Boşanma sebebi olarak ileri sürülen ve TCK’nın 486. maddesine giren olaylardan dolayı manevi tazminata hükmedilemeyeceği–
MK.nun 174/II’de düzenlenmiş olan manevi tazminatın, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra da yeni bir davaya konu edilebileceği–
Boşanma halinde, evlilik sonucu da kızlığını kaybetmiş olan -kusursuz- davacı lehine, sırf bu nedenle manevi tazminata hükmedilemeyeceği–
Boşanmaya sebebiyet veren olayların, davacının kişilik haklarına tecavüz teşkil edecek nitelikte olmadığı sürece, davacı kusursuz olsa dahi, lehine manevi tazminat hükmedilemeyeceği–
Kocanın başkasıyla zinada bulunması doğrudan doğruya kadına karşı işlenen bir eylem olmadığından koca aleyhine manevi tazminata hükmedilemeyeceği-
Manevi tazminat olarak takdir edilecek miktarın, felaketi özlenir hale getirecek derecede olmaması ve fiille tazminat arasında makul bir orantı bulunması gerektiği–
MK.nun 174 çerçevesinde hükmedilen maddi/manevi tazminatın -tarafların ekonomik/sosyal durumlarına göre- «az» ya da «çok» olma-sının bozma nedeni olacağı–
Boşanan ana babanın dört yaşındaki çocuklarının velayetini almaktan ısrarla kaçınmaları halinde, hakimin gerek MK.347 ve gerekse Korunmaya Muhtaç Çocuklar Hakkındaki Kanun hükümleri çerçevesinde ge-rekli kararı vermesi gerekeceği–
«Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğramış olan» eşin, diğer eşten «manevi tazminat» isteyebileceği–