Davacı kadın eşin, dava dilekçesinde boşanma nedeniyle nafaka ve tazminat talebinin olmadığını bildirdiği ve bu beyanının nafaka ve tazminattan feragat niteliğinde olduğu ve feragatten de rücunun mümkün olmadığı-
Yoksulluk nafakası taleplerinde davacı kadın eşin çalışıp çalışmadığı, çalışıyor ise elde ettiği gelirin kendisini yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağı araştırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davacı kadın, boşanma davası sırasında, hür ve serbest iradesi ile, yoksulluk nafakasından feragat etmiş bulunduğundan, davacının, artık bir daha, yoksulluk nafakası talep edemeyeceği-
Tamemen kusurlu davalı yararına yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceği-
Kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulünden sonra tarafların tekrar bir araya geldikleri, bu süreçte, davalı-davacı (kadın)'ın güven sarsıcı tutum ve davranışlarını sürdürdüğü, kocanın, eşinin barışıp bir araya gelmelerinden önceki ilişkisinin, içine düşülen bir hata sonucu olmadığını, ısrarla sürdürülmek istenen bir ilişki boyutunda olduğunu öğrendiği, kadının güven sarsıcı davranışlarının sürmesi karşısında tarafların biraraya gelmesinin somut dava bakımından artık af olarak değerlendirilemeyeceği, kocanın boşanma davası açmakta haklı olduğunun kabulü ile ağır kusurlu davalı-davacı (kadın) yararına maddi ve manevi tazminat ve yoksulluk nafakası takdir edilemeyeceği aksine kendi sebep olmadığı boşanma yüzünden kişilik hakları ve menfaati haleldar olan davacı koca yararına maddi-manevi tazminat takdiri gerekeceği-
Geçici nitelikteki tedbirlerin alınmasına tarafların kusur durumlarının etkili olmadığı, tedbir nafakası isteğinin "davalının kusurlu olduğundan" bahisle reddedilemeyeceği-
Davacı-karşı davalı (kadın)’ın asgari geçim standardını sağlayacak sürekli ve düzenli gelir getiren bir işte çalıştığı, davalı-karşı davacı (koca)’nın ise herhangi bir işte çalışmadığı, davacı-karşı davalı (kadın)’ın yoksulluk nafakası isteğinin reddi gerekeceği-
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı (kadın) lehine takdir edilen yoksulluk nafakası az olup, daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekeceği-
Davacının TMK 166. maddesine dayalı anlaşmalı boşanma davasının, davalı istemi kabul etmediğinden çekişmeli boşanma davasına dönüştüğü ve bu davada davacı yanca yoksulluk nafakası talebinde bulunulduğu, anlaşmalı boşanma davasında talep edilmeyip, çekişmeli boşanma davasında talep edilen nafakanın kabulü ile davacı yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekeceği-
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, küçüğün ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası az olup, hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekeceği-