Davacının davasının, ölünceye kadar bakma sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olmasına karşın, kesin hüküm olduğu gerekçe gösterilen ............... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kararı ise taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olduğundan, davaların konularının bir diğer ifade ile dava sebebinin farklı olduğu, .............. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kararının işbu dava bakımından kesin hüküm oluşturmadığının kabulü gerekeceği-
Mirastan feragat sözleşmesinin (TMK. mad. 528), miras sözleşmesinin bir çeşidi olduğu ve resmi vasiyetname şeklinde yapılmasının zorunlu olduğu- Mirastan feragat sözleşmesinin açılıp okunması talebine ilişkin davanın sulh hukuk mahkemesince değerlendirilmesi gerektiği-
Ölünceye kadar bakım sözleşmelerinde, muvazaa ileri sürülmüşse, mahkemece dayanılan sözleşmedeki tarafların gerçek ve müşterek amaçlarının TBK. mad. 26 hükmünden yararlanarak açıklığa kavuşturulması gerektiği- Mahkemece, muris adına kayıtlı tüm mal varlığının miktarı, temlik edilen taşınmazların murisin tüm malvarlığına oranı araştırılarak, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek temlikte bakıp gözetme koşulunun değil bağış amacının üstün tutulup tutulmadığının belirlenmesi gerektiği-
Mirastan feragat sözleşmesi (TMK. md. 528) miras sözleşmesinin bir çeşidi olduğundan resmi vasiyetname şeklinde yapılmasının zorunlu olduğu-  TMK'nun 528 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş bulunan mirastan feragat sözleşmelerinin vasiyetnamelerdeki usul doğrultusunda açılıp okunmasına ilişkin bir hüküm bulunmadığı bu nedenle mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerektiği- 
818 sayılı Borçlar Kanununun 512, Medeni Kanunun 545 ve 532. maddeleri bir arada incelendiğinde ölünceye kadar bakma sözleşmesini ancak Sulh Hakimleri, noterler veya kanunlarca kendilerine yetki verilmiş diğer görevlilerin düzenleyebilecekleri-
Dava dilekçesinde, mahfuz hisseye tecavüz bulunduğu belirtilerek işlemin iptali istenmiş olduğuna göre; tenkise ilişkin talep de bulunduğu gözönünde bulundurulmak suretiyle karar verilmesi gerekeceği-
Mirastan feragat edilmiş olmasının ilgili kişinin mirasçılık belgesinde mirasçı olarak gösterilmesine ve kendisine mirastan pay verilmesine engel bir neden olmadığı, ne var ki, mirastan feragat sözleşmesinin hukuki sonucunun terekenin bölüşümü sırasında gözetileceğinin hükümde gösterilmesinin zorunlu olduğu-
Ölünceye kadar bakım sözleşmeleri taraflara hak ve borçlar yükleyen sözleşmelerden olup, bakım borcuna karşılık bir taşınmazın devri kararlaştırıldığında, bakım alacaklısının ölümünden sonra onun mirasçıları mülkiyeti geçirme borcu ile yükümlü olduğu, bu yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde, sözleşmeye dayanılarak tapu iptali ve tescil istemi ile dava açılabileceği,somut olaya bakıldığında; davacı resmi şekilde yapılmış bir sözleşmenin varlığını iddia ve ispat edemediğinden tescil isteminin reddine karar verilerek ikinci kademedeki istemin değerlendirilmesi gerekirken hayatın olağan akışına aykırılıktan söz edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı-
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan davada, mirasçılar adına tespit edilen taşınmazlara ait kadastro tutanak örnekleri kesinleşme tarihlerini içerir şekilde getirtilmesi, mahallinde taşınmazın bulunduğu yeri iyi bilen tarafsız elverdiğince yaşlı kişiler arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkların ve özellikle ölünceye kadar bakmak şartıyla yapılan bağış senedinde adı geçen tanıklar ile tespit bilirkişilerinin huzuruyla yeniden keşif yapılması gerekeceği-
Müteveffanın vefatı anında terekenin borca batık olduğu şayi veya sabit olursa, mirasın reddedilmiş sayılacağı, Türk Kanunu Medenisi'nin 550.maddesinde yazılı haller bulunmadıkça, mirasçıların her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilecekleri-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • kayıt gösteriliyor