Kesinleşen ceza mahkemesinin beraat kararında, yabancı hakem kararına konu maddi vakıanın hukuki uyuşmazlık olarak nitelendirilmesi sonrasında bununla ilgili herhangi bir tespite yer verilmemiş olması ve taraflar arasında düzenlenen tahkim şartındaki hakem heyetine tanınan yetki çerçevesinde yapılan yargılama neticesinde davalının sözleşmesel anlamda sorumluluğuna hükmedilmiş olması karşısında, hakem heyeti kararının kesinleşmiş ceza kararıyla çelişkili olduğu kabul edilerek anılan yabancı hakem kararının tanınması ve tenfizinin kamu düzenine aykırılık teşkil edeceğinden söz edilemeyeceği- "Ceza mahkemesince verilen beraat kararındaki tespitler nedeniyle suç sorumluluğun doğmayacağı, yabancı hakem heyeti kararının kesinleşen ceza mahkemesi kararı ile çelişki içerdiğinden tanıma ve tenfizinin kamu düzenine aykırılık teşkil ettiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği- Sonraki tarihli yabancı hakem kararının tenfiz talebine dair karar bozma kararı kapsamı dışında kaldığından, anılan yabancı hakem kararına yönelik davacı tarafın temyizinde hukuki yararının bulunmadığı-
Tarafların dava tarihi itibari ile Türk vatandaşı olmadıkları anlaşıldığından dava, tarafları bakımından "yabancılık" unsuru taşımadığı ve bu durumda davada uygulanacak hukukun tespit edilmesi gerektiği ve bu kanuna göre, boşanma ve ayrılık sebepleri ve hükümleri, eşlerin müşterek milli hukukuna tâbi olduğu-
Boşanma ve ayrılık sebepleri ve hükümleri, eşlerin müşterek milli hukukuna tabi olup, hakimin, Türk kanunlar ihtilafı kurallarını ve bu kurallara göre yetkili olan yabancı hukuku, tarafların bu hususta bir isteği olup olmadığına bakılmaksızın re'sen uygulamak zorunda olduğu-
Tarafların hangi ülke vatandaşı oldukları belirlendikten sonra öncelikle taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde eşlerin müşterek millî hukukunun uygulanması, ayrı vatandaşlıkta olmaları hâlinde müşterek mutad mesken hukukunun uygulanması, müşterek milli hukuk veya müşterek mutad mesken hukukunun bulunmaması ya da bunların Türk kamu düzenine açıkça aykırı görülmesi halinde ise Türk hukukunun uygulanması gerekirken mahkemece bu hususlar üzerinde durulmadan doğrudan Türk hukuku uygulanarak hüküm tesis edilmesinin doğru olmadığı-
Yetkisiz mahkemede açılan davaya karşı en geç cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunulmaması halinde, yetki itirazı davanın ileri safhalarında yapılamayacağı ve mahkemece re’sen dikkate alınamayacağı- Davalı merkezi Tayvan’da olan yabancı uyruklu bir Tayvan şirketi olduğundan, uyuşmazlığın yabancılık unsuru içermesi karşısında davalının cevap dilekçesi ile yetki itirazında bulunması gerektiği, davalı şirketin yetki itirazında bulunmadığı ve mahkemenin yetkisinin somut olay bakımından re’sen dikkate alınamayacağı-
Davacıların murisi ile davalı banka arasında akdedilen kredi sözleşmesi uyarınca sözleşmeden doğan uyuşmazlıklara Alman Hukukunun uygulanacağı kararlaştırmış olduğu- MÖHUK 24/I. maddesi uyarınca taraflar arasındaki ihtilafa Alman Hukukunun uygulanmasının gerektiği- Alman Hukuku göz önüne alındığında davalı bankanın cebri icra yolu ile iflas tabelasına kaydettirmiş olduğu alacağını talep edemeyeceği-
İngiltere ve Türkiye'nin yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizi hakkında New York Konvansiyonuna taraf olması ve MÖHUK'un 1/2. maddesi uyarınca Türk Hukukundan önce tutulması nedeniyle hakem kararının tenfizinde New York Konvansiyonuna ilişkin hükümlerin değerlendirilmesi gerektiği- Tenfizi istenen hakem kararında taraflardan birinin sözleşmenin ifa edilerek yerine getirilmesinden sonra yetkisizliğe istinaden sözleşmeden çekilme arayışı içinde olduğu, sözleşmeyi ifa ederek yerine getirmek suretiyle şirketin sözleşmeyi benimsemiş sayıldığının tespit edildiği, kararda sözleşmenin şirketin yetkilisi tarafından imzalanıp imzalanmadığının değerlendirilerek karar verildiği, bilirkişi seçiminin duruşmada taraf vekillerinin karşılıklı muvafakati ile gerçekleştiği, raporda yer alan tespitlerin mahkemeyi bağlayıcı nitelikte olmadığı, ancak denetlenebilir nitelikte olduğu, hakem kararında .....A.Ş.'nin vekillerine tebligatın yapıldığı, vekillerin beyanda bulunduklarının değerlendirildiği, kaldı ki sözleşmede yer alan tahkim şartında tahkim yargılamasına ilişkin tebligatların şekline ilişkin bir hüküm yer almadığı, bu nedenle tahkim yeri İngiltere olduğundan İngiliz Tahkim Kanunu hükümlerine göre tebligat yapılacağı, bu nedenle davalı vekilinin tebligatların geçersizliği ve savunma haklarının sınırlandığı yönündeki istinaf başvuru sebebinin yerinde olmadığı, mahkemece, uygulanacak mevzuat doğru belirlenip tenfiz şartlarının değerlendirildiği, tahkim kararının kesin karar olduğu, hakem kararının maddi ve hukuki olgular yönünden yeniden gözden geçirilmesinin yasak olduğu, bu nedenle tahkim sözleşmesinin, imzanın, ehliyetin, savunma hakkının ve tebligat usulünün yeniden incelenmesinin mümkün olmadığı-
Taraflar İngiliz vatandaşı olduklarına göre boşanma ve ayrılık sebepleri ve hükümlerinde yetkili hukukun müşterek milli hukukları olan İngiliz hukuku olduğu, tarafların Türk hukukunu uygulanmasını talep ettikleri gerekçesiyle Türk hukukunun uygulanarak hüküm tesis edilmesinin doğru olmadığı-
TTK. mad. 1110 uyarınca, taşıyan ile gönderilen arasındaki hukuki ilişkide konşimento; taşıyan ile taşıtan arasındaki hukuki ilişkide ise navlun sözleşmesi hükümlerinin bağlayıcı olduğu- Konşimentoda "çarter parti ile birlikte kullanılacağı" (To be used with charter parties) kaydı ile "navlun ... tarihli çarter sözleşmesi uyarınca ödenecektir" kaydının yer aldığı ve dosyaya sunulmuş olan konşimento formunun arka yüzünde yer alan taşıma şartlarında ''önyüzde tarihi belirtilmiş olan çarter partinin tüm hüküm ve şartları, hak ve istisnaları, tabi olunan hukuk ve tahkim klozu da dahil olmak üzere bu suretle geçerli kılınmıştır'' şeklinde hüküm bulunduğu, taşıma sözleşmesinde, tahkim şartının kararlaştırıldığı gözetilerek, deniz taşımasından kaynaklanan zarara yönelik rücuen alacağının tahsili istemine ilişkin davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiği-
İş hukukunun emredicilik yönü ve işçinin korunması ilkesi uyarınca yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklarda, Türk vatandaşı olan işçinin kamu düzeni de dikkate alınarak yurt dışına gönderilmesinde gönderen kişi yada şirketin yurt dışındaki yabancı şirket ile organik bağı delillendirildiğinde, kamu düzeni de dikkate alınarak Türk İş Hukukunun uygulanması ve organik bağ içinde olan Türkiye’deki kişi veya kişilerin işçinin işvereni kabul edilerek sorumlu tutulacağı-
  • 1
  • 2
  • kayıt gösteriliyor