Yargıtayın yerleşmiş içtihatları uyarınca; "yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların..." yoksul kabul edilmesi gerektiği,yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödev olduğu,  aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiş olduğu, bu nedenlerle kanun koyucunun, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiş olduğu, okumakta olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebileceği, ne var ki, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi gerektiği-
Çocuğun reşit olduğu tarihe kadar ödenmeyerek biriken nafaka alacağı bulunduğu takdirde, velayet hakkı kendisine verilmiş olan eş tarafından çocuğun reşit olduğu tarihten sonra da bu alacak takibe konu edilerek ödenmesinin istenebileceği- Reşit olduğu anlaşılan çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının TMK’nun 328/1 maddesi uyarınca kendiliğinden sona erdiği, çocuğun eğitimine devam etmesi halinde, kendisinin babasına karşı yeni bir dava açarak yardım nafakası talebinde bulunabileceği-
Ülke şartlan göz önüne alınarak üniversite eğitimi yapmak isteyen davacının bu isteği olağan karşılanarak üniversite sınavlarını kazanması için babasının ekonomik desteğine ihtiyacı olduğu gözetilerek iştirak nafakası olarak aldığı miktara yakın bir miktar yardım nafakasına karar verilmesi gerekeceği-
Okumakta olan kişinin kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebileceği; ancak bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesinin gerekeceği-
Tarafların müşterek çocuğu 1994 doğumlu olup, dava sırasında ergin olduğundan; kendisi tarafından açılmış bir nafaka davasının bulunmadığı gözetilmeden, bu çocuk için ergin olduktan sonra ki döneme ilişkin nafaka tayin edilmesi ve tayin edilen bu nafakanın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Tarafların gelir durumları, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu ve genel ihtiyaçları doğrultusunda, anlaşmalı boşanma davasında protokol ile belirlenen iştirak nafakasının indirilmesinin hakkaniyete uygun bulunmadığı-
Okumakta olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebileceği, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi gerektiği, nafakanın davacının geçinmesi için yeterli nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek belirleneceği-
Okumakta olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebileceği, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmeyeceği-
Davacı babanın boşanma döneminde protokol ile çocuklara iştirak nafakası ödemeyi kabul ettiği sıradaki sağlık durumu ile iştirak nafakasının kaldırılmasına ilişkin davayı açtığı sıradaki sağlık durumu arasında bir fark bulunmadığı; en son alınan sağlık kurulu raporunda belirtilen sağlık durumunun boşanma öncesinde de aynı olduğu; babanın durumunda bir değişiklik olmadığı; iştirak nafakasının kaldırılması için gerekli yasal koşulların bulunmadığı-