Davacının iş akdinin feshine ilişkin fesih bildirim tutanağı düzenlendiği, ancak bu tutanağın davacıya tebliğ edilmediği, daha sonra bu bildirimi davacının tebliğden imtina ettiğine dair tutanak düzenlendiği ve davacıya mail ile bu bildirimin gönderildiği ancak bu mailin davacıya ulaşıp ulaşmadığının dosya kapsamından anlaşılamadığı tespit edilmiş olup tebliğden imtina tutanağında davacının telefonda olduğu, hazır olmadığı anlaşıldığından ve duruşmada tanık olarak dinlenen davalı tanığı, davacının tutanak tarihinden sonraki ayın sonuna kadar çalıştığını beyan ettiğinden ortaya çelişkiler çıkmış olup çelişkilere göre davalı tarafından davacının iş akdinin bir bildirimle feshedildiği ispatlanamadığından davanın yasal bir aylık süre içinde açıldığının kabulü gerektiği-
Fazla mesai alacağı talebi hüküm altına alınmış ise de, kararın dosya içeriğine uygun düşmediği, davacı ile aynı işyerinde çalışan tanıkların ifadelerinden ve dosya içeriğinden, işyerinde üçlü vardiya sistemi uygulandığı, haftalık çalışma süresinin kırkbeş saati aşmadığı anlaşıldığı- Davacının arızi olarak yaptığı fazla çalışmalara ilişkin ücretlerinde ödendiğinin ücret bordrolarından anlaşılmasına göre fazla mesai ücret talebinin reddine karar verilmesi gerektiği- Davacının ekat eğitim ücreti talebinde bulunduğu, dosya kapsamından, davacı yanca ekat eğitimi için işverene 1.200,00 TL ödemenin yapıldığı, bunun aksine bilgi, belge ve iddianın davalı yanca ortaya konulmadığının anlaşıldığı ancak davacının ücretinden bu meblağ dışında bir kesintinin yapıldığı veya davacı tarafça işverene bunun haricinde başkaca bir ödeme yapıldığının davacı tarafça ispatlanamadığının anlaşılmasına göre ekat ücret alacağının 1.200,00 TL olduğunun kabulü gerektiği- 
Davacı işçinin satış sorumlusu olarak davalıya ait işyerinde 12/03/2014-30/04/2015 tarihleri arası çalıştığı, işverenin sistem değişikliği kararı gerekçe gösterilerek iş akdinin feshedildiği ve davalı işveren tarafından geçerli neden olmadan feshedildiğini belirten davacı işçinin, feshin geçersizliğine ve işe iadesine ilişkin açtığı davada, Davalı şirket ve İnternet belgesinde adı geçen ve aralarında organik bağ olduğu anlaşılan şirketlerin aynı çatı altında faaliyet gösterip göstermedikleri, Ticaret Sicil kayıtları ve kuruluş belgeleri, merkez ve şube kayıtları getirtilerek amaç ve faaliyet konuları belirlenerek, SGK kayıtları da getirtilerek şirketler arası işçi transferi olup olmadığı, davacının yaptığı iş ve görev tanımı da dikkate alınarak davacının hangi şirkete hizmet ettiği belirlenerek gerekirse bu şirketin de davaya dahil edilmesi sağlanıp, birlikte istihdam ve işverenin muvazaa olgusu bir arada değerlendirilerek fesih tarihi itibarıyla çalışan sayısı tespit edilerek çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Davalı şirketin uluslararası alanda faaliyet gösteren ve Türkiye'de şubesi bulunan bir şirket olduğu, Türkiye’de 7, dünya genelinde ise binlerce çalışanı olduğu hususları taraflar arasında ihtilaflı olmayıp ihtilafIın, yurt dışındaki şubelerde çalışan işçilerin de işçi sayısı ve iş güvencesi hükümleri bakımından dikkate alınıp alınmayacağı noktasında olduğu bilinerek, davalı işyeri bakımından fesih tarihinde 30 işçi şartının oluştuğunun kabulü ile esasa girildiğinde davacıya kıdem ve ihbar tazminatının ödenerek iş akdinin feshedildiğinin tartışmasız olduğu ancak feshin İş Kanunu mad. 19 'a göre yazılı olmadığı ve sebepleri açık ve kesin bildirilmediğinden fesih konusunda yasadaki usule uyulmadığı; feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesi gerektiği-
Feshin geçersizliğine ve işe iadesine-
Fesih tarihinin bilinmesi karşısında, karar gerekçesinde ve hüküm fıkrasında fesih tarihinin gösterilmemesinin sonuca etkili görülmediği-
İş sözleşmesinde, gerektiğinde çalışma koşullarında değişiklik yapabileceğine dair düzenlemeler bulunması halinde, işveren, yönetim hakkını kötüye kullanmamak ve sözleşmedeki sınırlara uymak kaydıyla işçinin çalışma koşullarında değişiklik yapma hakkını sürekli olarak kazanmış olacağı- Davacının prim alarak çalıştığı, işçiye primin kaldırılacağı yazılı olarak bildirilmemiş, işçinin muvafakati alınmadığından, bu durum karşısında primin kaldırıldığından söz edilemeyeceği-
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorunda olduğu- Davalı şirket temyiz dilekçesinde mücbir sebebe dayanmış ise de, gerek fesih sebebinin değiştirilemeyeceği kuralı, gerekse somut olay özelinde bir mücbir sebepten bahsedilecekse bunun işçi açısından söz konusu olabileceği göz önünden bulundurularak davalının bu beyanına itibar edilmediği- Davacının iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshedilip feshedilmediği, fesih geçersiz ise davacının kime iade edileceği problemlerinin çözümü için davalılar arasında geçerli bir asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunmadığının belirlenmesi gerektiği- Mahkemece davalılar arasında geçerli bir asıl işveren-alt işveren ilişkisi olup olmadığının araştırılması ve sonucuna göre iş sözleşmesinin feshinde geçerli neden bulunup bulunmadığının ortaya konulması gerektiği-
Mahkemece feshin geçersizliğine karar verildiğinde, kararın kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre için işçiye en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer hakların ödenmesinin ve işe başlatmama tazminatının da hüküm altına alınması gerekip, talep olmasa da mahkemece dikkate alınması gerektiği- Feshin geçersizliği istemi tespit niteliğinde olduğundan; boşta geçen süre için ücret ve diğer haklar ile işe başlatmama tazminatının miktar belirtilmeksizin, hüküm altına alınması ve ödenmesi gerektiğinin tespiti ile yetinilmesi gerektiği-
01.07.2012 tarihinden sonra düzenlenmiş olan ibranamelerin T.B.K.'nın 420. maddesinde öngörülen koşullara; 01.07.2012 tarihinden önceki tarihlerde düzenlenmiş olan ibranamelerin Yargıtay'ın benimsediği ilkelere uygun olması gerekeceği- Özellikle, iş ilişkisi devam ederken düzenlenen ibranamenin geçersiz olacağı; tarihsiz ibranameye değer verilmeyeceği; hata, hile ve tehdit sonucu yapılan ibra belgesinin geçersiz olacağı; miktar içeren ibranamenin makbuz hükmünde olacağı; fesihten sonra düzenlenen ve her alacak kalemini ayrı ayrı içeren ibranamenin geçerli olacağı; ibranamede yazılmamış olan işçilik hakları bakımından ibranamenin geçersiz olacağı; ibranamenin savunmayla çelişen kısımlarının geçersiz olacağı; ibranamede ihtirazi kayıt bulunması halinde ibranamenin geçersiz olacağı-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • kayıt gösteriliyor