Somut olaya konu olan bono, 3 yıllık zamanaşımı süresi içinde icraya konulmadığından kambiyo senedi niteliğini yitirdiği;bu nedenle, senedin tek başına temel ilişkiyi ispat açısından yeterli bir belge olarak kabul edilemeyeceği- Davacının imzasını taşıyan bu belgenin yazılı delil başlangıcı sayıldığı ve aradaki temel ilişkinin zamanaşımı süresine tabi olduğu- 25.12.2019 tarihli ve 2019/1 E., 2019/8 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca zamanaşımına uğrayan ve bu nedenle kambiyo senedi vasfını kaybederek (yazılı) delil başlangıcına dönüşen bonodaki vade tarihi; temel ilişkiye dayanılarak yapılan bir takip veya açılan bir davada temerrüde esas alınamayacağı- Zamanaşımına uğrayan bononun ilk bakışta kambiyo senedi niteliğini kaybettiği görülmekle,somut olayda ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı dikkate alınarak ihtiyati haciz kararına itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinin usul ve hukuka uygun bulunmadığı-
Somut uyuşmazlıkta İİK'nın 261/son maddesinin uygulanmasının gerektiği anlaşılmakla, şikayetin icraya konu haciz kararının infaz edildiği icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesince değerlendirilmesi gerektiği-
İcra edilebilirlik şerhi alınmış Arabuluculuk Anlaşma Belgesi ile ihtiyati haciz talep edilebildiği-
Haksız fiile dayalı davalarda alacağın haksız fiil tarihinde muaccel olacağı nedeniyle koşulları bulunması halinde ölçülülük ilkeleri de nazara alınarak talep edilen alacağın tamamı üzerine olmasa da bir miktar alacak için ihtiyati haciz kararı verilebileceği, Somut uyuşmazlıkta davacı elektrik dağıtım şirketi olan ... kaçak tespit tutanaklarına dayanarak yaptığı hesaplama kapsamında tahakkuk eden fatura alacağına dayalı talepte bulunduğu, bu halde davacı tarafından sunulan kaçak tespit tutanakları, video kaydı, fotoğraf gibi belgelerin takdiri delil niteliğinde olduğu, gerek kaçak kullanım gerekse süre, miktar yönünden ispat yükünün davacı üzerinde olduğu, kaçak kullanım yapıldığının kabulü halinde dahi takibe konu faturanın hesaplandığı süre içinde kullanım ile hesaplamaya esas kurulu güç yönünden talebin yargılamayı gerektirdiği- İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ''alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması'' yeterli olduğunun yukarıda açıklandığı, bu haliyle takibe konu alacağın miktar olarak varlığının yargılama aşamasında sunulan deliller ve bilirkişi raporuyla belirleneceği, gelinen aşamada takip konusu alacağın yaklaşık olarak ispatlanamadığı kabulünün zorunlu olduğu, ölçülülük ilkesine uygun düşecek şekilde ihtiyati haciz kararı verebileceğinin belirtilmiş olduğu, davacı tarafından alacağın varlığını "yaklaşık ispat"a elverişli başkaca delil sunulmamış olduğu, uyuşmazlık konusu kaçak kullanım ve kullanım sonucu tahakkuk edecek miktarın yargılamaya muhtaç olduğu- Davacı, davalı-borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisinin kaçmaya hazırlandığını ya da kaçtığını ve yahut da alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunduğunu ispata yarar iddia ve delil de sunmadığı anlaşıldığından ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı gözetilerek talebin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Kaçak elektrik tutanaklarının aksi sabit oluncaya dek geçerli belgelerden olmadığı, kaçak elektrik enerjisi tüketiminin tespit edilmesinde, ilgili tüzel kişinin tespitini doğru bulgu ve belgelere dayandırması ve tüketici haklarının ihlal edilmemesinin esas olduğu, ispat yükünün kaçak elektrik kullandığı yönündeki tespite dayanarak davaya konu bedeli talep eden şirkete ait olduğu, kaçak elektrik kullanımının çeşitli yöntemlerle yapılabilmesi nedeniyle tespit işlemleri için farklı usuller ve buna bağlı olarak yapılacak çeşitli işlemler öngörüldüğünden her uyuşmazlıkta somut olayın özellikleri ile bildirilen delillerin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği, kaçak elektrik kullandığı tespiti üzerine ilgili mevzuat uyarınca tahakkuk ettirilen faturalar nedeniyle yapılan ihtiyati haciz başvurularında; somut olayın özellikleri ile bildirilen delillerden, ihtiyati haciz koşullarının varlığı kanaatine varan mahkemenin, ölçülülük ilkesine uygun düşecek şekilde ihtiyati haciz kararı verebileceği, haksız fiile dayalı davalarda alacağın haksız fiil tarihinde muaccel olacağı, koşullarının bulunması halinde ölçülülük ilkeleri de nazara alınarak talep edilen alacağın tamamı üzerine olmasa da bir miktar alacak için ihtiyati haciz kararı verilebileceği- UYAP ortamında yapılan incelemeye göre 24.06.2024 tarihinde ön inceleme tutanağı düzenlendiği ve bilirkişi ara kararı oluşturulduğu, davalıların rapora itirazı ile ilgili celse arasında oluşturulmuş bir ara karar bulunmadığı ve ancak , dosya kapsamına göre, tutanak tarihinde davalı şirketin adresinde “sayaçtan geçirilmeden harici hattan enerji kullanıldığı" hususu yaklaşık olarak ispatlanmış olup davalı şirket yönünden ihtiyati haciz koşulları oluştuğu-
İİK’nın 281/2. maddesinde düzenlenmiş olan ihtiyati haciz, İİK'nın 257 ve devamı maddelerinde düzenlenen ihtiyati hacizden farklı olduğundan, davayı kazanan davacı alacaklının, İİK’nın 281/2. maddesi kapsamındaki ihtiyati haczin dayanağı olan ilamı bir aylık süre içinde, icra dairesine ibraz etmesinin zorunluluğu bulunmadığı. İİK’nın 264/3. maddesi hükmü burada uygulanmayacağından, tasarrufun iptali davası sırasında verilen ihtiyati haciz, tasarrufun iptali kararı ile kesin hacze dönüşeceği, bu nedenle İİK'nın 281/2. maddesi uyarınca verilen ihtiyati haciz kararının, asıl icra dosyasından infazı gerekeceği- Şikayete konu edilen ihtiyati haciz kararının İİK'nın 281/2. maddesine göre verilmiş gerçekte " ihtiyati tedbir " niteliğinde bir karar olduğu, ayrıca ihtiyati hacizlerin tatbik edildiği İstanbul 7. İcra Dairesinin 2021/"" "" E. sayılı takip dosyasında şikayetçi E. B’nin borçlu sıfatlarının bulunmadığı, hakkında herhangi bir icra takibinin başlatılmadığı, sadece hakkında tasarrufun iptali davasının yargılaması sırasında verilen ihtiyati haciz kararının infaz edildiği, bu haliyle İİK’nın 266. maddesinin somut uyuşmazlıkta uygulanma imkanının bulunmadığı-
Davacı taraf ,davalı ile akdettiği " Ortak Yapımcı Sözleşmesi" kapsamında yaptığı tüm ödemelere bağlı olarak hisse oranının tespitini, ayrıca kar payı alacağına karşılık şimdilik 50.000,00 TL kar payının tahsilini istemekte, delil olarak; 21.01.2022 tarihli " Ortak Yapımcı Sözleşmesi", banka ödeme dekontları, beyaz perde web sitesi görüntüleri, mail dökümleri, ihtarname, arabuluculuk anlaşmama tutanağına dayandığı, dosya kapsamına göre, davacının iddiaları , ortaklık payı ve bundan kaynaklanan alacağının varlığı yargılamaya muhtaç olup somut olayda ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı-
İflas davalarında, geçici hukuki koruma tedbiri niteliğinde olan İİK m. 159 kapsamında muhafaza tedbirleri verilebileceği- Muayyen bir alacağın ödenmesi talebini içermeyen iflas davalarında ihtiyati haciz talep edilemeyeceği-
Davacı vekili tarafından sunulan kredi çerçeve sözleşmeleri, kefalet beyanları, hesap kat ihtarnamesi ve hesap özeti kat tarihi itibarıyla belirlenen .......... TL alacağın varlığı ve istenebilirliği hususunda kanaat uyandırıcı nitelikte olduğu, gayrinakit alacağın depo edilmesi için ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği hususları gözetildiğinde ihtiyati haciz talebinin kısmen kabulü yerine mahkemenin hatalı değerlendirme ile ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinin yerinde görüldüğü-
Kaçak elektrik kullanımının çeşitli yöntemlerle yapılabilmesi nedeniyle tespit işlemleri için farklı usuller ve buna bağlı olarak yapılacak çeşitli işlemler öngörüldüğünden, her uyuşmazlıkta somut olayın özellikleri ile bildirilen delillerin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği- Elektrik abonesinin kaçak elektrik kullandığı tespiti üzerine ilgili mevzuat uyarınca tahakkuk ettirilen faturalar nedeniyle yapılan ihtiyati haciz başvurularında; somut olayın özellikleri ile bildirilen delillerden, alacağın ve İİK 257 vd. maddelerinde öngörülen ihtiyati haciz koşullarının varlığı kanaatine varan mahkemenin, ölçülülük ilkesine uygun düşecek şekilde ihtiyati haciz kararı verebileceği-