Tarafların MK. 166/III’e göre «nafaka ödenmemesi» konusunda anlaşmış olmaları halinde, mahkemece yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceği–
Artırılmasına karar verilen nafakanın başlangıç tarihinin, «hükmün kesinleşmesi» ya da «hüküm» değil, «dava tarihi» olacağı–
Boşanma davasından sonra açılan yoksulluk nafakasına ilişkin davalarda, davacının boşanma davasının kesinleştiği tarihte yoksulluğa düşmüş olup olmadığı tesbit edilmeden, yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceği–
Yoksulluk nafakasının, boşanma kararı kesinleştikten sonra, harcının da verilerek, ayrı bir dava şeklinde açılabileceği–
Yoksulluk nafakasına, boşanmanın kesinleşmesi tarihinden itiba-ren başlamak üzere karar verilebileceği - (Yoksulluk nafakasının baş-langıç tarihinin hükmün kesinleşme tarihi olduğu) –
Tarafların eşit kusurları olmaları halinde de, yoksulluk nafakasına hükmedilebileceği–
«Yoksulluk» kavramının içeriği–
Bir apartman dairesi olan kadının boşanma davası sonucu yoksulluğa düşecek olup olmadığının, o dairenin değeri veya getireceği gelirle belli olabileceği–
Çalıştığı fabrikadan kocasının verdiği güvence üzerine ayrılarak davalı ile evlenen davacı lehine, boşanma halinde maddi tazminata hükmedilmesi gerekeceği–