Gerek haksız eylem tarihinde ve gerekse eldeki davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan ceza kanunları hükümlerine göre dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde, suç oluşturan haksız eylem için öngörülen, hürriyeti bağlayıcı cezanın üst sınırının esas alınması gerekeceği-
Miras bırakanın kanser hastalığına yakalandığı, özel hastanede ameliyat geçirdiği, sağlık harcamalarının arttığı, emekli maaşı dışında başkaca bir gelirinin bulunmadığı, karşılaştığı sağlık harcamalarına kaynak yaratmak için çekişmeli dairesini hastalığı boyunca yanında kalıp kendisiyle ilgilenen ve destek olan davalıya sattğı ; her ne kadar taşınmazın akitteki bedeli ile gerçek değeri arasında fark bulunsa da, anılan hususun tek başına muvazaanın kanıtı sayılamayacağı, kaldı ki, ölene kadar taşınmazda oturmaya devam etmesi ve davalının kendisine sağladığı bakım ve desteğin yarattığı minnet duygusu dikkate alındığında, sattığını gerçek değer üzerinden yapılmamasının mal kaçırma amacıyla hareket edildiği anlamını doğurmayacağı-
Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı,bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların gözönünde tutulması gerekeceği-
Tek taraflı cezai şartın geçerli olmayacağı-
Yargılama sırasında ittihaz edilen tedbir kararının mahiyeti, niteliği ve içeriğine göre kararın hükmün icrası sürecini kapsamadığı, o halde, somut olayda kararın kesinleşmesiyle taşınmaz kaydına önceden konulan tedbirin yasal olarak kendiliğinden kalktığı, ayrıca hakimin bu konuda bir karar almasına gerek bulunmadığı, kaldı ki tapu idaresinin bunu kendiliğinden gözetmesi gerekeceği gibi istek üzerine tapuya keyfiyeti bildirme şeklindeki davalının işleminin de malûmu ilan etmekten başka bir şey olmayacağı, bu nedenlerle davalının eylem ve işleminden kaynaklanan ve onun sorumluluğunu gerektiren tazminat koşullarının somut olayda gerçekleştiğinin söylenemeyeceği-
Davacının, kurumlar arasında kabul edilen ve davacının da uymayı taahhüt ettiği sözleşme hükümlerine uymada zaafiyet gösterdiği ve hakkında ceza davası açılmasına yeterli emareler bulunduğu anlaşıldığından, davacı bu işlemlere kendisinin sebebiyet verdiği için davalıdan maddi ve manevi tazminat istemesinin olanaklı olmayacağı-
Yetkisiz bir kimsenin yapmış olduğu sözleşmeye temsil olunanın onay vermesi durumunda o sözleşmenin, temsil olunanı bağlayıcı olacağı ve sözleşmeden doğan hak ve borçların temsil olunana intikâl edeceği, yetkisiz temsilcinin yaptığı işleme ya da sözleşmeye temsil olunan tarafından verilen onayın, biçime bağlı olmayan, yönetilmesi gerekli tek yanlı bir irade bildirimi olup, açık olabileceği gibi örtülü de olabileceği, davalının sözleşmeyi imzalamadığı halde yetkisiz bir kimse tarafından imzalanmış olsa dahi o sözleşmeyi kullanarak bir hukuksal işlem yapmış ise yetkisiz temsile onay vermiş sayılacağı ve sözleşmenin kendisini bağlayıcı olacağı-
Taraflar arasındaki kat karşılığı ek inşaat sözleşmesinin dördüncü maddesinde belirtilen cezai şartın BK’nın 158/II. maddesinde (şimdi; TBK. mad. 179/2) düzenlenen ifaya ekli ceza niteliğinde olduğu, sözleşmede belirtilen bloktaki 10 adet dairenin tamamlanıp, davacı arsa sahibi kooperatife teslim edilmediği, BK’nın 106. maddesindeki (şimdi; TBK. mad. 123-124) düzenleme dikkate alındığında, teslim söz konusu olmadığından cezai şart yönünden zamanaşımının henüz başlamadığı, sözleşmede kararlaştırılan üç aylık cezayı davacının sözleşmedeki cezalı sürenin sonunda isteyebileceği, ancak bu hakkını o tarihte kullanmak zorunda olmadığı, davacı ifayı isteme iradesini sürdürdüğüne ve teslim söz konusu olmadığına göre zamanaşımının dolduğundan söz edilemeyeceği-
Taşınmazın kira sözleşmesi hükümlerine aykırı olarak davalılar tarafından kullanılması nedeniyle 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkındaki Kanunun 12. maddesi uyarınca davaya bakmaya Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olacağı-
Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın,tüm mamelekine oranı,bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların gözönünde tutulması gerekeceği-