Kamu düzenine aykırılık hallerinin re'sen gözetildiği, istinaf nedenleriyle sınırlı ve usulüne uygun olarak istinaf inceleme ve denetiminin yapıldığı; dosya içeriği, kararın dayandığı gerektirici sebepler ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, özellikle; talebin İİK 254. maddesi gereğince iflasın kapatılmasına ilişkin olup, iflasın tasfiyesine ilişkin işlemlerin yasal mevzuata uygun ve eksiksiz yapıldığı, karşılanmayan alacaklar için başvuru halinde borç ödemeden aciz vesikası düzenlendiği İİK'nun iflasın kaldırılmasına ilişkin İİK'nun 182. maddesinin somut uyuşmazlıkta uygulama olanağı olmayıp, talebin iflasın kapanmasına ilişkin olduğu anlaşılmakla, alacaklı Eskişehir Vergi Dairesi Başkanlığı vekilinin temyiz sebeplerinin yerinde görülmediği-
Müflis şirketin paraya çevrilecek bir malı kalmadığı, açılan derdest dava olmadığı, masaya kayıt yaptıran alacaklılara ödenmeyen borçlar için aciz vesikası verildiği sebebiyle iflasın kapatılması şartlarının oluştuğu-
Mahkemece iflas masası teşkil edilip, iflas dairesi oluşturulması, iflas dairesince tasfiyenin adi veya basit şekilde yapılmasına karar verildikten sonra seçilecek tasfiye yöntemine göre gerekli işlemlerin yapılmasının izlenmesi, terekeye (masaya) dahil hiçbir malvarlığı bulunmaz ise, iflas dairesince tasfiyenin tatiline karar verilip, bu hususun ilan edilmesi, bu ilanda tereke alacaklıları tarafından otuz gün içinde iflasa müteallik muamelelerin tatbikine devam edilmesinin istenmemesi halinde iflasın kapatılacağının açıkça yazılması; en son olarak da yürütülecek işlemlerin sonucuna göre iflasın kapanmasına karar verilebileceğinin gözönüne alınması gerekeceği- Mahkemece henüz tasfiye işlemi tamamlanmadığından ........... Sulh Hukuk Mahkemesinin ............. Tereke sayılı dosyası üzerinden ............ Sulh Hukuk Mahkemesinin ............ Esas sayılı dosyasına tasfiye amacıyla verdiği gönderme kararının da temyizinin kabil bulunmadığı-
Bankacılık Kanunu gereği üyelerinin bir kısmı, Fon'un gösterdiği adaylar arasından icra tetkik merciince seçilen müflis bankanın, iflas idaresinin kararının iptali talepli davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu-
Davalılardan işverenlere ait işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespitine-
İflasın kapanması taleplerinin, ihtisas mahkemelerinin görevleri arasında yer aldığı- Talep tarihinde ihtisas mahkemeleri yürürlükte olduğu anlaşılmakla ve iflas kararının daha önceden başka bir mahkemece verilmiş olması, iflasın kapanmasında ihtisas mahkemeleri dışında bir başka mahkemenin görevli olacağı anlamı taşımayacağından, mahkemece, görev ile ilgili dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usülden reddine karar verilmiş olmasında bir yanlışlık görülmediği-
Mahkemece, talep ve benimsenen bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre; iflas dairesinin tasfiye aşamasında yaptığı işlemler incelendiğinde, İİK. mad. 254 uyarınca iflasın kapanması koşullarının oluştuğu, iflas tasfiyesinin yasaya uygun şekilde yürütüldüğü, müflisin tespit edilen tüm mallarının paraya çevrildiği, alacağını alamayan alacaklılara aciz vesikası düzenlenerek verildiği, bu aşamadan sonra yapılacak başkaca iflas tasfiyesi işlemi kalmadığı gerekçesiyle, müflis kooperatifin iflasının kapanmasına karar verildiği-
Mahkemece iddia, alacaklı beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamından; sıra cetvellerinde kabulüne karar verilen ancak para olmadığı için dağıtım cetveline dahil edilmemesi nedeni ile alacakları ödenemeyen alacaklılara aciz vesikalarının düzenlendiği, iflas idaresi tarafından İİK. mad. 166 hükmünden mad. 254 hükmüne kadar yapılması gereken işlemlerin yerine getirilmiş olduğu, bu itibarla tasfiyenin sürüncemede kalmaması için müflis şirketin İİK. mad. 255 hükmü saklı kalmak kaydı ile İİK. mad. 254 gereğince iflasın kapatılmasına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, iflasın kapatılmasına karar verilen davada alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının yerinde görülmediği-
İflas halinin şirket tüzel kişiliğini ve organlarının ehliyetini tam olarak sona erdirmeyeceği (TTK.m.534/1) ve bu haliyle müflis şirket organlarının bir avukata verdiği vekaletnamenin hükümsüz olduğunun söylenemeyeceği- Şirket yönetim organınca verilen vekaletnameye dayalı olarak girişilen takibinin itiraz üzerine durmuş olmasının, alacağın olmadığı anlamında yorumlanamayacağı-
Mahkemece; 6183 sayılı Kanunun 52.maddesi hükmü gereği iflasın açılmasından sonra gecikme zammından sorumlu olmayacağı gözetilerek, davacının sorumlu olacağı borcun hesabı yapılması gerekirken, 506 sayılı Kanununun 80. maddesi gereğince Kurum'a ödenmesi gereken primlerin süresinde ödenmemesi nedeniyle uygulanacak gecikme zammının, borçlu işverenin iflasına karar verilmesi halinde; iflasın açılmasından sonra da işlemeye devam edeceği, anlaşıldığından, davacının bu yöne ilişkin itirazlarının yerinde olmadığının kabulü, usul ve yasaya aykırı olup, bozulması gerekeceği-