Takip tarihinden sonra verilen ara kararın, geriye dönük olarak ilk tedbir ara kararını geçmişe etkili olarak değiştiremeyeceği, ilk tedbir kararının verildiği tarih itibariyle sonuç doğurmayacağı-
İflasın ertelenmesi davasına bakan mahkemece, takip tarihinden önce verilen ihtiyati tedbir kararı ile; anılan tarihten itibaren, borçlu şirket hakkında başlamış ve başlayacak takiplerin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına karar verildiğinden, alacaklı tarafından borçlu şirket hakkında yapılan takibin, tedbir devam ettiği sürece duracağı- Tedbir kararı (1) yıl süreli olarak verildiyse de, HMK.  mad. 397 uyarınca, anılan iflas erteleme kararının kesinleşmesine kadar tedbir kararının etkisinin devam edeceği, ticaret mahkemesince verilen kararın temyiz edildiği ve halen kesinleşmediği anlaşıldığından, tedbir kararının halen devam ettiği ve geçerli olduğu-
İpotekli taşınmazın maliki hakkında verilmiş ihtiyati tedbir kararı bulunmasa da, takibin, asıl borçlunun borçlarından dolayı söz konusu şirket lehine verilen ipoteğe dayalı olarak başlatıldığı, bu durumda, iflasın ertelenmesi davasında verilen ihtiyati tedbir kararı gereğince ipotek konusu taşınmazın satışı gerçekleştirilemeyeceğinden, mahkemece, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Yerel mahkemece verilen tedbir kararının tarihi 25/01/2016 olup, takip 27/01/2016 tarihinde başlatılmış ve aynı tarihte de ihtiyati haciz kararı alındığından, mahkemece verilen tedbir kararı yorumlanamayacağından dolayı icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olmakla bu kararın sonucu itibariyle doğru olduğu, ancak verilen tedbirde, ihtiyati hacizle ilgili olarak, uygulanmasının durdurulmasına karar verildiğinden, 27/01/2016 tarihinde alınan ihtiyati haciz kararı, tedbir kararından sonra olmakla uygulanması mümkün bulunmadığından ihtiyati haczin kaldırılmasına ve takibin iptalinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
İhtiyati tedbir kararının, takipten sonra verildiği, borçlunun bu tedbir kararı ile icra müdürlüğüne yaptığı başvuruda, borçlu hakkında uygulanan hacizlerin kaldırılması ile bundan sonra haciz uygulanmaması yönünde karar verilmesini talep ettiği, müdürlüğün aynı tarihli kararı ile borçlunun hacizlerin kaldırılması talebinin reddi hakkında karar vermeden, takibin tedbir kararı gereğince durdurulmasına karar verildiği anlaşıldığından, borçlu vekilinin bu tedbir kararı nedeniyle borçlu şirketin menkul ve gayrimenkul malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarına konulan tüm haciz ve ihtiyati hacizlerin kaldırılmasını talep etmesine rağmen mahkemece şikayetçinin talebinin, iflasın ertelenmesi davasında verilen ihtiyati tedbir kararı nedeniyle takibin durdurulması yönünde değerlendirilerek hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
İhtiyati tedbir kapsamına göre; asliye ticaret mahkemesince, borçlu şirket hakkındaki takiplerin "durdurulmasına" karar verildiğinden, anılan tedbir kararı uyarınca icra takibinin durması gerektiği-
Takip tarihinden önce verilen tedbir kararı içeriği göz önünde bulundurulduğunda, borçlu aleyhine yeni takip yapılmasını engeller mahiyette bir hüküm ihtiva ettiği açık olduğundan, mahkemece, ''takibin iptali'' yerine ''takibin durdurulmasına'' karar verilmesi isabetsiz ise de; yapılan bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
Tedbir kararından sonra başlatılan icra takibinin "iptaline" karar verilmesi gerektiği-
“...Hiçbir takip yapılmamasına ve yapılmış olan takiplerin tedbiren durdurulmasına” şeklindeki tedbir kararı, borçlu aleyhine yapılan takipten önce verildiğinden, bu icra takibinin "iptaline" karar verilmesi gerektiği
İcra mahkemeleri kararları kendi aralarında kesin hüküm oluşturacağı- Aynı konu, aynı taraf ve aynı sebebe dayalı olarak derdest bir itiraz dosyasının bulunması halinde istemin reddine karar verilmesi gerektiği-