Boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesinin kaçınılmaz olduğu-
Taraflar arasında 3 yıl önce reddedilen boşanma davası olduğu fakat ortak hayatın yeniden kurulamadığı aynı zamanda davalının cevabında "davacı ile bir araya geldiklerini ve birleştiklerini" ileri sürmediği sadece "K. 2009'da beni aradı, görüştük. Yeniden başlangıç istediğini söylediği" bu durumun ortak hayatın kurulduğunu kabul için yeterli olamadığı-
Kadının, eşine önceki evliliğinden olan çocuğunu evlat edinmesi için baskı uyguladığı, eşinin annesine hakaret ettiği, eşinin ailesinin ortak konuta gelmesini istemediği, kocanın da eşine fiziksel şiddet uyguladığı, evden kovduğu ve kürtaj yaptırmaya zorladığı anlaşıldığından taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olacağından kadının davasının da kabülünün gerekeceği eksik gerekçe ile davanın reddedilemeyeceği-
Boşanmaya neden olaylarda kocanın birlik görevini yerine getirmediği sabit olduğunda taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte geçimsizlik mevcut olacağından boşanmaya karar verilecek yerde eksik gerekçeyle davanın reddedilemeyeceği-
Boşanma davasında davalının ortak konutun ve müşterek çocukların ihtiyaçları ile ilgilenmemek suretiyle, evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediği anlaşıldığından taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olacağı bu sebeple boşanmaya karar verilecek yerde yetersiz gerekçeyle davanın reddedilemeyeceği-
Toplanan delillerden davalı-davacı kocanın geçim ve bakımla ilgili birlik görevlerini yerine getirmediğinin anlaşıldığı, bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, olayların akışı karşısında davacı-davalının dava açmakta haklı olduğu-
Davalı kocanın davacıya "Ben senin kızına iftira edeceğim, köyde bağıracağım, senin kızın Iğdır'a çıkamayacak" diyerek tehdit ettiği anlaşıldığından bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olacağı bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddedilemeyeceği-
Toplanan delillerden davalı-davacı (koca)'nın bağımsız konut temin etmediğinin, eşini tehdit ettiğinin ve ailesi ile görüşmemesi yönünde baskı uyguladığının anlaşıldığı, bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu-
Boşanma davasında davalı kocanın evlilik birliğinden kaynaklanan yükümlülükleri yerine getirmediği, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut olduğu bu sebeple boşanmalarına karar verileceği yerde davanın reddedilemeyeceği-
Boşanma davasında eşler arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olduğunda eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmeyeceği ve boşanmaya karar verilecek yerde yetersiz gerekçeyle hüküm kurulamayacağı-