HMK'nın 119. maddesinin 1 numaralı fıkrası uyarınca dava dilekçesinde bulunması zorunlu olmayan buna rağmen başvurucudan tamamlanması istenen davalıların T.C. kimlik numaraları bilgisinin kişisel veri olduğu, dolayısıyla mahkemenin, dava dilekçesinde zorunlu olmayan ve hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi halinde suç teşkil eden davalıların T.C. kimlik numaralarının bildirilmesi için başvurucuya kesin süre vermesi ve bu eksikliğin tamamlanmaması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar vermesinin kanuni dayanağının bulunmadığı - Hukuk yargılamalarında her ne kadar taraflarca getirilme ilkesi gözetilse dahi tapu kayıtlarında çok sayıda hissedar olması ve tapu kayıtlarında bu kişilerin adreslerinin tamamının bulunmadığı hallerde davacıya adres bildirme yükümlülüğünün yükletilmesinin ağır külfet doğuracağı, hatta hissedarlığın imar sonucu doğması halinde hissedarlarının birbirini tanımadığının dahi gözlemlenmekte olduğu, bu anlamda mahkemenin çeşitli kurumlara yazı yazarak adres bilgilerini tetkik edebilmesinin mümkün olduğu, somut uyuşmazlıkta davacıya orantısız bir külfet yüklendiği ve davacının Anayasa’nın 36. maddesi çerçevesinde adil yargılanma hakkı nezdinde mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği -
Ortaklığın giderilmesi davalarında davacı tarafın yanında davalıların da menfaati olduğundan anılan dava, iki taraflı dava olarak kabul edildiği, bu bağlamda bu davaların niteliği gereği davacı; dava açtıktan sonra davadan feragat etse, davayı takip etmese bile diğer davalılardan birisi dahi davaya devam edeceğini bildirdiği takdirde mahkeme tarafından davaya devam edilmesi gerektiği- Tapu kaydında çok fazla hissedar olduğu ve tapu kayıtlarında bu kişilerin adreslerinin tümünün bulunmadığı durumlarda davacı tarafa dava dilekçesinde hissedar olan tüm davalıların adreslerini gösterme yükümlülüğünün yükletilmesinin ağır sonuçlar doğurabileceği, özellikle taşınmazlardaki hissedarlığın yapılan imar sonucu oluştuğu bazı durumlarda ise hissedarların, birbirlerini tanımadığı ve sadece tapu kaydından birbirlerinin adı ve soyadını öğrendiği, öte yandan ortaklığın giderilmesi davasında mahkemenin dava konusu tapu kaydında görülen hissedarların adreslerini çeşitli kurumlardan araştırabileceği hususunun ise tartışmasız olduğu-Ortaklığın giderilmesi istemine ilişkin davada, dava dilekçesinde bulunması zorunlu unsurlardan olan dahili davalıların adres bilgilerinin, verilen kesin süreye rağmen tamamlanamaması gerekçesiyle davanın açılamamış sayılmasına karar verilip verilemeyeceği noktasında toplandığı- Erişim hakkı ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunduğu, bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar verilmesi gerektiği-
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermenin mümkün olmadığı- Mahkemece, infazda tereddüt yaratacak şekilde taşınmazların pasif tapu kayıtları üzerinden hüküm kurulmasının doğru görülmediği-
Paydaşlığın giderilmesi davasının paydaşlardan biri veya birkaçının diğer paydaşlara karşı açacağı, davada bütün paydaşların yer almasının zorunlu olduğu, paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesinin gerektiği- Mahkemece; paydaşlığın kalmadığı parseller yönünden davanın reddine karar verilmesi, paydaşlığın devam ettiği parsellerde varsa, yeni paydaşların da davaya dahil edilmesi ve daha sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Yeni malikin davaya usulüne uygun olarak dahil edilip, taşınmaza ait son tapu kaydının temini ile tüm hissedarların da davada taraf olması sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Satışına karar verilen taşınmaz; paylı mülkiyet hükümlerine konu ise satış bedelinin paydaşların tapudaki payları oranında, elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olması halinde satış bedelinin mirasçılık belgesindeki paylar oranında, hem paylı, hem de elbirliği mülkiyeti halinin bir arada bulunması halinde ise satış bedelinin tapudaki ve mirasçılık belgesindeki paylar nazara alınarak dağıtılmasına karar verilmesi gerektiği ve dava konusu taşınmazda kamulaştırma şerhi bulunduğu takdirde kamulaştırma belgeleri getirtilerek kamulaştırma işlemlerinin kesinleşip kesinleşmediği araştırılmalı, kamulaştırma kesinleşmişse kamulaştırılan kısmın ifrazı için davacıya uygun bir süre verilerek taşınmazın kalan kısmının ortaklığının giderilmesine karar verilmesi gerektiği- Mahkemece taşınmazın ifraz edilmiş olduğundan bahisle ... sayılı taşınmazlar yönünden ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmişse de; Tapu Müdürlüğünün yazı cevabında taşınmazın ifrazı neticesinde taşınmazların oluştuğu, ... sayılı taşınmazın da ifraz edilerek ... parselin oluştuğu belirtildiğinden mahkemece taşınmazın ifrazından oluşan tüm parseller tespit edilip taraf teşkili sağlanmalı, üzerinde kamulaştırma şerhi bulunması nedeniyle kamulaştırma belgeleri getirtilerek kamulaştırma işlemlerinin kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılması gerektiği-
Ortaklığın giderilmesi istemi- Mahkemece, mahallinde uzman bilirkişiler eşliğinde yeniden keşif yapılarak, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın ve sahiplerinin ayrı ayrı ve açık bir şekilde belirlenmesi; muhdesatın aidiyeti hususunda paydaşlar arasında uyuşmazlık bulunması halinde, muhdesat sahibi paydaşa bu iddiası hakkında dava açmak üzere süre verilmesi ve dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi; açılacak davanın niteliği ve sonucuna göre de gerekirse bilirkişiden ek rapor alınarak, dava konusu taşınmazın tespit edilen toplam değerinin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlendikten sonra muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedelin ise tapu kaydı ve mirasçılık belgelerindeki payları oranında tüm paydaşlara dağıtılması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru görülmediği-
Taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatların aidiyetinin tespiti istemine ilişkin davada, mahkemece, ispat yükü üzerinde olan davacı tarafın usulüne uygun bildirdiği ancak toplanmayan delillerinin toplanması davacının davasını bu delillerle ispatlayamaması halinde, yemin deliline de dayandığı, taşınmazda paydaş olan davalıların binanın davacı tarafından meydana getirilip getirilmediğini bilecek durumda oldukları gözetilerek davacı tarafa yemin teklif etme hakkının hatırlatılmasının zorunlu olduğu-
UYAP sisteminde kayıtlı güncel tapu kaydına göre dava konusu taşınmazda kat irtifakı kurulduğu ve davacının bağımsız bölümlerde pay sahibi olmadığı anlaşıldığından bu parsel yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği- Yargıtay, ilamında düzeltilerek onanmasına dair karar verilmiş olmasına rağmen, bozma sonrasında yeniden davanın kabulü yönünde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Ortaklığın giderilmesi istemi- Kesinleşmiş yargı kararı ile muhdesatların adı geçen davalılara ait olduğu belirlendiğinden mahkemece bozma ilamında açıklandığı şekilde muhdesat oranı kurulması ve bu oran dahilinde satış bedelinin dağıtılmasına karar verilmesi gerektiği- Taşınmazda kayıt maliki ve mirasçısı, davada taraf olarak yer almadığı anlaşıldığından; adı geçen mirasçı sağ ise kendisinin, ölü ise usulüne uygun ibraz edilecek mirasçılık belgesine göre tespit edilecek mirasçılarının davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-