Geçici mühlet sonucunda atanan komiserler tarafından gerekli denetim ve kontroller yapılıp duran varlıklar içinde yer alan gayrimenkul ve menkul mallar üzerine bilirkişi incelemesi yaptırılıp piyasa rayiç değerleri belirlenmek suretiyle sunulan raporda; borçlu şirketin gerek kaydi gerekse rayiç değerler üzerinden hazırlanmış bilançoya göre borca batık durumda olmadığı, borçlu şirketin mali yapısını iyileştirmesinin ve dolayısıyla başarıya ulaştırmasının pek güç olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiş ve düzenlenen rapor yeterli görüldüğünden, her ne kadar heyet raporunda geçici mühletin "iki ay uzatılabileceği" görüşü bildirilmişse de, mevcut durum itibariyle ve geçen üç aylık süre içerisinde yapılan incelemeler neticesinde sunulan projenin başarıya ulaşma ihtimalinin pek mümkün görünmediği anlaşıldığından istemin reddi gerektiği-
İstinaf aşamasında ise talebin değiştirilemeyeceği (HMK. mad. 357/1)- İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların istinafta dinlenmeyeceği (HMK. mad. 357). İİK. mad. 287 uyarınca, davacı şirket lehine düzenlenen teminat mektuplarının, geçici mühlet kararının verilmesinden sonra muhatap bankaya ibraz eden taraflara ödenmesinin tedbiren önlenmesine karar verilmesi  gerektiği- Tacir olmayanların da "malvarlığının durumunu gösterir belgeleri" konkordato talep dilekçesi ve ön projeyle birlikte mahkemeye sunmaları gerektiği- İİK. mad. 286'da sayılan belgelerin dava şartı olduğu- Konkordato talep eden gerçek kişinin de karşılaştırma belgesinin (konkordato ön projesinde yer alan teklife göre alacaklıların eline geçmesi öngörülen miktar ile borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktarı karşılaştırmalı olarak gösteren tablonun) sunulması gerektiği- Davacı şahıslara HMK. mad. 115/2 gereğince süre verilerek sonucuna göre işlem yapılması gerektiği-
Konkordato talep eden şirket adresinin olduğu yer mahkemelerinin kesin yetkili olduğu- Kesin yetkinin dava şartı olduğu-
İlk derece mahkemesince konkordato talepleri sırasındaki tedbire yönelik taleplerinin reddine ilişkin kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmasının mümkün olmadığı- İstinaf kanun yolu kapalı olmasına rağmen ilk derece mahkemesi kararında istinaf kanun yolunun açık olduğunu belirtmesinin de kanunda mevcut olmayan istinaf kanun yolunu bahşetmeyeceği-
Aracın şirketin aktiflerinde olup olmadığının tespitinden sonra muhafaza kararının geçici mühletten sonra mı yoksa önce mi verildiğinin araştırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- Mali yönden ödeme güçlüğü içinde bulunan borçlu bakımından çok kere büyük bir meblağ teşkil eden hakediş vb. bedellerinin, alacaklı bankalar tarafından mahsup edilerek kendi alacaklarını tahsil etmelerinin, proje kapsamında borçlarını ödemek suretiyle alacaklıların İflas tasfiyesine göre daha iyi bir şekilde ve eşit koşullar altında tatmin etmeye yönelik konkordato ile ulaşılması öngörülen hedefe uygun düşmeyeceği-
İİK.'nun 297. maddesinde öngörülen takip yasağının "icra ve iflas takiplerinin başlatılmaması" değil, "başlatılıp yürütülmemesi", örn;ödeme emri gönderilmemesi olarak anlaşılmasının mümkün olmadığı- Her halükarda eğer geçici mühlet kararından sonra takip başlatılmış ve borçluya ödeme emri gönderilmiş ise, bu takibin geçici mühlet kararını veren asliye ticaret mahkemesi nezdinde (süresiz) şikayet yoluyla iptal edilebileceği-
Geçici mühlet kararından sonra davacı şirket, komiserin talimatlarına uymaz ise komiserin yazılı raporu üzerine, mahkemenin geçici mühlet kararını kaldırarak konkordato talebinin reddine ve davacı şirketin iflasına karar vermesi gerektiği-Davacı konkordato talep eden dava dilekçesi ekinde dosyaya sunduğu stok listeleriyle konkordato komiserine ibraz ettiği stok listeleri arasında büyük bir fark bulunduğu anlaşıldığından, davacı konkordato talep edenin iyi niyetli olmadığı, dürüstlük ilkesine uygun davranmadığı, bilirkişi ücretlerini yatırmadığı, projede belirtilen sermaye artırımına gitmediği böylece konkordato talebinde samimi olmadığının anlaşıldığı ve davacı vekili, davacı şirketin borca batık olduğunun tespiti yapılmadan iflas kararının verilemeyeceğini istinaf sebebi olarak ileri sürmüşse de, İİK. mad. 292/b ve c uyarınca, mahkemenin doğrudan iflas kararı verebileceği, konkordato talep eden şirketin borca batıklığını araştırma yükümlülüğü bulunmadığı-
İİK. mad 287 uyarınca, mahkemenin borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alacağı- Borçlu şirketlerin kendi hesaplarına, geçici mühletin ilan tarihi ve sonrasında gelecek olan hakediş bedellerinin, bankalar tarafından kendi alacaklarına mahsup edilmemesi yönünde, hakediş bedellerinin ve alacaklarının konkordato projesi çerçevesinde ve konkordato komiseri denetiminde kullanımının sağlanması için ihtiyati tedbir kararı verilmesinin konkordatonun amacına uygun düşeceği-
Konkordatonun temel amacı mali durumu bozulmuş borçlunun rehabilite edilerek yeniden iyileşmesine olanak sağlamak olduğu- Davacıya verilen geçici mühlet süresi içerisinde yapılan tespitlere göre şirketin mevcut işleyişi, beklentileri, konkordato projesinde öngörüleri nazara alındığında bu süreç içerisinde kaydadeğer bir ilerleme olmadığı, ortaklar tarafından piyasadaki çekler ödenmek suretiyle şirketten alacaklı durumuna geçildiği, piyasaya yüklü miktarda borcu bulunduğu, yurtdışında yapmayı planladıkları işlerle ilgili somut veriler bulunmadığı, projeksiyon döneminde faaliyetlerinden yaratılacağı bildirilen kaynakların gerçekleşebilirliği ticari hayat ve ülkenin ekonomik durumu nazara alındığında risk unsuru içerdiği, şirketin herhangi bir sermaye artışı öngörmediği, konkordato projesinin inandırıcı olmadığı kanaatine varıldığından, davanın reddine, şirket borca batık olmadığı için iflas kararı verilmesine yer olmadığına, bütün tedbirlerin kaldırılmasına karar verildiği-
Konkordato talebinde bulunan gerçek kişilerin talebi ekleyeceği belgelerin İİK.'nun 286. maddesinde ayrıntılı ve net olarak tek tek gösterildiği, bu maddede gösterilen belgelerin sunulmasının zorunlu olduğu, sunulmadığı taktirde sadece bu nedenle konkordato talebinin reddine karar verileceğinin açık olduğu, davacı gerçek ve tüzel kişiler tarafından açılan davada, gerçek kişi davacıların yetkili ve ortağı bulundukları  ......ye ait belgelerin bir kısmının ibraz edildiği, gerçek kişi davacılar ... .. yönünden 286. madde hükümlerinde belirtilen belgelerin sunulmadığı belirlendiğinden, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği-