Araç mülkiyetinin tespiti, tescil ve maddi tazminat istemlerine ilişkin davada, davalı şirket adına hareket eden davalı, davaya konu aracı iyi niyetle satın aldığı anlaşıldığından, TMK. mad. 989 uyarınca davacının, araç mülkiyetinin tespiti davasını kazanabilmesi için davalı ve davalının yetkilisi olduğu şirket tarafından ödenen satış bedelinin davacı tarafından kendilerine ödenmesi gerektiği- Araçların trafik tescil işlemleri idari bir nitelik taşıdığından, idari makamları belirli bir biçimde işlem tesisine zorlayıcı nitelikte tescil kararı verilmesinin doğru olmadığı-
Türk Medeni Kanunu'nun 988. maddesi; bir taşınırın emin sıfatıyla zilyedinden o şey üzerinde iyiniyetle mülkiyet veya sınırlı ayni hak edinen kimsenin edinimi, zilyedin bu tür tasarruflarda bulunma yetkisi olmasa bile korunur hükmünü öngördüğü-Bir malın zilyedi, onu başkasına emanet etmiş olmayıp, çaldırma, gasp, unutma gibi bir sebeple elinden çıkarmış bulunuyorsa, üçüncü şahıs böyle bir malı iyiniyetle iktisap etmiş olsa dahi onun iktisabının geçerli olmadığı, gerçekten Medeni Kanun'un 989. maddesi bu hususta açık düzenleme içerdiği- Taşınırı çalınan, kaybolan ya da iradesi dışında başka herhangi bir şekilde elinden çıkan zilyed, o şeyi elinde bulunduran herkese karşı beş yıl içinde taşınır davası açabileceği-Davacı kendi adına kayıtlı aracı kiralanmak üzere D.Rent A Car - A. Dedeoğlu'na bıraktığı için malikinin elinden rıza ile çıktığı, o halde emin sıfatı ile zilyetten araç iktisap eden davalının iyiniyetli olup olmadığı hususunun irdelenmesi gerekeceği- Gerek Savcılık soruşturması, gerek dava dosyasında, sahtecilik işleminde davalının kendini T.. Ç.. olarak tanıtan kişi ile birlikte davacıyı zarara uğratmak maksadı ile (kötüniyetli) hareket ettiğine dair herhangi bir delil ve kanaat verici emare bulunmadığından davalının iyiniyetli kabul edilmesi gerekeceği, o halde davacının araç mülkiyetinin tespiti davasını kazanabilmesi için davalının satış bedeli olarak ödediği bedeli, kendisine iade etmesi gerekeceği, mahkemece, bedelin ödenmemesi halinde davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davada, tapulu taşınmazların intikallerinde, huzur ve güveni koruma, toplum düzenini sağlama uğruna, tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin, iyi niyetli olup olmadığının tam olarak tespitinin büyük önem taşıdığı, gerçekten bir yanda tapu sicilinin doğruluğuna inanarak iktisapta bulunduğunu ileri süren kimse diğer yanda ise kendisi için maddi, hatta bazı hallerde manevi büyük değer taşıyan ayni hakkını yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kalan önceki malik bulunduğu, bu nedenle, yüzeysel ve şekilci bir araştırma ve yaklaşımın büyük mağduriyetlere yol açacağı, kişilerin Devlete ve adalete olan güven ve saygısını sarsacağı ve yasa koyucunun amacının ilk bakışta, şeklen iyi niyetli gözükeni değil, gerçekten iyiniyetli olan kişiyi korumak olduğu hususlarının daima göz önünde tutulması, bu yönde tüm delillerin toplanıp derinliğine irdelenmesi ve değerlendirilmesi gerektiği, nitekim bu görüşten hareketle, "kötüniyet iddiasının def'i değil itiraz olduğu, iddia ve müdafaanın genişletilmesi yasağına tabii olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğinden (resen) nazara alınacağı” ilkeleri 8.11.1991 tarihli l990/4 esas l99l/3 sayılı İçtdihadı Birleştirme Kararında kabul edildiği, bilimsel görüşlerinde aynı doğrultuda geliştiği-
Türk Medeni Kanunu'nun 988. maddesi; bir taşınırın emin sıfatıyla zilyedinden o şey üzerinde iyiniyetle mülkiyet veya sınırlı ayni hak edinen kimsenin edinimi, zilyedin bu tür tasarruflarda bulunma yetkisi olmasa bile korunur hükmünü öngördüğü-Bir malın zilyedi onu başkasına emanet etmiş olmayıp çaldırma, gasp, unutma gibi bir nedenle elinden çıkarmış bulunuyorsa, üçüncü şahıs böyle bir malı iyi niyetle iktisap etmiş olsa dahi onun iktisabının geçerli olmadığı, gerçekten Medeni Kanunun 989. maddesi bu konuda açık düzenleme içerdiği- Taşınırı çalınan, kaybolan ya da iradesi dışında başka herhangi bir şekilde elinden çıkan zilyed, o şeyi elinde bulunduran herkese karşı beş yıl içinde taşınır davası açabileceği-
Dava, sahtecilik hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil ya da tazminat isteğine ilişkindir. Tek bilirkişiden alınan rapora göre imzanın davacının eli ürünü olduğu saptanmış, ancak davacı taraf rapora itiraz ederek Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını istediği halde mahkemece bu istek yerine getirilmeksizin neticeye gidilmiştir. Bu itiraz giderilmeden oluşturulan hükmün, hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Davacı tarafça M.K'nun 989. maddesine dayanılarak dava açılmış ise de; davacı tarafın da kabulünde olduğu üzere davaya konu iskele kalıpları davacı ile dava dışı ... Ltd. Şti. arasında imzalanan kira sözleşmesi uyarınca ... Ltd. Şti'ne teslim edildiğinden dava konusu kalıplar davacının elinden rızası dışında çıkmamış olup, davacının davalıdan menkul malların iadesini isteyemeyeceği-
Dava konusu aracı açık oto pazarından trafik kaydında araç sahibi olarak görünen kişiden usulüne uygun olarak satın aldığı anlaşılan davacı iyiniyetli olup Medeni Yasa'nın 989/2. maddesi gereğince davalının, ödediği bedeli davacıya geri vererek aracı alabileceği-
Araç kayıt maliki veya M.K'nun 988. maddesinde belirtilen emin sıfatıyla zilyet olan kisi tarafından satılmadığından davacı ve diğer alıcılara araç mülkiyetinin geçtiğinin kabul edilemeyeceği-
Kişilerin huzur ve güven içerisinde alışverişte bulunmaları, satın aldıkları şeylerin ilerde kendilerinden alınabileceği endişelerini taşımamaları, dolayısıyla toplum düzenini sağlamak düşüncesiyle, alan kişinin, Medeni Kanun’un 3. maddesinde ifade edilen iyiniyetinin korunacağı-
Galeriden aldığı otomobili, trafik kaydında da iyiniyetli olarak üzerine tescil ettiren malikin iktisabının geçerli olacağı–
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • kayıt gösteriliyor