HGK. 13.12.2023 T. E: 5-1034, K: 1253
Temyizen incelenmesi istenen karar, 'İİK.'nin 36. maddesinin uygulanma şekline' ilişkin olduğundan, anılan kararın temyiz kabiliyeti bulunmadığı-
Temyiz kesinlik sınırının belirlenmesinde para cezasının göz önünde bulundurulmayacağı- Taşınmazın muhammen değeri ve ihale bedeli direnme karar tarihi itibarıyla temyiz kesinlik sınırının altında kaldığı gerekçesiyle temyiz isteminin reddi gerektiği-
Temyiz dilekçesi, kanuni süre geçtikten sonra verilir veya kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkemece temyiz dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi temyiz isteminin reddine karar verilebileceği- Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda taraflar eşit kusurlu olduğundan tazminata hükmedilemeyeceği-
Kamu düzeninin gerektirdiği haller dışında istinaf dilekçesinde ileri sürülmeyen bir hususun Bölge Adliye Mahkemesince inceleme konusu yapılamayacağı- Sendikal tazminatın hangi ücret üzerinden hesaplanacağı hususunun kamu düzenine ilişkin olmadığı gibi, bu tazminatın hesabına esas ücretin belirlenmesi kanunun açık hükmüne aykırılık teşkil etmediğinden bozma sebebi olarak re'sen nazara alınamayacağı- Yargıtay'ın temyiz sebepleri ile bağlı olmaksızın kanunun açık hükmüne aykırılık hallerini inceleyebileceği öngörülmüşse de, istinaf incelemesinde ileri sürülmediği için istinaf dairesince incelenmeyen bir konunun temyizde ileri sürülmesi durumunda Yargıtay'ın bu temyiz sebebini incelemesinin mümküm olmadığı-
Mahkemece, davacı üçüncü kişi, borçlu, dava dışı iki şirkete ait ticari defter ve muhasebe kayıtları getirtilerek, ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olup olmadığı hususu da dikkate alınmak sureti ile inceleme yaptırılarak davacı üçüncü kişi ile dava dışı şirketler ve borçlu arasında öteden beri devam eden fason imalatına ilişkin iş ilişkisi olup olmadığının; borçlu ve dava dışı şirketin aynı anda başka firmalara da fason üretim yapıp yapmadığının, fason imalat dolayısıyla düzenlenmiş fason iş bedeli faturalarının deftere kayıtlı olup olmadığının belirlenmesi, öte yandan; hacze konu mahcuzların cinsi ve buna bağlı olarak sunulan faturaların mahcuzlarla uyumu noktasında dosya kapsamında birbiriyle çelişkili bilirkişi raporları bulunduğu anlaşıldığından, çelişkileri de giderecek şekilde davacının dayandığı gümrük beyannameleri, faturalar ve sevk irsaliyelerinin mahcuzla uygunluğunun belirlenmesi, buna ilişkin fatura, sevk irsaliyesi ve bunlara ilişkin varsa ödemelerin ticari defterlerde kaydının bulunup bulunmadığının netleştirilmesi için gümrük uzmanı, metalurji ve malzeme mühendisi ve mali müşavir bilirkişi raporu alınması, bu doğrultuda toplanacak delillerin dava dosyasında bulunan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği- Katılma yoluyla temyiz dilekçesinin 10 günlük temyiz süresi geçtikten sonra verildiği anlaşıldığından temyiz edenin katılma yoluyla temyiz dilekçesinin süreden reddine karar vermek gerektiği-
Tebligatın, hukuki bir işlemin veya durumun ilgili kişiye bildirilmesi amacıyla yetkili kurum tarafından yapılan yazı veya ilan yoluyla belgeleme işlemi olduğu- Tebligatın teslim alınmasıyla birlikte tebligata konu olan hukuki duruma ilişkin sürelerin başlacağı- Temyiz kanun yoluna başvuru süresinin kararın tebliği ile başlayacağı, Davacının isteminin temyiz talebi değil yargılamanın yenilenmesi istemine ilişkin olması nedeniyle temyiz talebi olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı görüşü ileri sürülmüş ise de davacıya usulünce yapılmış karar tebliği bulunmadığından, temyiz isteminin süresinde yapıldığının kabulü bu nedenle temyiz isteminin öncelikle incelenerek karar verilmesi gerektiği-
Çekin lehtar hanesinde adı yazılı olan şirketin isminin çizilip yerine başka bir şirketin isminin yazılıp paraflanmasından sonra ilk cironun, bu şirket tarafından, ikinci cironun ise daha önce ismi çizilen şirkete ait olması durumunda, bu son şirketin takip alacaklısı sıfatıyla icra takibinde bulunmasında yasaya aykırılık bulunmadığı-
  • kayıt gösteriliyor