İİK'nun 277. vd. maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı, davacının genel hükümlere, yani muvazaaya dayanarak dava açmasına engel olmayıp, davacının iddiasını kanıtlaması halinde, iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK'nun 283/1,2 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerektiği-
Cebri icra satışlarına yönelik tasarrufun iptali davalarında, alıcıların borçlu ile organik bağının bulunup bulunmadığının ve satın aldıkları taşınmazları ödeme gücüne sahip olup olmadıklarının (yani; alıcıların, borçluların nam-ı müstearı olup olmadıklarının) araştırılması gerektiği-
"Muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaanın, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü olduğu- Saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilecekleri- Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında doğru şekilde değerlendirilmesinin de büyük önem taşıdığı ve bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılması gerektiği-
Asıl-alt işveren ilişkisinde ilişkinin muvazaalı veya yasadaki unsurları taşıyıp taşımadığının belirlenmesinde; "biri asıl diğer hukuksal ve ekonomik bağımsızlık ile ayrı bir iş organizasyonuna sahip iki ayrı işverenin bulunup bulunmadığının, alt işveren işçilerinin sadece asıl işverenden alınan iş kapsamında çalıştırılıp çalıştırılmadıklarının,alt işverene verilen işin, işyerinde asıl işveren tarafından yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin asıl işin, yardımcı işlerinden olup olmadığının, alt işverene verilen işin işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olup olmadığının, alt işverenin daha önce o işyerinde çalıştırılan bir kişi olup olmadığının, alt işverenin işe uygun yeterli ekipman ile tecrübeye sahip olup olmadığının, istihdam edeceği işçilerin niteliklerinin yapılacak işe uygun olup olmadığının, alt işverene verilen işte, asıl işveren adına koordinasyon ve denetimle görevlendirilenlerden başka asıl işverenin işçisinin çalışıp çalışmadığının, yapılan alt işverenlik sözleşmesinin iş hukukunun öngördüğü kamusal yükümlülüklerden kaçınmayı amaçlayıp amaçlamadığının, yapılan alt işverenlik sözleşmesinin işçilerin iş sözleşmesi, toplu iş sözleşmesi yahut mevzuattan kaynaklanan bireysel veya kolektif haklarını kısıtlamaya ya da ortadan kaldırmaya yönelik yapılıp yapılmadığının araştırılması ve irdelenmesi gerektiği- Kural olarak hiç kimsenin kendi muvazaasına dayanarak bir hak talep edemeyeceği- Asıl-alt işveren uygulamasının ister asıl iş ister yardımcı iş olsun, alt işverene verilmesinde, unsurları veya muvazaa yönünde denetiminin yapılmasında "işverenler arasındaki sözleşmenin getirilerek işyerinde teknik ve hukukçu bilirkişi marifeti ile keşif yapılması ve rapor alınarak sonuca gidilmesi gerektiği- İş Kanunu’nun 3. maddesindeki iş müfettişi tarafından yapılan muvazaa tespitinin alt işveren yönetmeliğinde belirtilen kriterlere uygun olarak işyerinde yapılan denetim sonucu ortaya çıktığı- Davacının davalı güvenlik Şirketinin işçisi olarak yapılan ihale kapsamında davalı ...' ya ait iş yerinde özel güvenlik şefi olarak çalıştığı, ..' nun diğer şirketten ihale ile aldığı hizmetin güvenlik hizmetinin yardımcı iş niteliğinde olduğu,..' nun güvenlik hizmetlerine yönelik olarak talimat vermesinin, denetim yapmasının işin yürütümü ve iş yerinin güvenliği açısından normal olduğu, yardımcı işin alt işverene gördürüldüğü davalılar arasında muvazaa olmadığı, aralarındaki hukuki ilişkinin asıl-alt işveren ilişkisi olup, mahkemece davacının işe iadesine karar verilmesi yerinde ise de, muvazaaya ilişkin kararın yerinde olmadığı-
BK' 18 e göre açılan iptal davasında aciz belgesinin aranmadığı- Davalılar arasındaki icra takibi muvazaalı olduğundan, davacının davasının kabulü ile davalı üçüncü kişinin icra dosyasındaki borçluya yönelik davacı alacağına yeter kısmının iptaline karar verilmesinin isabetli olduğu- Birleşen itirazın iptali davası yönünden de davanın kabulü ile itirazın iptali ile bu kısma ilişkin talebin tahsilde tekerrür olmamak şartı ile icra takibinin devamına, dava tarihi itibari ile dava değeri üzerinden taktiren %40 oranında hesaplanan inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesinin isabetli olduğu-
"Bir yıl süre ile iflasının ertelenmesine karar verilen dava dışı şirketin adına tescilli bulunan markaları davalıya muvazaalı olarak devretmesi nedeniyle TBK 19 gereğince açılan tasarrufun iptali ve markaların yeniden dava dışı borçlu şirket adına tescilli için açılan davaların devam ettiğini" belirten davacı bu davada "davalı adına tescili sağlanan markaların hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini" talep etmiş olup muvazaa iddiasının tasarrufun iptali davasında değerlendirilecek nitelikte olduğu ve marka devir işlemi muvazaalı ise o dosyada verilecek kararlarla TPE nezdindeki tescil işleminin değerlendirileceği, ayrıca henüz marka başvuru aşamasında olan ve yine dava dışı şirketin davalıya devrettiği başvuru için de henüz tescil yapılmamış olması sebebiyle davanın mevsimsiz açıldığı ve yine bu başvuru ile ilgili yapılan devir işleminin tasarrufun iptali davasında da değerlendirilecek nitelikte olduğu-
Asıl-alt işveren ilişkisinde ilişkinin muvazaalı veya yasadaki unsurları taşıyıp taşımadığının belirlenmesinde; "biri asıl diğer hukuksal ve ekonomik bağımsızlık ile ayrı bir iş organizasyonuna sahip iki ayrı işverenin bulunup bulunmadığının, alt işveren işçilerinin sadece asıl işverenden alınan iş kapsamında çalıştırılıp çalıştırılmadıklarının,alt işverene verilen işin, işyerinde asıl işveren tarafından yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin asıl işin, yardımcı işlerinden olup olmadığının, alt işverene verilen işin işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olup olmadığının, alt işverenin daha önce o işyerinde çalıştırılan bir kişi olup olmadığının, alt işverenin işe uygun yeterli ekipman ile tecrübeye sahip olup olmadığının, istihdam edeceği işçilerin niteliklerinin yapılacak işe uygun olup olmadığının, alt işverene verilen işte, asıl işveren adına koordinasyon ve denetimle görevlendirilenlerden başka asıl işverenin işçisinin çalışıp çalışmadığının, yapılan alt işverenlik sözleşmesinin iş hukukunun öngördüğü kamusal yükümlülüklerden kaçınmayı amaçlayıp amaçlamadığının, yapılan alt işverenlik sözleşmesinin işçilerin iş sözleşmesi, toplu iş sözleşmesi yahut mevzuattan kaynaklanan bireysel veya kolektif haklarını kısıtlamaya ya da ortadan kaldırmaya yönelik yapılıp yapılmadığının araştırılması ve irdelenmesi gerektiği- Davalının yüklenmiş olduğu asıl işi, alt işverene kendi işyerinde kendi alet ve tesisatı ile gördürmekte olduğu, İş K. mad. 2/6 uyarınca, asıl işin alt işverene gördürülmesinin, ancak asıl işin bir bölümü için geçerli olabileceği ve asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi için, verilen işin, işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olması gerektiği- Davalının faaliyet konusu, işletmenin ve işin niteliği de dikkate alındığında, somut uyuşmazlıkta alt işverene verilebilecek bu nevi bir uzmanlık gerektiren iş bulunmadığı, davalı şirket, "yüklendiği işin organizasyonunu ve yönetimini yaptığını, üretimi alt işverenlere yaptırdığını" beyan etmiş ise de, asıl işin tamamının alt işverene verilmesi halinde geçerli bir alt işveren-asıl işveren ilişkisi olmayacağı ve buna göre davalılar arasındaki alt-asıl işveren ilişkisini muvazaalı olduğu ve davacının baştan itibaren davalının işçisi olarak kabul edilmesi gerektiği, işe iadenin mali sonuçlarından muvazaalı bir hukuki ilişki içerisine giren her iki davalıda müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı-
HMK. mad. 124/4 gereği; dava dilekçesinde tarafın eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde, hakim karşı tarafın rızası olmaksızın taraf değişikliğini kabul edebileceği- Davacı asilin dava dilekçesinde; hizmet alımının muvazaaya dayandığını belirterek sadece Üniversitesi Rektörlüğü’nü taraf olarak göstermesi yanılma olmadığı ve bu nedenle yargılama sürecinde davaya dahil edilerek gerekçeli kararda dahili davalı olarak gösterilen ve kararı temyiz eden Şirket aleyhine usulüne uygun açılmış davadan söz edilemeyeceği- Davalı asıl işveren ile dahili davalı alt işveren arasında güvenlik hizmetine yönelik sözleşme olmasına rağmen, davacının bu hizmet dışında fakülte sekreteri şoförü olarak çalıştığı, davacı yönünden asıl alt işveren ilişkisinin unsurlarının oluşmadığı, davacının başlangıçtan itibaren asıl işveren davalı üniversite işçisi sayılması gerektiği, davacının işvereninin üniversite olduğu ve fesih geçerli nedene dayanmadığından, davanın davalı üniversite yönünden kabulü gerektiği-
Dava dilekçesinde "davacının 18.08.2008-15.08.2010 tarihleri arasında davalı işveren bünyesinde çalışmakta iken davalı işyerinden çıkışının yapıldığını, aynı gün işyerine gelen dava dışı ...AŞ firması yetkilililerince, yeni iş sözleşmesini imzalanmadığı takdirde davalı işyerinde çalışmaya devam edemeyeceğinin ifade edildiğini, işten çıkma baskısı altında sözleşme imzaladığını ve aynı şekilde çalışmaya devam edildiğini, davalı şirketin bu yola başvurması ile ücretlerin ve sosyal hakların düşürüldüğünü" ileri sürmüş ve davalı ile dava dışı alt işveren arasındaki ilişkinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı ve muvazaaya dayanıp dayanmadığı hususu mahkeme tarafından yeterli derecede araştırılıp değerlendirilmemiş, özellikle, davalı firma ile dava dışı AŞ şirketi arasında yapılan sözleşme içeriği, sözleşme içeriğinde alınan hizmetin kapsamı ve davalı firmanın faaliyet konusu, alt işveren şirket tarafından yapılan işte davalı firmanın işçisi çalışıp çalışmadığı gibi hususlar araştırılmamış olduğundan, mahkemece, uyuşmazlık konusu döneme ilişkin hizmet alım sözleşmeleri ve eki şartnameler getirtilerek, genel muvazaa denetimine ilişkin olarak gerekirse uzman bilirkişiler eşliğinde keşifle yerinde inceleme yapılması, davacının fiilen yaptığı iş ve bu işin hizmet alım sözleşmesi kapsamında belirlenen iş olup olmadığının tespit edilmesi, işyerinde davalı asıl işveren işçileri ile dava dışı alt işveren işçilerinin aynı işi yapıp yapmadıkları, davalı ile dava dışı alt işveren arasındaki ilişkinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı, davalılar arasındaki ilişkinin muvazaaya dayalı olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği-