Kararda sadece iddia ve savunmanın özeti yapılmış, tanık beyanları ve deliller yazılmış, denetime olanak verecek şekilde deliller tartışılarak ret ve üstün tutma sebepleri gösterilmemiş, vakıalarla ilgili hangi olayın sabit olduğu ve tarafların kusurlu görülen davranışları kararda belirtilmemiş ve kusur belirlemesi yapılmamış olduğundan, gerekçeden yoksun şekilde kurulan bu hükmün usul ve yasaya aykırı olduğu-
Mahkemece, HMK'nun 297. maddesi gereğince, borçlu şirketin, takipte, ipotek limitinin üstünde alacak talep edildiği yönündeki şikayetinin incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Yerel mahkeme kararında, taraf tanıklarının beyanları belirtilerek tarafların boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit kusurlu oldukları, fiilen ayrı yaşadıkları, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, bundan sonra bir araya gelip evlilik birliğini devam ettirmelerinin mümkün olmadığı, birbirlerine saygı ve sevginin kalmadığı belirtilip, davaların kabulü ile şiddetli geçimsizlik nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmiş olup, davanın kabulünde hangi delillerin üstün tutulduğu, hangi vakanın kabul edildiğine dair gerekçe yer almadığı gibi davacı kadının kusursuz olduğunun belirtilerek yoksulluk nafakasına hükmedilmesine karar verilmesi ile gerekçede kendi içinde çelişki yaratılmış olduğu-
Trafik kazası sonucu davacı İdare aracında meydana gelen bakiye hasar bedeli, tespit ve diğer masraflardan oluşan maddi tazminatın tahsili istemi-
Davalı kadın .... tarihli cevap dilekçesi ve .... tarihli cevap dilekçesi ile yoksulluk tazminatı isteminde bulunmuş olup, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği ve yasal gerekliliğe aykırı olarak bu talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması bozmayı gerektirdiği-
3. HD. 17.04.2017 T. E: 2015/19849, K: 5373-
Karar başlığında birden ziyade davalının adına yer verilmiş olmasına karşın, hüküm fıkrasında kabul edilen miktar yönünden "davalıdan alınarak" şeklinde hüküm kurulmasının infazda tereddüt oluşturduğu-
Yerel mahkeme kararında, kadının boşanma davasının kabulüne ilişkin gerekçe gösterilmemesi ve özellikle davalı erkeğe yüklenen kusurlu davranışlara ilişkin gerekçelerin kararda gösterilmemiş olması karşısında, gerekçesiz şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
İİK. mad. 89 uyarınca açılan tazminat davasında, mahkemece, hangi bilirkişi raporuna neden itibar edildiği, tarafların ileri sürdüğü, ancak bilirkişi raporlarında takdiri mahkemeye bırakılmış hususlar hakkında neden araştırma yapılmasına gerek görülmediği hususlarında gerekçe oluşturulmadığı görüldüğünden, mahkemece, HMK'nun 27. ve 297. maddelerine aykırı olarak verilen hükmün usul ve yasaya aykırı olduğu-
Mahkemece, hüküm fıkrasının (2) nolu bendinde; ".......... İcra Müdürlüğü'nün ........ Esas sayılı dosyasında dosya kapak hesabı olarak bilirkişinin 23/05/2016 tarihli raporunun esas alınmasına" şeklinde karar verildiği, ancak takip borçlusunun borçlu olup olmadığı, şayet borçlu ise borç miktarının ne kadar olduğu açıkça belirtilmediği, bu hali ile hüküm fıkrasının infazda tereddütlere yol açacak şekilde oluşturulduğu, başka bir anlatımla, HMK.'nun 297. maddesinde açıklanan ilkeler çerçevesinde ve yasanın öngördüğü anlamda oluşturulmuş bir hüküm bulunmadığı-