil bedeli talep edilemeyeceği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından kabul edilmediği-
Ödünç sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki tirazın iptali istemi-
Baba ve oğul arasında, ödünç verilen paranın iadesi istemi-
İtirazın iptali davası-
Havalenin var olan bir borcun ödendiğini gösterdiği- Davalı savunmasında, borcu kabul etmemiş gerekçeli inkarda bulunmuş olup banka dekontunda, paranın gönderiliş nedenine ilişkin olarak "satın alınan ev bedeli hayırlı uğurlu olsun" açıklaması dışında herhangi bir şerhin bulunmadığı anlaşıldığından, paranın borç olarak gönderildiğinin ispat edilemediği- Davalı karz ilişkisini inkar ettiğine göre, karz ilişkisinin varlığını davacının kanıtlaması gerektiği-
  • 1
  • 2
  • kayıt gösteriliyor