TÜRK MEDENİ KANUNU > - Aile Hukuku > - EVLİLİK HUKUKU > - BOŞANMA > - C. Karar > - V. Boşanmada tazminat ve nafaka > Madde 174 - 1. Maddî ve manevî tazminat
Davacının gayret ve desteklerine rağmen davalı kocanın alkol alışkanlığını bırakmadığı ve sorumsuz davranışlarına devam ederek, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan ve tazminat gerektiren olaylarda tam kusurlu olduğu-
Davalı eşin kendi isteği ile alkol tedavisi için hastaneye yatarak tedavi görmesi ancak olumlu bir sonuç alamaması olayı, davacının 7.4.2006 tarihinde davalının kusuru nedeniyle evi terk etmesinden sonra gerçekleştiğinden, bu aşamada davacının kocasının rahatsızlığı ile ilgilenmemekten kaynaklanan bir kusuru olduğunun kabulünün mümkün olmadığı-
Almanya'da fiziki şiddet, boşanma sebebi olarak kabul edilip manevi tazminat takdir edildiğine göre, davalı yararına aynı olay nedeniyle Türk Medeni Kanununun 174/2.maddesi gereğince manevi tazminat takdir edilemeyeceği-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminatın az olduğu-
Kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceği(TMK. mad. 174)- Evlilik birliğini temelinden sarsan olaylarda kadının ağır ya da eşit kusuru olmadığından, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesinin gerektiği-
Boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddi desteğini yitireceğinden davalı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminata hükmedilmesinin gerekeceği-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik hakları, özellikle aile bütünlüğüne yapılan saldırının ağırlığı dikkate alındığında hükmolunan manevi tazminat az olduğu, hakkaniyet ilkesi nazara alınarak daha uygun bir manevi tazminata hükmedilmesinin gerektiği-
Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşıldığından davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
Davacı kocanın sadakatsiz davranışta bulunduğu, evlilik harici bir çocuğu olduğu anlaşıldığından, boşanmaya neden olan olaylarda davacının tamamen kusurlu olduğu- Boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat talep edebileceği ve mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davalı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesinin gerektiği- Davalı kadının maddi tazminat ile ilgili faiz talebi olduğu halde, bu talep hakkında ve iştirak ve yoksulluk nafakasının yıllık enflasyon oranında artırılması isteği yönünden olumlu-olumsuz bir karar verilmemesinin doğru olmadığı-