Şikayetçilerin Sulh Hukuk Mahkemesine başvuruları; ortaklığın giderilmesi davasından bağımsız olarak tesis edilen satış memurluğunun işlemi ile ilgili şikayet niteliğinde olduğundan; mahkemece, şikayet başvurusunun, ortaklığın giderilmesine ilişkin dava dosyasından ayrı bir esasa kaydedilerek görülmesi gerekeceği-
Kararın hüküm fıkrası ile gerekçesi birbirine sıkı sıkıya bağlı olup, arasında çelişki bulunmaması gerektiği- Tarafların tüm delilleri toplanıp, inceledikten ve son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin, HMK. mad. 298/3 uyarınca kararı, gerekçesi ile birlikte yazması ve hüküm sonucunu HMK. mad. 294/3 hükmünde öngörülen biçimde tefhim etmesi gerektiği-
Mahkemece, birleştirilen dava hakkında ayrı bir hüküm kurulmamış olması ve karar başlığında birleştirilen davanın gösterilmemesinin isabetsiz olduğu- Her bir dava hakkında harç, yargılama masrafı ve vekalet ücreti bakımından da ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği-
Alacaklı tarafından şikayete konu edilen ihale bedelinin tarafına ödenmesi talebi hususunda olumlu-olumsuz bir karar verilmemesinin HMK’nun 297. maddesine aykırılık oluşturduğu-
Birleştirilen davalar, bağımsızlıklarını koruduklarından her biri hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması ve HMK.'nın 297. maddesi uyarınca hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık,şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekeceği, mahkemece hüküm fıkrasının (1) no'lu bendinde birleşen davalar hakkında ayrı ayrı esas numaraları belirtilerek hüküm kurulması gerekirken “Davanın reddine” denilmiş olmasının doğru olmadığı-
Komşu parsel maliki olan davalının haklı ve geçerli bir nedene dayanmadan maliki olduğu 127 ada 9 parsel sayılı taşınmazına taş duvar çekmek suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesine ve yıkıma-
Örnek 13 no'lu ödeme emrinin borçluya 09.07.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun tebligattan 21.08.2015 günü haberdar olduğunu beyan ederek tebligat usulsüzlüğü şikayetini ileri sürdüğüne ve usulsüz tebligat şikayetini inceleme görevi icra mahkemesine ait olduğuna göre, mahkemece söz konusu şikayetin esasının incelenmesi zorunlu iken, bu konuda bir değerlendirme yapılmamasının doğru olmadığı-
Borçlu dilekçesinde gecikmiş itirazının kabulü ile takibin iptalini talep etmiş olup, aynı dilekçede tebligatın usulsüzlüğünü de iddia etmiş olmasına göre, mahkemece, İİK'nun 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itirazın koşullarının mevcut olup olmadığı değerlendirilerek ve İİK'nun 269/2. maddesi de gözetilerek bu konuda olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekeceği-