Borçlu-kiracının kira ilişkisine ve kira sözleşmesindeki imzasına açıkça çıkmamış olması halinde, İİK.’nun 269/II. maddesi gereğince kira sözleşmesini kabul etmiş sayılacağı-
İflasın ertelenmesi üzerine borçlu hakkında -kural olarak- hiçbir icra takibi yapılamayacağı ve evvelce yapılmış olan takipler duracağından iflasın ertelenmesinden önce yapılan veya tedbiren durdurulan takiplere ilişkin olarak açılan iflas davası dışındaki itirazın iptali, borçtan kurtulma gibi davalara erteleme süresi içinde devam edilebileceği, ancak bu davalar sonunda verilen ilama dayalı olarak takip yapılamayacağı, öte yandan iflasın ertelenmesi ya da takip yapılmaması yönünde verilen tedbir kararından sonra yapılan takip nedeniyle itirazın iptali ya da itirazın kaldırılmasının istenmesi durumunda ise davanın reddine karar verilmesi gerekeceği; tedbir kararından önce davalı hakkında icra takibine başlanmışsa verilen tedbir kararının açılan itirazın kaldırılması ve tahliye davasını etkilemeyeceği, ancak mahkemece verilen tahliye kararının infazının mümkün olmayacağı-
Kira sözleşmelerine konulan “yeni kira döneminde kira parasının ‘DİE’nin açıkladığı oranda artış yapılacağı’, ‘ÜFE, TÜFE ortalamasına göre kiranın artırılacağı’, ‘kira artışlarının her yıl İstanbul Ticaret Odasının belirlediği TÜFE oranında olacağı’ , ‘kira artışının TEFE-TÜFE oranında yapılacağı’, ‘kira artışının enflasyon oranında yapılacağı’ vb. şeklindeki kayıtların geçerli olmayacağı-
6352 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce başlatılan icra takiplerinde hükmedilecek inkar tazminatı oranının %40 oranında olacağı-
İtirazın kaldırılması ve temerrüt nedeni ile kiralananın tahliyesi isteminde, mahkemece talep aşılarak, takibe ve davaya konu edilmeyen Ocak 2010 ayına ait eksik ödemenin nazara alınıp fazla alacağa karar verilmesi doğru olmadığı gibi, dava tarihinden önce yapılan ödemeler düşülerek dava tarihindeki bakiye kira alacağı üzerinden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Ödenen kira bedellerinin mahsubu ile kalan kira bedelleri üzerinden itirazın kaldırılmasına ve temerrüt olgusu gerçekleştiğinden kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekeceği-
Davalı borçlunun itirazında kira miktarına açıkça karşı çıkması halinde, davacı alacaklının ancak İİK.’nun 269/b maddesi gereğince noterlikçe re’sen düzenlenen veya imzası tasdik edilmiş bir sözleşmeye dayanarak icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını isteyebilir-
Sözleşmedeki artış şartı sadece yenilenen ilk kira yılında  geçerli olup, sonraki yıllar için bir artış şartı öngörülmediğinden, aylık kira bedelinin buna göre belirlenmesi gerektiği-
İİK.'nun değişik 68. maddesinin son fıkrası gereğince itirazın kaldırılması talebinin esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde borçlu, talebin aynı nedenlerle reddi halinde ise alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine % 40'dan (şimdi % 20) aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesi gerekeceği-
Kiracının taşınmazı (kiralananı) tahliye ettiği tarihe kadar kira bedelinden sorumlu olduğunu, tahliye tarihinden sonraki alacağın tazminat hukukunu ilgilendirdiğini, bu nedenle yargılamayı gerektirdiğini, bu konudaki uyuşmazlığı dar yetkili icra mahkemesinin çözümleyemeyeceğini, alacaklı kiralayanın bu konudaki ‘itirazın kaldırılması talebi’nin reddine karar verilmesi gerekeceği-