Takibin dayanağı olan ve icra dosyasında mevcut ipotek belgelerinin incelenmesinde taraflar arasındaki hukuki ilişkinin dayanağının yurt içi faktoring sözleşmesi olduğu, cari hesap, kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde bir ilişki bulunmadığı için alacaklının İİK.nun 150/ı maddesine dayanarak ipotekli ilamlı icra takibi yapamayacağı, yine alacaklının kredi veren kuruluş (banka) olmadığı, faktoring hizmeti veren bir şirket olduğu, 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu'nun 33/3.maddesi ile finansal kiralama şirketlerine İİK.nun 150/ı madde gereğince ilamlı icra takibi yapma hakkı tanınmış ise de, faktoring şirketleri yönünden yapılmış herhangi bir düzenleme bulunmadığı, İİK'nın 150/ı maddesinin olayda uygulanamayacağı, öte yandan takip konusu ipotek senetlerinin 8. maddesi ve taraflar arasında düzenlenen protokol hükümleri dikkate alındığında alacağın tahsil edilip edilmeyeceği yargılamayı gerektirdiği, alacaklının limit ipoteğinden dolayı genel mahkemelerde dava açıp alacağını miktar olarak belirlemeden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi yapmasının mümkün olmadığı-
"Vadesiz, 1. derecede ve serbest dereceden istifade etmek üzere faizsiz, fekki bildirilinceye kadar TL. miktarlı olarak tesis edilen" ipoteğin " TL " üzerinden kurulmuş limit ipoteği niteliğinde olduğu, alacaklının dayandığı hesap özetinin ise kredi sözleşmesinde yer alan "yabancı para alacağı" cinsinden borçluya gönderilen ihtar niteliğinde olduğu, alacağın muayyenlik ilkesine göre, ana paranın tür ve miktarının değiştirilemeyeceğinden, kredi sözleşmesindeki yabancı para alacağı üzerinden borçluya tebliğ edilen hesap özetine dayanılarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip yapılamayacağı-
İİK'nun 150/h maddesine göre; alacağın veya rehin hakkının yahut her ikisinin bir ilamda veya ilam mahiyetini haiz belgelerde tespit edilmiş olması halinde, ilamların icrasına dair hükümlerin kıyasen uygulanacağı- Takip konusu ilamlarda murisleri aleyhine hükmedilmiş bir alacak bulunmadığından ilama bağlanmış bir alacaktan söz edilemeyeceği- TMK'nun 851. ve 881. maddelerinde ifadesini bulan ve muhtemel bir alacağın teminatı olarak tesis edilen üst sınır (limit) ipoteğinde, borcun ulaşacağı miktar belirsiz olduğundan, taşınmazların ne miktar için teminat teşkil edeceği ipotek akit tablosundaki limitle sınırlandırılmış olduğu- TMK'nun 875. maddesinde belirtilen ve ipotekle teminat altına alınan ana borç, faiz, icra takip giderleri ve taraflarca kararlaştırılan eklentilerden oluşan toplam borç miktarının, bu limiti aşamayacağı-
Üst sınır (limit) ipoteği sadece ipotek akit tablosunda belirtilen limit kadar alacağı teminat altına almış olduğundan, alacaklının ancak bu limit kadar ipotekli takip yapabileceği- Taşınmazı üzerinde limit ipoteği kurulan üçüncü kişinin, aynı zamanda kredi sözleşmesinde kefil olmasının, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipte ipotek limiti ile sorumlu olduğu ilkesini değiştirmeyeceği- Taşınmazın 1.385.000 TL’ye alacağa mahsuben alacaklıya ihale edildiği, müdürlüğün yaptığı hesaplamaya göre dosya borcunun 1.292.871,65 TL olarak tespit edildiği, şikayete konu Müdürlük kararı ile yapılan dosya hesabına dayanılarak "ihale bedelinin, 1.292.871,65 TL olan dosya alacağını geçtiğinden bahisle 92.128,35 TL’nin alacaklı tarafça dosyaya depo edilmesine" karar verildiği uyuşmazlıkta, davacı-borçlular, "taşınmazın alacaklı adına tescili işleminin tedbiren durdurulmasını" istemiş iseler de, İİK 134 vd. gereğince ihalenin kesinleştiği ve tescile engel bir durumun olmadığı, ancak, tesis edilen ipoteğin türü ve ipotek limiti gözönüne alındığında, dosya hesabı ipotek resmi senedine aykırı olduğundan, gerekirse dosyanın bilirkişiye tevdii ile iadesi gereken miktar olup olmadığı ve var ise ne kadar olduğunun tespit edilmesi gerektiği-
Üst sınır (limit) ipoteğinde, borcun ulaşacağı miktar belirsiz olduğundan, taşınmazın ne miktar için teminat teşkil edeceğinin ipotek akit tablosundaki limitle sınırlandırılmış olduğu- Bu durumda alacaklıya limit miktarı kadar ödeme yapılabilecek olsa da, İİK 134/5 maddesinden kaynaklı nemalar, alacaklıya alacağının yanında ihalenin kesinleşmesine kadar tahsil edememesi nedeniyle ödenmesi gereken ve depo edilen ihale bedelinin getirisi niteliğinde paralar olduğundan, ipotek limitine dahil edilmesinin isabetli olmadığı-
Dava dosyasının bankacı bilirkişi heyetine tevdii ile banka bilgi, belge ve kayıtları üzerinde yerinde inceleme yetkisi verilerek, borç miktarı, kullandırılan krediler, kredi limitleri ile davalının sonraki tarihlerde kullandırılan kredilerde imzasının bulunup bulunmamasına göre değerlendirme yapılarak icra takibine konu borçtan sorumlu olup olmadığı belirlenerek taraflar yönünden bozma ilamı ile ortaya çıkan usuli kazanılmış haklar da gözetilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi için ipotek lehdarı şirketin ipotekle yükümlü olan şirketten bir alacağının bulunmadığının belirlenmesi gerekeceği, taraflar arasındaki ticari ilişkiden dolayı ipotek lehtarı şirketin sözleşme kapsamında yaptığı imalatların olup olmadığının tespiti ile imalatın parasal karşılığının belirlenmesi, bu miktarın ipotek yükümlüsü şirket tarafından ödendiğinin belirlenmesi için davacıya ispat imkanı tanınması, ipotek lehtarı şirketin yaptığı bir imalat ve bunun karşılığı alacağın ödenmiş olması halinde ipoteğin fekkine karar verilmesi, davalının alacağının mevcut olması halinde davacıya alacak miktarı depo edildikten sonra ipoteğin fekkine karar verilmesi, kısmi ödeme halinde ise ipoteğin fekki talebinin reddine karar verilmesi, ancak kısmi ödemenin sicilde gösterilmesi gerekeceği-
Dava dilekçesinde ipoteğin terkini talebinin dayanağı olarak "borcun ödendiği" vakıasına değil, "baştan itibaren ipotek tesisinin geçersiz olduğu" vakıasına dayanıldığı gözetildiğinde, davanın TMK 883 uyarınca "ipoteğin terkini" davası olarak değil, "İİK. 150 uyarınca borçlu bulunmadığının tespiti davası olarak nitelendirilmesi" ve buna göre çözüme kavuşturulması gerektiği- İİK’nın 150. maddesinin eldeki davaya uygulanmasının, taleple bağlılık ilkesine aykırılık oluşturmayacağı- İpotek, "muris ile davalı şirket arasındaki ticari ilişkinin teminatı" olarak tesis edildiğinden, murisin ölüm tarihi itibariyle davalı şirkete borcu olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmekte ise de, davalı vekilinin "ipoteğin, dava dışı üçüncü bir kişinin borcu için tesis edildiğine" ilişkin beyanı da gözetilerek, ipotek tesisine ilişkin vekâletnamede vekile tanınan yetkiler de gözetilmek suretiyle varılacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerektiği- Mahkemece ipotek tesisinin hukuken geçerli olup olmadığı tartışıldıktan sonra, bu ipoteğe bağlı olarak yapılan icra takibi nedeniyle davacıların borçlu olup olmadıklarının hakkında bir karar verileceği- "Davalı vekilinin beyanı karşısında bozma kararında belirtildiği gibi bir araştırma yapılmasına gerek olmadığı, davalı tarafça sunulan cari hesap ekstrelerine göre ipoteğin üçüncü bir kişinin borcu için tesis edildiği, ikrar kesin delil olduğundan davanın kabulünün gerektiği" görüşünün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Üst sınır (limit) ipoteğinde, borcun ulaşacağı miktar belirsiz olduğundan, taşınmazın ne miktar için teminat teşkil edeceği ipotek akit tablosundaki limitle sınırlandırılmış olup bu durumda, alacaklıya limit miktarı kadar ödeme yapılabilecek olsa da, İİK.nun 134/5 maddesinden kaynaklı nemaların, alacaklıya alacağının yanında ihalenin kesinleşmesine kadar tahsil edememesi nedeniyle ödenmesi gerektiği- Alacaklının ipotek limit miktarına isabet eden nemasının hesaplanarak bulunacak miktarın ödenmesi gerektiği-
Mahkemece yapılması gereken işin; ipotek, azami meblağ (üst sınır) ipoteğine ilişkin bulunduğundan, taraflardan alacaklının ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapıp yapmadığını sorup saptamak, icra takibi varsa bu dosyayı getirtmek, resmi akit tablosundaki sözleşme hükmü gözetilmek suretiyle taraflardan delillerini isteyip toplayarak alacaklının ipotekle teminat altına alınan anapara alacağını bulmak, tek taraflı ticari defter ve belge kayıtları ile yetinmeden ipotek lehtarı olan davalının ticari ilişki içinde olduğu dava dışı ...ve Gıda Ür. Pazarlama İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti.’den alacağı olup olmadığı hususunda araştırma yapmak ve sonucuna göre karar vermek olması gerekeceği-